- 1921 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMİZDEN BİRİ, BİZDEN BİRİ RECEP ERGÜL İLE TÜRKÜ TADINDA SÖYLEŞİ
Tarih : 21.07.2008 - 19:03:44
--------------------------------------------------------------------------------
Geleceğin yolunu, geçmişin yıldızı aydınlatır Yenilikçi bir bakış açısı ile yaptığı bu albüm , Türkiyeden dünyayı selamlayan bir albüm olmuş.
--------------------------------------------------------------------------------
EDİTÖR’den
Sanata ve kültüre dayalı bir yaşamı dolu dolu yaşamak .
Böyle bir yaşam, insana temel bir ödül veriyor.Sanat insanlarını tanıyor,sanatcıların ince ruhlarını ve bizlerden ayrıcalıklı olduklarını görüyor , onlarla dostluklar kuruyor, ortak anılar inşa ediyorsunuz. Bundan güzel bir armağan, böyle dostluklardan iyi bir birikim olabilir mi?
Bu hepimiz için bulunmaz bir kazanç.
Sizlere, Sarıkamış Dergisi olarak bu röportajımızda bizden birini, içimizden birini tanıtmak ve türkü tadında söyleşi yapmak istedik.Aslında sizler onu çok iyi tanıyorsunuz, eminiz ki onunla gurur duyuyorsunuz.
Türkiye’nin büyük bir bölümü RECEP ERGÜL’ü ve sesini tanıyor, biz sadece düşünceleri ve özel hayatı ile de tanınsın istedik .
Geleceğin yolunu, geçmişin yıldızı aydınlatır düşüncesi ile öncelikle sanatcımızın geçmişinden kısaca bahsedelim.
Recep Ergül,15 Mayıs 1972 yılında Kars’ın Sarıkamış ilçesinde doğdu. Bu yörenin folklor edebiyatı ve musikisi kaynağından beslendi. Türkülerimizi otantik olarak yorumlamaya özen gösteren Ergül,Halk müziği sanatçılığı ile birlikte, radyo Program yapımcılığı ve sunuculuğu yapmakta ve Çeşitli Folklor ve Edebiyat Dergilerinde yazıları yayınlanmakta.Yurtiçi ve Yutdışında çok sayıda Konser verdi.Son derece nitelikli bir dinleyici potansiyeline sahip olan sanatçı İstanbul’da yaşamaktadır.
İlk Albümü 2001 yılında yayımlanan Sanatçı’nın,Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan 2.Albümü Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor.
Son albümünde Recep Ergül’ün yüreğinin güzelliği sesine yansımış. Yenilikçi bir bakış açısı ile yaptığı bu albüm , Türkiye’den dünya’yı selamlayan bir albüm olmuş.
Türküler kulağımızda tınlayan, içimizde hissettiğimiz, içinde barındığı hikayeleri ile gözümüzde canlandırdığımız bir müzik. İnce duygularımızı ve düşüncelerimizi anlatan, yüksek deyişler, ağıtlar dizelere dökülmüş. Yaşamda var olan her müzik gibi ince ve asil.
Recep Ergül’ün sesi bir çok müziğe yatkın iken o türküleri seçmiş, tutkulu ve cesur bir davranış sergilemiş, ticari kaygı olmadan sanat adına, halkına bir şeyler vermek adına yola çıkmış bu açıdan kendisini tebrik ediyor ve başarılarının daim olmasını diliyoruz.
Sevgili okurlarımız ,röportajımızı okumadan önce son sözümüze kulak verin.
Sabah erken kalkın, pencerelerinizi sonuna kadar açın, içeriye mis gibi bir hava ve kuş sesleri dolsun, yüreğinize güneşler doğsun. Çayınızı demleyin, Recep Ergül’ün cd.sini koyun müzikçalarınıza ve dinlemeye başlayın onun müziği eşliğinde röprortajımızı okuyun, sonrasında kendinizi çok ama çoook başka hissedeceksiniz.
