KARARLILIK VE DEVLETÇİLİK
Elli kişi’den ibaret nüfus’u , ayrıca bir kilometre kare toprak parçasına sahip olan bir kabile, devlet kuramaz mı .? .
Neden olmasın . Ancak bu pratik’te böyle . Çünkü öncelikle bu elli kişinin , Devlet kurmalarının gerekliliğine karar vermeleri , bunun için çeşitli sebep ve sonuç ilişkileri ile bu aşamaya gelmeleri , Devlet olmakta kararlı ve olacaklara başlangıçtan hazırlıklı olmaları gerekir.
Şöyle bir bakalım , bu kanaate varmaları muhtemel insanların ortak özellik’lerine . Bu elli kişi beş aile’den meydana geliyor . Yaş ortalamaları kırkbeş . Sadece bu istatistik dahi başlangıç için çok önemli bir dezavantaj . Eğitim hiç yok . Kısacası okul nedir bilmiyorlar . Sohbetleri sadece bir sonraki günün düzenlenecek olan av operasyonuna hangi katılımcılar ile olacağı ve hangi mevsimde iseler eski tecrübeler ile sabit noktalara gidilmesi ile ilgili . Sonra uyku ile geçen zamanın sabahına ulaşmak. Kısacası yemek , içmek , yatmak , kalkmak ve v.s gereksinimler .
Ancak bir özellikleri var , ne zaman av’a gitseler bir önceki av’dan farklı bir tecrübeli kişi’yi el birliği ile lider olmaya uygun görerek yol’a çıkıyorlar . İsimleri’de yok , zaten böyle bir şey’e ihtiyaçları’da olmamış , nedeni ise , her hangi biri doğduğunda sahip olduğu belirgin özelliği varsa o özelliği ile hitap ediliyor, ta ki ölünceye kadar .
Yazının bundan sonraki bölümlerinde biz bu kabileye Brakula kabilesi ve halkına’da Brakulalılar diyeceğiz.
Günlerden bir gün ,kabileden Kunta diye anılan şahıs yolunu kaybeder . Bir türlü yolunu bulamaz kabilesinin . Günler günleri kovalar . Kunta yürüyüp geçer yaylaları , dağları , ovaları , bağları .
Üzümler yer hüzün ile , içi yanar tavrı ile , gider , gider , ağlayıp gider işte. O kadar olacak kolay mı bugüne dek hiç görmediği yerlerdir buralar . Kendisini koruyacağı bir mızrak’tan başka hiçbir şeyi yoktur. Belirsizlikler yüzünden bir garip telaş, anlam veremediği korkular içindedir Kunta .
Devamı var…
Serdar TUNÇLUER
Kaynak
YORUMLAR
Bence devletçilikten çok sistemler tartışılmalı, sistemlerde insanın insanca yaşayabileceği alternatifler vardır fakat devletçilik her daim belirli bir zümrenin tekelindedir
dünyanın bir kaç ülkesinde devletçilikten insan merkezli sisteme geçme aşamasında olan bir kaç devlet hariç tüm devletler barbarlığın devamcılarıdır aslında...Saygılar.
Devlet:
Bağımsız ve belirli bir sınırları olan, bu sınırlar içerisinde yaşayan ortak bir yaşamı ve kültürü paylaşan insanları refah,huzur,güven vs. gibi konularda fertlerin güvenliğini sağlama amacını güden, Kendisine özgü anayasası olan ve bu anayasa çerçevesi doğrultusunda kanunlar çıkaran uygulayan bağımsız olarak yargılama ve ceza verme, cezalandırma gücünü elinde tutan, toplumun yararına kurum ve kuruluşları olan bilinçli bir şekilde örgütlenmiş bulunan milletlerin oluşturduğu tüzel,hukuksal varlığa devlet denir.
varmı böyle bir devlet..
varsa bekliyoruz...