- 1773 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMAYI SENDEN ÖĞRENDİM BEN-2
Papatyaları senden öğrendim ben. Önceden önemsizlerdi benim için. Ezer, geçerdim onları. Seni tanıdıktan sonra anladım senin doğadaki en güzel çiçeğe benzediğini. Papatyalara benziyordun sen, onlarda senin gibiydiler. Çok güzel, sarı ve beyazdılar. Bir mavileri eksikti papatyaların ama zaten hepsi bir araya da gelse senin kadar güzel olamazlardı ya. Aslında papatyalar sana, benziyorlardı demek daha doğru olur. Sonra papatyaları toplamaya başladım. Her gün papatya toplayıp, onları bir miktar suda yaşatmaya çalışıyordum, aklımda ise en güzel papatya vardı hep. Sana da getirdim onlardan hep. Ve seni mutlu görüyordum ben, değilmişsin demek ki… Gittin, papatyaları da bıraktın ve gittin. O günden beri nerede papatya görsem, içimden bir şeyler geçiyor. Parçalanıyorum. Sadece elleyebiliyorum, sevebiliyorum papatyaları artık. Koparamıyorum onları. Sen geliyorsun aklıma. Sanırım senin gitmen, beni bitirirken papatyaları sevindirdi. Mutlu oldukları, topraklarındalar artık. Onları götürebileceğim bir sevgilim yok…
Maviyi senden öğrendim ben. En maviyi… Yusuf Hayaloğlu’nu senin sayende tanıdım. Gözlerini görmeseydim, Gözleri intihar mavi adlı kitabın olduğunu, onu yazan da bir şair olduğunu bilmeyecektim. Ne garipti değil mi o hikâye. Yusuf ağabeyle konuşuyordum. Üzerinde senin adının yazılı olduğu, seni anlatan dizelerin olduğu, imzalı kitabını bana gönderecekti. Ömrü yetmedi onun, sana o kitabı göndermeye. Bende Yusuf ağabeyi kaybettiğim akşam, kazanmıştım seni. O gece verdim kitabı sana, imzasızdı, yazısızdı, ama kadersiz olduğu belliydi. Yusuf ağabeyin gittiği akşam, vermiştim kitabı sana. Ve gözlerine bakarak demiştim; Gözleri İntihar Mavi… Gökyüzüne bakamıyorum, gözlerin geliyor aklıma. Denize bakamıyorum, gözlerin geliyor aklıma. Her yerde olduğu, maviyi gördüğümde, kalbimin çarpıntısını sana borçluyum. Bana bunu yaşattığın için sağ ol…
Koklamayı senden öğrendim ben. Yanındayken hep en güzelini kokladım. Bilmiyorum, belki de parfüm falan da kullanmıyorsundur. Beynim, dalga geçiyordur belki de benimle, seni her gördüğümde gelen o, papatya, bahar, deniz ve kışın kokusu. Evet, hepsi karışık bunların… Birkaç saniye gözlerine baksam, denizin kokusu, saçlarına baksam papatyaların kokusu, yüzüne baksam baharın kokusu, konuşmanı dinlesem kışın kokusu… Çünkü aynı kışın olduğu gibi, tüm soğukların içinde çıkan bir kardelendin sen… Bana bunu yaşattığın için sağ ol…
YORUMLAR
aşk ile yaşanılan her saniye güzel bir ömür gibidir ama ömürler biter ve onun hatırası anıları kalır, yemek yediğin yer, dolaştığın yer, tartıştığın kitaplar, filimler bir saniyesi bile bir ömürdür aşkın o güzel saniyeleri bize yaşatanlara, gitseler bile teşekkür etmek çok güzel sizin gibi,,, teşekkürler bu güzel yazı için sevgi ile kalın...