*******************************************************************
Hoş geldiniz,
Röportajımıza başlarken sizinle alışılagelmiş sorular dışında , izninizle sanatcı kişiliğiniz ile ilgili soruların yanında , siyasi sorular, Türkiye’nin geleceği ve içinde bulunduğu durum ile ilgili sorular ve özel hayatınız ile ilgili sorularda sormak istiyorum.
İşte size alışılagelmiş klasik bir soru,
Recep Ergül kimdir? Okurlarımıza kendinizi kısaca tanıtabilirmisiniz ?
Recep Ergül, 15 Mayıs 1972 yılında Sarıkamış’ın Karapınar Köyünde doğmuş ve orada büyümüş,sizlerden biri.16 yaşına kadar Sarıkamış,ardından Balıkesir ve İzmir,2001 yılından itibaren ise İstanbulda ikamet ediyorum.İlk orta ve Lise 1.Sınıfa kadar Sarıkamış’da bulundum.İdeallerim doğrultusunda hareket ettim ve Yaşamımın önemli bir kısmını şekillendiren izmir’de eğitimime devam ettim.Güzel sanatlar’a olan ilgim ve Radyo yayıncılığına olan merakım nedeni ile her zaman iki işi bir arada götürmeye çalıştım.’’iki karpuz bir koltuğa sığmaz’’ derler ama ben birbirini tamamlayan işler yapıyorum.Halk Edebiyatı Araştırmacısıyım ve bunu keyifle yapıyorum,Halk Müziği Sanatçısı olarak icra ediyor ve Radyo Programcısı olarak dinleyici ile paylaşıyorum.
2001 yılında ilk albümümü yaptım(Bir Türküdür Yaşamak)
2002,2003,2004 yıllarında yaklaşık 80 adet Belgesel program gerçekleştirdim.
2006 yılında Sarıkamış’da donarak ölen askerlerimizin anısına ‘’Bir Beyaz Ölüm’’adı ile 2 Cd ve 18 Türküden oluşan bir Albüm yaptım.Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleşen bu albüm Büyükelçilikler aracılığı ile tüm dünyaya dağıtıldı ve Alman ZDF kanalına bile konu oldu.
2007 Yılında Volkan Konak,Sunay Akın,Ferhat Göçer ve daha bir çok sanatçı ile birlikte ‘’Rengahenk Türküler II ‘’ adlı albümde yer aldım.
2008 Haziran’ın da ise 1 yıldır üzerinde çalıştığım ‘’İçimde Sakladığım’’ adlı son Albümümü çıkardım.Bununla birlikte Radyo Programlarım devam etmektedir.
Gördüğünüz gibi hiç boş yılım yok ve dolu dizgin devam ediyorum J
Sarıkamış’ta doğup büyüdüğünüzü biliyoruz, Sarıkamış sizin için ne ifade ediyor ve Sarıkamış denince aklınıza gelen 3 şeyi söyleyebilir misiniz?
Anılarım,Çocuksu düşlerim,hatıralarım,Babam,Ailem,Arkadaşlarım ve daha bir çok şey.
Aklıma gelen 3 şeye gelince;
Eskiden;Misafirperverlik,İnsani Erdemlilik ve Dostluk
Şimdi ise Vefasızlık,Kendi değerlerine düşmanlık ve duyarsızlık.
Yaşadığınız yılların içinde sizin için en anlamlı yıl hangi yıldı?
Oğlum Ilgaz’ın Doğduğu 2004 ,Kars Kalesinde 35.000 Kişiye verdiğim Konser (2005)ve babamı kaybettiğim 1997 yılları acı ve Sevinç açısından yaşamımın unutulmaz yıllarıdır.
Ailenizde sanatla uğraşan varmıydı?
Ne Ailemde nede doğup büyüdüğüm çevrede Sanat ile uğraşan yoktu.
İlk Albümünüzü 2001 yılında yapmışsınız ,hakkınızda yaptığım araştırmada 2. albümünüz ile ilgili yazılanlar ilgimi çekti. Kültür Ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan bu albüm Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor nedir bu özellik okurlarımızla paylaşabilirmisiniz..
