- 1630 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
...
“Bir harpte Hazreti Ali (r.a.) bir kâfirle çarpışıyor ve kâfir usta bir
savaşçı olduğu için bir türlü mağlup edemiyordu. Tam karşı karşıya
geldikleri bir sırada Hazreti Ali:
- «Ya Allah!» diyerek kâfirin üzerine hücum edip yere yatırdı. Çıkıp göğsü
üzerine oturduktan sonra hançerini çektigi sırada kâfir Hazreti
Ali’nin yüzüne tükürdü. Kâfir, bunu Hazreti Ali gazaba gelsin de; daha çabuk
öldürsün diye yapmıştı.
Hazreti Ali hemen kâfirin üzerinden kalkarak onun da ayağa kalkmasına
müsaade etti. Kâfir şaşkinlik içinde;
- Ya Ali, ben seni kızdırmak için yüzüne tükürdüm, sense beni tam
öldüreceğin sırada serbest bıraktın. Bunun sebebi nedir? diye sordu. Hazreti
Ali kâfire şu cevabı verdi:
- Ben bu harp meydanında Allah rızası için çarpışıyorum... Sen yüzüme
tükürdüğün zaman içimde sana karşı bir nefret hissi belirdi, seni öldürmüş
olsa idim Allah için değil de nefsime yapılan hakaretten dolayı öldürmüş
olacaktım. Bundan dolayı seni öldürmekten vazgeçtim, dedi.
Kâfir Hazreti Ali’nin bu âlicenaplığına hayran kalarak İslâmiyeti kabul
edeceğini ve İslâm dinini ta’rif etmesini istedi.”
__________________
YORUMLAR
Fatih Altaylı
Türkan Saylan'ın umre yaptığını biliyor muydunuz?
19.05.2009 07:31
Prof. Türkan Saylan'ı kaybettik.
Bugün yayınlanacak bazı gazetelerin manşetlerini tahmin edebiliyorum.
Zil takıp oynayacaklardır.
Hakaretin boyutunu nereye kadar vardırabileceklerini tahmin etmek ise güç.
Çünkü bunun için o tıyneti bilmek gerekir. Ben bilemem.
O zil takıp oynayacak taifeye, bir nebze arları varsa utanmaları için bir minik hatırlatma yapmak istiyorum.
Bilirler mi, ki o sevmedikleri, o nefret ettikleri, o dinsiz dedikleri Türkan Saylan, 1983 yılında bu yana "Hacı" Türkan Saylan'dır.
Bilmezler, çünkü Türkan Saylan onlar gibi din üzerinden güç toplamak, din üzerinden ticaret veya siyaset yapmak isteyen biri değildi.
Bu yüzden de umre ziyareti yaptığını hiçbir zaman, en ağır saldırılar karşısında bile vurgulama ihtiyacı hissetmedi.
Şaka yapmıyorum.
Türkan Saylan 1983 yılında Mekke'ye gidip, Kabe'yi tavaf ederek umre yapmıştı.
Ben de bunu iki yıl önce, tam da bugünlerde yanlış hatırlamıyorsam Ayşe Arman'ın kendisiyle yaptığı bir röportajda okumuştum.
Utangaç bir eda ile köşede kalmış bir bölümünde.....
Bu da tatmin etmez ona nefretini,kinini kusmak için fırsat kollayanları ya,ben yinede Fatih ALTAYLI'nın bu yazısını paylaşmak ihtiyacı hissettim."ÖLÜDEN ŞEYTAN BİLE UMUDUNU KESMİŞTİR" diye çok bildik bir söz vardır lakin şeytandan daha şeytanlar var.Yazının finalinde paylaştığınız okur yorumuna katılıyorum.Ayrıca cenaze namazını kıldıran emekli müftünün konuşmasından bazı bölümleri ekliyorum
"Teşvikiye Cami'ndeki cenaze namazını kıldıran Beyoğlu emekli Müftüsü İhsan Özkes, duygusal bir konuşma yaptı. 2002 yılında tanıştığı Türkan Saylan'ın vasiyeti gereği cenaze namazını kıldıran Özkes, konuşmasını hadislerle süsledi.
