- 924 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZLENDİĞİNİN FARKINDA MISIN?
Özlenildiğinin Farkında Olmayan Can Dostuma,
Anımsar mısın, seninle ilk tanıştığım ve söyleştiğim o günü?
Hani bir öfkeyle şöyle demiştin bana;
"Emine Hanım, kimse kendi değil burada ve Türkçe’mizi katlediyorlar. Ben bu ortamın içinde yer alamam. Ne Vatanıma, Ne Atatürk’üme, Ne Peygamberime ve Ne de Dilimize kelam edenlerle bir arada olamam..." demiştiniz.
O zaman sizden çok etkilenmiş ve "kalem dostunuz" olmuştum. Sizi tutamadım o sitede. Aniden gitmiştiniz.Tüm eserlerinizi de silip/süpürüp gitmiştiniz. Vedanızı posta kutumda bulmuştum.
Biliyor musunuz, o gün ağlamıştım? Yokluğunuza alışma sürecinde ardınızdan mektup yazıp bırakmıştım sitemize. Ağladım, çünkü tüm arkadaş listenizi silmiş ve bir kişi kalmıştı, silmediğiniz.
Evet, bir tek o ismi listenizde tutmuştunuz. Vefanızın ve dostluğunuzun sembolü idi oradaki isim.
"Emine Pişiren"
Adımı dost listenizde görünce, nasıl onurlandırdın beni, bir bilsen? Bir kaç gün sonra bana bir mesaj yazmıştınız.
"Durmayın o sitede, Atatürk’ümüze düşman o site ve çok bölücü var, sizi üzerler..."
Geride kaldım...
Dinlemedim sizi...
Sizin beni dinlemediğiniz gibi...
Çünkü, değiştirebileceğimi sandım, kalemimle fikirlerimi, düşüncelrimi, milli değerlerimizi ve belleğimde hangi bilgi varsa paylaşıp, çoğalmak istedim...
Haklı olan yine siz çıktınız can dostum...
Atatürk’üme ve Vatanıma söz söyletmedim ve tepkimi verdiğim an beni üzdüler.
Dostluğumuz sürdü...
O siteden bu siteye geldik. El ele olup BİZ olacaktık.
Türkçemizin bekçisi ve bizden sonraki geleceğimize ATATÜRK’ÜN fenerini teslim etmek amacıyla, burada edebiyat yuvamızı kurduk.
Buraya kadar doğru mu can dostum?
Neden susuyorsun?
Şimdi neredesin?
Hasta olduğunu duydum. Sana telefonla ulaşamadım. Hiç bir yerde yoktun. Ve hayatından endişe etmiş hergün senin için dualar ediyordum. Senden hiçbir haber ve iz yoktu. Ta ki, gazeteci yazar arkadaşın M.Beyazıt sitemize gelene kadar.
Evet, gerçekten ağır bir hastalık geçirmiştin. Beyin damarların tıkanmış ve sen kendini bilmeden, aylarca hastanede yatmıştın.
Ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
İyileştiğin müjdesini alınca da sevincimi anlatamam.
Ve iyileşip sitemize geldiğin gün ise dünyalar benim olmuştu.
Ya şimdi, can dostum?
Şimdi neredesin?
Yine kayıplardasın...
Senden geriye kalan bir kaç hatıra olan yazılarını eski sitemizden yeni edebiyat sitemize taşırken, gözlerim ıslandı...
YOKLUĞUNA...
Aşağıda senden kalan bir kaç sözcük beni benden almıştı bile...
"...Sevgisiz insan, köksüz ağaç gibidir. Karşılıklı olan sevgi ile dağlar aşılır, Ummanlarla boğuşulur. Tefekkür insanı rahatlatan, Ona insan olduğunu, birgün göçüp gideceğini. geçmiş ile geleceğin hesabın yapmasını sağlar. Yaşadığımızın, kazandıklarımızın ve kaybettiklerimizin hesabını yapmamızı sağlar. Kelimeler üzerinde gezinirken pek çok şeyi düşünmeyi ve düşündürmeyi amaçladım. Tefekküre her daldığımda yeniden doğmuş gibi oldum. İstedim ki hayatla boğuşmaktan kendine zaman ayıramayan dostlarım biraz dinlensin ve düşünsün. İşte bu kadar...
Benim moral kaynağım, Dostların en güzeli Emine Hanımefendi sevgilerin buluşma noktası sizsiniz. Güzel gönlünüzü ve sizi çok seven bir dostunuz, bu hasta bedenle yaşamaya çalışırken, sizinle güç bulmakta ...
Sizi seviyorum can dostum...- F.D-"
Alışamadım ben senin yokluğuna...
Özlenildiğinin farkında mısın?
Şimdi bunu düşünüyorum...
Sevgilerimle...
Can Dostum dediğin,
Emine Pişiren
Bursa/21.05.2009