Ben bu Albümü yapana kadar Sarıkamış Harekatı üstüne yakılmış sadece 2 türkü vardı.Birini Ruhi SU diğerini ise Musa EROĞLU söylüyordu.Benim yaptığım Albümde ise 18 Türkü yer alıyor ve hepsi Sarıkamış Harekatında yitirdiğimiz Askerlerimiz için söylenmiş.Böylesi bir çalışma ne Yemen ne de Çanakkale için yapılmıştı ve Kültür ve Turizm Bakanlığının böylesi bir çalışmayı yapması sahiplenip tüm dünyaya dağıtması ise diğer bir ilktir.
Sarıkamışlıların bu Albüme ilgisi nasıl oldu?
Av.Fevzi ÇAMLI,İşadamı Nadir TİMUÇİN,Av.Veysel UÇUM ve Rahmetli Celal ARAS ile SARIKAMIŞ DERGİSİ baştan sona kadar bu heyecanı benimle paylaştılar.
Sarıkamış’ın sayıları gittikçe azalan duyarlı ve vefalı bazı isimlerinin bu ve buna benzer çalışmalar ile gurur duyduğunun farkındayım.
Ben ilk Albümümdeki bir esere bile kışın ortasında yine Sarıkamış’da Klip çekerek memleketimin tanıtımına katkıda bulunmaya çalıştım.Her zaman rahmetle anacağım değerli Eyüp ÇAMLI ile yollarımızın kesişmesi de bu döneme rastlar.
Sarıkamış’da Konser verdiniz mi ve Sarıkamışın Kültür-Sanat ortamı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
İlk kez 2004 Ekim ayında Sarıkamış meydanında hemşehrilerimle buluştum.Sağanak yağmura rağmen saatlerce beni ayakta dinlediler,beraber ıslanarak türküler söyledik. Bu konser benim kendi çabalarım ve imkanlarımla olmuştu.Ardından Sarıkamış şehitlerini anma etkinlikleri kapsamında 2 yıl üst üste Sarıkamış Spor salonunda konser verdim ve 4 yıldır aralıksız her Yılbaşı Gecesi ÇAMKAR OTEL ve TOPRAK OTEL’deyim.
Bildiğim Kadar Her Yıl Kar Festivali yapılmakta,bu kapsamda açık hava Konseriniz oldu mu?
Hayır,bu Festivale hiç çağrılmadım ama ne hazindir ki bu Festivallerden birine davetli olan değerli dostum ve Ağabeyim İzzet ALTINMEŞE’nin konuğu olarak sahneye çağrılmış,türkü söylemiştim.
Son olarak ise Küçük Ceylan adlı şarkıcının Konser verdiğini duymuştum.
Sarıkamışlıların Size bakışı ve hakkınızdaki düşünceleri nasıl?
Bir kısmının çok sanatsal anlayışı ve yaptığım çalışmaları takdir ettiğini biliyorum. kendilerinden,özü bozulmamış halktan biri ve kendi kültürlerine sahip çıkan bir sanatçı olarak değerlendiriyorlar ki bunlar aynı zamanda beni tanıyan insanlardır.Bir kısmının ise benden ve sanatımdan hoşlanmadığının farkındayım ki bunu her eylemleriyle kanıtlıyorlar ama önemsediğim ve gücendiğim bir durum değildir bu.Ben onların da sanatçısıyım ve onları da seviyorum.
Meselenin özü şudur ki;Benim hayattaki duruşum,sanat anlayışım ve Bakış açım her türlü küçük hesabın,entrika,çıkar ve kirli ilişkilerin çok üstünde ve ötesindedir.
Sarıkamış’ın Kültür ve Sanat ile bağı kopmuştur,günün birinde yeniden bir bağ oluşturmak konusunda bir çaba oluşur da benimde katkım olursa kendimi mutlu sayarım.
Sahne çalışmalarınız var mı? Konser ve turne programlarınız var mı?
Sahne çalışmalarım Ramazan Bayramından sonra başlayacak ve kış boyu devam edecek.Konserler ise İstanbul’da ve Anadolumuzun çeşitli şehirlerinde devam ediyor.