Türkan Saylan'ın ödülünü Allah'tan alacağını söyleyen Özkes şöyle konuştu: "Annesi Leyla hanım'dan dolayı kendisine misyoner ve kafir denmesinden dolayı çok rahatsızdı. Kendisine kafir denilen her Müslüman bundan rahatsızlık duyar. Bu yakıştırmayı yapanlar, merhumenin cenazesine saygı göstermelidir. Türkan Saylan hanımefendi, ömrünü eğitim ve cehalete karşı savaşla geçirdi. Kansere rağmen kenara çekilmedi. Sadece iki oğlunun annesi olmadı. Onbinlerce öğrencinin anası oldu. İnsan eğitiminin önemi hepinizce malumdur. Eğitime verdiği destekten dolayı ödülünü Allah'tan alacaktır. Allah, 'Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu' diyor. 74 yıllık ömrünü eğitime ve sağlığa adadı. Acı bir gerçek şudur ki, her canlı ölümü tadacaktır. gerçek ölüm, dirilerin ölümüdür. Kuran'da şöyle deniyor. 'Her kim zerre ağırlığınca iyilik yaparsa karşılığını görecektir.
Türkan Saylan Hanımefendi aslında ölmemiştir, istirahata çekilmiştir. Onun adı eserleriyle hep anılacaktır. Samsun'a çıkışının 90. yılında Ulu önder Atatürk'ü rahmetle anıyoruz. Prof. Dr. Türkan Saylan Hanımefendi dünyasını madden değiştiriyor. Ancak onun başlattığı hizmet devam ediyor. Bugün milyonlarca insan onu duayla anıyor. Rahmetle anıyor. O bizlerden ayrılıyor ama bizden daha fazlası onu diğer tarafta karşılamaya hazırlanıyorlar. Ölüm sevgiliyi sevgiliye kavuşturan bir köprüdür. Türkan Saylan Hanımefendi'nin burada kaldığı kadar diğer tarafta da sevdikleri vardır. Ölümünden az önce görevini tamamladığını söylemişti. Umarız merhumenin bıraktığı yerden hizmet bayrağını devralacak nice Türkan Saylanlar çıkacaktır."
Öte yandan namazı kıldıran eski Beyoğlu Müftüsü İhsan Özkeskin,
Saylan ile olan tanışıklığını dile getirdi. Saylan'ın kendisini ziyaret ettiğini bu vesile ile tanıştıklarını, zaman zaman dini sohbetler için kendisine geldiğini belirtti."
Saygılar....
Kendisinin söyledikleri fikir verebilir belki bu konuda.
Ayşe Arman ile çok yakın bir tarihte roportaj yapmış idi;
Soru: "Burs verdiğiniz öğrenciler arasında başıörtülüler de var mı?"
Cevap:"Hayır. Böyle bir ilkemiz var. O çocukların bir kısmı militan olarak kullanılıyor. Biz de böyle casus gibi aramızda onları istemiyoruz. Baştan söylüyoruz, herkesin prensipleri var."
Soru: "Bunun haksızlık olduğunu düşündüğünüz olmuyor mu?"
Cevap:"Asla. O kızları militan yapıyorlar. Gerçi, o örtü sayesinde erken koca buluyorlar o ayrı."
Soru:"Oysa, kalbiniz herkese bu kadar açık... Biri şöyle bir mail atmış, "Benim suçum ne? Kafamdaki örtü mü? Bana karşı Türkan Saylan neden şefkatini göstermiyor. Ayrımcılık yapıyor."
Cevap: - Bakın iki tür örtülü var. Bir gerçekten samimi olanlar, bir de olmayanlar. Hepsi bir değil. Benim hastalarım var, 12 yaşında zorla örtüp evlendirmişler. Sonra da intihara kalkışmışlar filan. Herkes onları bir takım gibi görüyor, hayır öyle değil. Ben esas olarak kadınları kullandıkları için kızgınım. Onlara da kendilerini kullandırdıkları için kızarım. İnsanın kendini kullandırmaması lazım. Ben Cumhurbaşkanımızın eşine de üzülüyorum, çok küçükmüş evlendiğinde. Yazık günah değil mi?
