- 682 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TANRIYI GÖRDÜM-1
TANRIYI GÖRDÜM-1
TANRIYI GÖRDÜM
’’Yine ne diye topluyorlardı ki bizi anlamıyorum. Boşa geçirecek zamanımız mı var bizim, köylük yerde.
Her iki üçgünde bir köy meydanına toplanmamıza değil de yarım kalan işlerimize yanıyorum.
Bu tarlayı ,bu çayırı kim kaldıracak?
Malları kim otaracak, kim kayıracak, sağacak?
Sağılmış sütler kesilmeden kim elden geçirecek, kim mayalıyacak?
Meyvalar toplanacak toplananlar nasıl, ne zaman kaynatılacak ...?’’
’’Başımıza gelenleri gördükçe gençlere daha çok hak veriyorum şimdi.
Çocuk gördüğümüz o gençlerin bize anlatmaya çalıştıkları baskı, zülum buydu demek ki.
Ölenlerimize, yitiklerimize bile yanamadık .
Kaçanlarımız ne halde bir çoğunu bilmiyoruz bile
Akşama kadar bunca iş bitmezse boşa gitti bunca gün, bunca emek... önümüzde ki kışı nasıl geçiririz? Geçen kış darbenin sıcaklığıyla farklı geçmedi bizim için..
Ahırı da temizleyemedik daha...
Koca nağır döndüğünde yazık değilmi hayvancağızlara..’’
Ahğ komutan ahğ ...!!!
Gel yapma bizi işimizden gücümüzden alıkoyma..
Bak Reisicumhur Paşam hergün televizyonda ’’Milletin servetini heba ettirmeyeceğiz’’ diyor nitekim.
Bu komutanın hemen hergün yaptığı milli serveti heba ettirmek değildir de nedir? Zaten elde ettiğimizle kışı zor çıkartıyoruz....geçen kış perişan olduk sayende...
Yetmedi mi geçtiğimiz kıştan bu yana yaptığın eziyetler....? ’’’
Köylü korkuyla tüm bunları düşünürken, azgın bir ses ortalığı iyice süt liman etti. Az önce ki umutlu bekleyiş söndü.
Sesin verdiği korku herkesi sardı.
’’ Muhtar nerede...? Size soruyorum nerede O, anasını, bacısını s........n muhtarı..!’’
Kalabalık arasından cılız bir ses güçlükle çıktı ...
’’Misafiri vardı komutanım, ondan gelememiştir belkim.’’
Bir hışımla cevap veren köylünün yanına gitti olanca gücüyle tokatı bastı suratına, şapka bir tarafa köylü bir tarafa düştü.. Bir sıra arkada on yaşlarında kızın ağlaması duyuldu.
komutanın sert bakışıyla dondu, sesli ağlayamadı daha fazla kızcağız.. Anasının eteğine sıkıca sarıldı arkasına doğru saklandı...
Komutan daha da hiddetlendi..
’’ Ben ki bu devletin görevlendirdiği komutanım, nasıl misafirim var diye gelmez..!?
Kim miş ulan bu sülalesini becerdiğim misafiri ki gelmiyor, nasıl devletin komutanı çağırınca gelmiyor bu muhtar.!...
Misafirini de, misafirinin anasını da, bacısını da kızını da , yedi sülalesinide s.....m ulan!
Çavuş...! çabuk yanına 3 asker al o şerefsiz muhtarıda misafirini de al gel.!
Eminim aradığımız kaçaklardandır... Zaten bunlardan terörist yetiştirmekten başka ne beklenir ki...?’’’
Sinirinden kudurmuş komutan için zaman geçmiyordu. On dakika sonra uzaktan muhtar göründü arkasında da yaşlıca biri geliyordu misafiri de bu olmalı dedi komutan ve hırsla beraberinde gelen askerlere bağırdı ...
’’ Sırtına binin muhtar denen o deyyusun!... Varmı öyle komutanı takmamak, elini kolunu sallayarak komutanın karşısına gelmek!
Beyfendi davetiyesiz de gelmiyor ha..., misafiri varmış ha...! Tabii sende haklısın muhtar, ben ki köylüye yaptığım gibi seni es geçtimde hayvan pisliğine kafanı sokmadım. Şimdide böyle g...n kalkar. Bir de sana, köylüyü adam et güvendik diye... Kaçakların yerini bildir diye.....’’
Sırtına her askerin atlayarak binişinde yere düşen muhtar, erlerin yardımıyla kalkıyor ama yaşlı ve cılız bedeni dayanamayıp tekrar düşüyordu. Komutana iyice yaklaştıklarında misafir dayanamadı;
’’ Üstteğmenim yaptığınız yanlış, yaşlı adama yaptığınız eziyet yakışmıyor sizin gibi devletin bir üst teğmenine....’’ dediğinde komutan adeta kudurdu... Salyaları akmaya başladı ağzından....
’’ Gel o....u çocuğu, gel bacısını, k....ı s........n çocuğu bir de dil uzatırsın bu dağların komutanına ha! Gel gel yakışıp yakışmadığını sana öğreteceğim gel, gel..!
Komutanın yanına geldiklerinde muhtarın ayakta duracak hali yoktu. Yediği şiddetli bir tokatla yere yıkıldı .
Birkaç adım geride duran misafir dayanamadı..’’ vurma muhtara’’ diye bağırdı.
Komutan tekme tokat girdiği muhtarı bıraktı, misafire şöyle bir baktı gözleri kan çanağına dönmüştü.
Alaycı tavırla
’’ Çok mu zoruna gitti.!... beğenmedin mi misafir karşılamamızı... gel gel sanada hoş geldin deriz üzülme sen, büyüklerimize saygıda kusur etmeyiz biz, sen gel hele gel, gel...’’
DEVAMEDECEK......
&&&&&&&&&&&&&&&&
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.