Ben müzik otoritesi değilim ancak kulağım çok iyidir ve iyi bir dinleyiciyimdir, sizin müziğinizi sesinizden ilk kez dinledim, dinlerken farklılıklar buldum , doğudan bakınca batılı, batıdan bakınca doğulu gibi gördüm , müziğinizin ruhu neyi anlatıyor?
İnsanı ve onun yaşamını gerçekçi ve yalın bir söyleyişle anlatıyorum.Tarihte çeşitli olaylar üzerine söylenmiş türküler ile günümüz insanının yaşamına dair ne varsa harmanlanıyor türkülerimizde.İçinde Sevgi,Barış,Dostluk,Hoşgörü ve Aşk var.
Anadolu değerleri ile büyüdüm ve bundan son derece mutluyum.Çocukluğum köyde geçti,köyde büyüdüm fakat uzun yıllardır Kent’de yaşıyorum ve Kent yaşamını iliklerine kadar içselleştirmiş biriyim ve Kentliyim.Doğu Kültürünün güzel yanları ile Batı Kültürünün bana hitap eden yanlarını hem sanatımda hem de yaşamımda sentezleyerek yaşıyorum.
Sizin için Türkiye Radyolarında Türkçeye hakim ve onu en güzel kullanan Program sunucusu diyorlar,biraz bu durumdan biraz da Radyo Programcılığınızdan bahsedermesiniz?
Çocukluğumda TRT Radyolarını çok dinlerdim.Zaten başka bir seçeneğim de yoktu.Köyümüzde o zamanlar Elektrik olmadığı için televizyon yoktu.Dış Dünya ile bağ kurmamızı sağlayan tek araç Radyo idi.Ne var ki yıllar sonra TRT nin duayen bir çok isminin öğrencisi oldum.BAŞKENT İLETİŞİM BİLİMLERİ AKADEMİSİ’ne gittiğim sırada öğrenmiştim ki Türkçe,110.000 kelimeden oluşan Büyük ve Zengin bir dil ama ne yazık ki ortalama olarak 250-300 kelime ile konuşuluyor.
Benim yaptığım programların diğerlerinden farkı şudur;Samimi,sıcak,doğal,gerçekçi ve iyi bir anlatımla bu toprakların Folklorunu yine bu topraklarda yaşayan insanlara anlatıyorum.Hikaye anlatmayı seviyorum ki bu benim işimin bir parçasıdır.Herkesin içinde kendini bulduğu eserlere yer veriyor ve Kültürel Kaynaşmanın yaşanmasına katkı sunmaya çalışıyorum.
Yaptığım Programların Çok dinlenilmesi ve benimsenmesini ise insanımızın,işini düzgün yapmaya çalışan birine gösterdiği teveccüh olarak değerlendiriyorum.
Yeni bir albüm, farklı bir imaj ve iddialı türküler, Recep Ergül bu albümü için ne kadar çalıştı?
Her albüm çalışmasını bir kadının doğum yapmasına benzetirim.Yaklaşık 1 yıl süre ile üzerinde çalıştığınız albüm’ün asıl işi çıktıktan sonra başlıyor.Çocuklar da öyle değil midir?
Yeni albüme,’’İçimde Sakladığım’’ adını vermem boşuna değil.Bu albümde hepimizin duygularına,düşüncelerine,hatıralarına hitap eden çok sayıda türkü bulunuyor.Çoğunlukla ya unutulup gitmiş,ya hiç bilinmemiş eserleri yeni eserlerle buluşturarak geçmişle günümüz arasında bir bağlantı kuruyorum.Bu Albüm benim bugüne dek yaptığım çalışmalar arasında en özel olanı.
Biraz geçmişe yolculuk yapalım.İlk albümünüz sırasında yaşadıklarınız ve o zamanki yaptığınız yorumlar ile kendisini geliştirmiş, şimdiki Recep Ergül yorumlarına bakarsak keşke bu kayıt olmasaydı dediğiniz türküleriniz var mı?