İnancı gereği başını kapayanlara karşımıymış bilemiyorum.Ama her türlü başını örtene burs vermediği verdirmediği aşikar.Yök üyeliğğ döneminde de kız öğrencilerin okulardan atılmasına, kapılardan döndürülmesine ses çıkardı mı yoksa ikna odalarından geçemeyenlerin okullardan atılmasına, inançlı "kardelenlerin" kopartılıp atılmasına, çiğnenmesine, ezilmesine yardımcı oldu mu?
Artık Allah huzurunda ve haklının hakkının teslim edileceği yerde.Dilerim kimseye hak borcu yotur.Öğrenimlerinin yarıda kalmasına neden oldukları, okulardan atılmalarına neden oldukları "kardelenler" haklarını helal ederler...
Türkân Saylan , kesinlikle İslâm dinine ve ona inanlara, inancı gereği başını kapayan insanlara karşı değildi ; tıpkı Atatürk gibi. Çünkü o bir Atatürk kadını idi...Türkiye'de demokrasiyi kullanarak, yine o demokrasiyi ortadan kaldırıp, yerine din devleti kurmak yani Atatürk'ün onca vatan evlâdının şehit olması pahasına kurduğu Cumhuriyeti yıkmak isteyenlere karşı idi ; bizim gibi....
Hepimiz karşıyız ; dinin istismar edilmesine..Cumhuriyetin yıkılmaya çalışılmasına, Türkiye'de din devleti kurulmasına...
Bu uğurda cehennem ise hak ettiğimiz, alın sizin olsun sahte cennetler.....
Fikret TEZAL tarafından 5/19/2009 4:43:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
İslam düşmanlığı ile odaklanmış olduğu başörtüsüne düşmanlığının şiddetinden Allah başındaki saçları aldı.
Başlarını açtırabilmek için dünyayı başlarına dar ettiği genç kızların ahı olarak Ölünceye kadar başını istemese de örtmek zorunda kaldı.
Fikir ve düşünce özgürlüğü adına fikir ve düşünce dünyasının kara birlekesi olarak tarihteki yerini aldı.
Ötesini ise ben bilmiyorum.
Sevgi ve hoşgörü temelindeki bir inancı,ne şekilde algılayıp yaşamaya çalışıyorsak artık,ölen bir kimsenin ardından konuşmanın terbiye ve edep sınırları dışında olduğunu ,ölüsüne saygı duyamayan insanlar haline geldiğimizi ve üstelik bunları islam ınancının gereği gibi,inanan insanların hoşgörüsünü şahsi düşünce ve çıkarlar için kullanarak yapabiliyoruz.
Üzüntü verici... (söz meclisten dışarı,genel durum, bakıldığında maalesef sevgi ve hoşgörüyü çok fazla yitirmiş gibi görünüyor.)
snncn tarafından 5/19/2009 1:41:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
İnsan
İnsansal vasıflarından soyutlamışsa kendini
Buna camiyi de alet eder
Dini inançlarını da
Hatta daha da ileri giderek cinsiyetinin en aymaz ve en vahşi avantajlarını da kullanır
Kendini bilime adayanlara
Ve sağduyulu düşünenlere
Küfür etmek, bağırıp çağırmak, karalamak, suçlamak
Baskı hörgüçlerini kullanmak
Hatta kılıç çekmek
Erkliğimizin ne kadar da her şeyin üzerinde olduğu duygusunu yaşatıyor
Kendini ve egolarını tatmin etme en üst sınırlarda dolaşıyorken
Bırakın mastürbasyon yapsınlar özgürce
Ben bunun sınırlarının nereye varabileceğini de merak etmiyor da değilim hani.
Sevgi ve saygıyla insanca düşünmelerimize. Işıl Aksoy
iSLAMIN SOSYAL HAYATTAKİ YERİNE DÜŞMANDI DA GERİSİNİ BİLEMEM. TERÖR SEMPATİZANLARINA, HAÇLI İTTİFAKINA GÖSTERDİĞİ TEVECCÜHÜ BAŞI KAPALI İNSANLARDAN ESİRGEMİŞTİR. EVET KENDİ İDEALİ UĞRUNA ÇALIŞTI, İDEALİNE GİDEN YOL DA KIZ-ERKEK BERABER KALINAN ÖĞRENCİ EVLERİNDEN GEÇİYOR. ANLAYANA...