Bu bir süreç.Her konuda olduğu gibi bu konuda da olgunlaştığınızı hissettiğiniz zamanlar,geriye dönüp baktığınızda şimdi olsa daha güzel yapardım dediğiniz oluyor ama kesinlikle oralardan da geçmek gerekiyor.Bütün büyük Sanatçıların da ilk yapıtlarına baktığınız da biraz amatörlük görüyorsunuz.
Sizce , sanatcı kabiliyetinizin dışında hangi özellikleriniz Türk halkının gönlünde taht kurmanıza vesile olmuş olabilir?
Kişilik sahibi,kendini yetiştirmiş ve yetiştirme gayretli,olduğu gibi görünen,hoşgörülü, yapıcı ve birleştirici özellikleri olan bir insanım.
Bir sanatçı için edebiyat mutlaka olmalı diye düşünüyorum, sizin hayatınızda edebiyatın yeri nedir?
Yaşamımın ve sanatımın bir parçasıdır Edebiyat.Özellikle de halk Edebiyatı alanında yaptığım çalışmalar benim aynı zamanda insani ve sanatsal duruşumu oluşturmuştur.
Peki, müzik haricinde başarılarınız var mı? Bir çok başarılarınızın olduğundan eminim özellikle Aşıklık geleneği üzerine,Bilimsel-Akademik araştırma ve incelemeler, derlemeler yaptınız. Bu konularda çeşitli dergilerde makaleleriniz yayınlandı. Akademik araştırmalarınız devam ediyor mu?
Aşıklık Geleneği üzerine çalışmalar,yapılması gerektiğine inandığım bir iştir.Her biri yaşadığı dönemin ekonomik,sosyal,siyasal ve kültürel koşullarını eserlerinde harmanlamış ve geleceğe,geçmiş yaşamlar ile ilgili çok önemli ip uçları bırakmıştır.
Araştırdıkça yeni ipuçlarına rastlıyor ve bir ömür çalışılsa bile zamanın yetersiz kalacağını düşünüyorsunuz,elbette ki çalışmalarım devam edecek.
Bazı sanatcılar özel hayatlarını çok göz önünde yaşıyorlar.Sanki çok fazla ortada görününce, çok fazla magazinel olunca bir şeyler olunduğu sanılıyor ve ya çok etkili bir yol olduğu zannediliyor.Size göre doğru bir yöntem midir?
Magazin dünyası isimlerinden biri olmadığım için mutluyum.Gerçek sanat ile show yada eğlence dünyası çok farklı.İlk kategoriye girmek için bilgi,birikim ve yeterli donanıma sahip olunmalı ama ikincisi için böyle meziyetler gerekmez.
Şu anda İstanbul’da yaşıyorsunuz, İstanbul sizin için ne ifade ediyor ? ve neden İstanbul?
Sanat ile uğraşan herkesin bir anlamda son durağıdır İstanbul.İmkanlar daha geniştir,sesinizi daha rahat duyurabilme şansına sahipsiniz ve elbette müzik sektörü buradan yönlendiriliyor.
İstanbul tarih,kültür ve edebiyat kokan gizemli bir şehirdir.Bütün fiziki sıkıntılarına rağmen her gün yeniden keşfedilmeyi bekleyen bir şehirdir.İstanbul’u seviyorum.
Özel hayatınızdan biraz bahsedermisiniz? Recep Ergül bir gününü nasıl geçirir, Gün içinde onu en çok ne mutlu eder?
Evliyim ve Ilgaz adında bir oğlum var.Gün benim için 06.00 da başlar.1 saat süren Sabah yürüyüşümden sonra Eşim çiğdem hanım kahvaltı hazırlar ve saat 08.30 da evden çıkarım.10.00 da Radyo programım başlar ve program boyunca yaşama dair bir çok şeyi paylaştığımız,birbirimizi hiç görmeden gıyaben sevdiğimiz Radyo dinleyicilerinin gösterdiği ilgi ve Oğluma duyduğum sevgi beni zinde tutar.Program sonrası müzik çalışmalarıma yöneliyorum ve fırsat buldukça dostlarımla buluşup sohbet ediyorum.her kesimden hatırı sayılır dostluklarım var ama daha çok Edebiyat,felsefe,siyaset ve sosyal konularda bir çok şey paylaştığım ve yaşamımda yeri olan dostlarım ile zaman geçirmeyi seviyorum.
Özel hayatınızda nasıl davranmayı seven birisiniz? Bugüne kadar hayatınız çok hareketlimi geçti ,yoksa gayet mütevazı mı yaşadınız?
Geçmişte de bugün de son derece sade yaşayan ve içinden geldiği gibi davranan biriyim.
Daha iyi bir yerde olmanız gerektiğini düşünüyor musunuz?
Sanatsal geçmişime baktığınızda takdir edersiniz ki başarılarla dolu.Fakat başarı kriterleri ve karşılığı farklı.Halk Müziği camiasında iyi bir yerde olduğumu biliyorum ve daha yürünecek çok yolum var.
Biraz da spor diyelim mi?
Türkiye’deki üç büyük spor klübümüzün Avrupa’daki ve dünyadaki durumu size göre nedir, Klüplerimiz gerçekten hak ettiği yerlerdemi?
Spor insanlar arası diyalogların gelişimi için bir araçtır,yani sözde hep söylenildiği ama tatbik edilmediği barıştır,dostluktur,kardeşliktir.Ne var ki bizim ülkemizde başka bir şeydir,özellikle de futbol.Takımlarımız Bence hak ettikleri yerdeler(tabii ki tersinden).Siyasetin,mafyanın,şike’nin bu kadar çok konuşulduğu bir alan ne kadar spordur?Ve bu ülkede haftanın 7 gününün Futbol koşulduğunu,futbolun her şeyin önüne geçtiğini,üstüne çıktığını,içeride aslan parçası iken dışarıda ne durumlara düştüğümüzün bir kez olsun doğru hesabını yapmamış iken bence yine de iyi yerdeler J
Bir konu hakkında, örneğin sanat, siyaset , bilim ya da başka alanlarda tanımlama ve genelleme yapmak sizce doğrumu dur?
Herşeyi nesnel koşulları içinde değerlendirme yanlısıyım.
Peki ya siyaset ilginizi çeker mi?
Bu ülkedeki herkes gibi bende siyaset ile ilgiliyim ama daha çok siyaset bilimi ile ilgiliyim.Anlayacağınız halkımızın kahvehaneler ve birahanelerde hükümet devirmesi biçiminde bir meziyetim bulunmamaktadır.
Türkiye’nin geleceğinden umutlumusunuz?
Gelecekten ne umduğunuza bağlı.Geçmişi irdeleyince geleceği görüyorsunuz zaten.Ben köy çocuğuyum ve bilirim ki her ot kökleri üstünde biter.Gelecekte olağan üstü şeylerin olabileceğine inanmıyorum ama Türkiye’nin içine kapanıp izole olmamasını diliyorum.
Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de siyaset de ekonomi de günü birlik yapılıyor. İnsanı ve onun gelişimini esas alarak gelecek inşa eden bir anlayış yok. Öte yandan Her alanda kutuplaşmalar yaşanıyor ve bunun mutlaka aşılması gerektiğini düşünüyorum.
Din bizim bayatımızın hangi alanına, ne ölçüde müdahildir? Yani dinin alanı sizce neresi olmalıdır?
Dinimizi aynı zamanda kültürümüzün bir parçası olarak algılamalı ve yaşamalıyız.Böyle algılanırsa insanlığın gelişimine hizmet eder.Öte yandan İslam dini hoşgörü dinidir,farklılıklara açık ve ötekine saygıyı esas kılar.
Türk toplumu ve Türkiye’deki işleyiş, tarihsel süreç içerisinde sosyal demokratları nasıl algıladı?
Yazık ki doğru dürüst bir Sosyal Demokrasi anlayışımız ve partimiz olmadı.Olsa belki yansımaları daha rahat değerlendirebilirdik ancak toplumumuzun zaman zaman Sosyal Demokrat çıkışlara son derece duyarlılık gösterdiğini hepimiz görmüşüzdür.1970 li yıllarda rahmetli Bülent ECEVİT’in Halkçı ve Demokrat söylemlerini iktidar yapmasını,SHP yi İktidar ortağı yapmasını örnek gösterebiliriz.Çünkü sosyal bir demokrasi,bu ülkedeki herkesin ortak bir beklentisidir.Demokrasi,Hukuk ve Özgürlük herkesin ortak özlemidir.
Türkiye şu anda anormal bir süreç yaşıyor sizce normalleşmesi için CHP önemli bir partimidir Eğer böyle ise bir vatandaş olarak CHP den beklentileriniz nelerdir?
Sadece CHP den değil,tüm siyasi Partilerden Demokrasiyi savunmaları ve tüm enerjilerini ülkemiz insanının birlik,beraberlik duyguları ile bir arada yaşama anlayışının gelişmesine harcamaları yönünde beklentimiz olur.
Siyasi Partiler Kanunu da olmak üzere bu ülkede kamu vicdanını yaralayan ve Siyaset Kurumunu güvenilmez kılan nedenleri ortadan kaldırmalarına, hak, hukuk, adalet konularında birlikte hareket ederek ortak bir gelecek için çalışmaları yönünde beklentimiz olur.
Türkiye’nin yaşadığı sorunlar herhangi bir partinin yarattığı sorunlar olmadığı gibi bunun çözümü de herhangi bir parti ile olmayacaktır.Aklın,vicdanın ve herkesin katılımı ile ortak bir gelecek inşa edilmelidir.
CHP nin siyasi yolculuğunda Sayın Deniz Baykal size göre ne anlam taşır?
Sayın Deniz BAYKAL değerli bir Devlet Adamı’dır.Lakin Devlet Adamlığı ile Halk adamlığı dengesini sağlayabilenler hep önemli liderler olmuştur. Siyaset Halka rağmen yapılmayacağına göre, yaşadığınız toplumu iyi tahlil etmeli,tanımalı ve beklentilerine cevap verebilmelisiniz. Sayın BAYKAL yapabilmiş midir? Bilemem,tüm soruların cevaplarını tarih yazıyor.
Tarihte keşke ben şu olsaydım dediğiniz birileri var mı? Keşke onun hayatını ben yaşasaydım dediğiniz birileri?
Olmaz mı?Kıskandığım,gıpta ile baktığım tek kişidir Evliya ÇELEBİ.
Son söz sizin dinleyicilerinize, okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Bu topraklarda asırlar boyunca çok Medeniyetler yaşadı. Hititler, Frigler,Lidyalılar, İyonlar, Urartular vs hepsi ayrı bir miras bıraktılar tıpkı Türk,Kürt,Ermeni,Laz,Çerkez, Gürcü ve diğer Kültürlerin bırakacağı gibi.Bu ülke ve bu dünya hepimize yeter,paylaşmasını bilelim ve insanlığın ortak mirasına ortak sahip çıkalım.Barış,kardeşlik ve bir arada yaşama duygusunu sahiplenelim.Bunun da yolu daha çok Demokrasiden geçer ve bizlere de onu daha çok savunmak düşer.Tüm bu güzel duyguları Türküler temsil eder.türkü dinleyelim ve dinletelim.Herkese selam,saygı ve sevgilerimle…
Sarıkamış Dergisi’nin yeniden yayınlanmasından duyduğum memnuniyeti belirtmeliyim.
Ve bu son sözden Sarıkamış Dergi’sinden size,
Sayın Recep Ergül biz yaptığımız bu röportajdan inanılmaz keyif aldık. Size sanat dolu, eşiniz Çiğdem hanımla ve oğlunuz Ilgaz’la şanslı, sağlıklı uzun sürecek , türkü tadında bir ömür diliyoruz.
Bir başka söyleşide tekrar buluşabilmek umuduyla, yoğun işleriniz arasında bize ayırdığınız kıymetli zaman için teşekkür ediyoruz.
www.sarikamisdergisi.com adresinde yayınlanmıştır.
HÜLYA TÜRK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.