- 777 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Huzur Bazen Geliyorum Der
-Napıyorsun?
-Müzik dinliyorum. Sen..?
Bazen gerçekten nasıl olduğunu anlatamazsın. Genelgeçer cevaplara bel bağlayıp ufak gülücükler saçarsın. O gülücükleri kendine kalkan yaparsın; sanırsın ki, sen böyle yaparsan kimse gerçekten nasıl olduğunu anlamaz.
Tecrübeyle sabittir, anlamazlar; anlayanlar da sormaz.
Dünyanın en zor fonksiyon türevinden daha zor bir soru varsa, o da muhakkak bu kadına nasıl sevileceğinin sorulmasıdır. Zira kendisi de bilmez; bilse de aldıkları hiç yetmez. İki canlı olmak böyle bir şeymiş, insan bu yaşa gelince anlıyor; içimde afili bir 21. yy taşıyorum.
Ah Lola, özlemek ne kelime, sevilmemek de bazen gurbet gibi..
Müzik dinlenir işte böyle; zor anların sadık dostu.. Herkesin mutluluktan sarhoş olduğu bir koronun hiç usanmadan detone olan sesi.. Artık oyunun merkezinde değilsin. Bu oyunu sırf mutlu olsunlar diye onlara terk ettin. Önceden kurulu bir oyunun yoktu oysa. Çömlek patlar, kale kapanır, diktiğin mumlar söner. Müzik dinlersin. Cümle üstüne cümle devirirsin. Öfken yükleme patlar. Adını koyamadığın bir vaziyetin saflığına ezilirsin. Hissiyat edepsizliğine trip atar. Müzik dinlersin.
Heyecanın sırtını kamburlaştırır geçen yıllar. Fazladan üzerine abanılmış huzursuklar yalnızlıkların damarlarını tıkar. Sonra tansiyon, şeker, kolesterol. Yaşlı bir yalnızlığı anlamaz gençler, sesini duyanların bundandır uyuyuşları. Sahteliklerinin farkındasındır, ama olgunsundur artık, tevazuyla gülümsersin.
-Gençliğinin kıymetini bil evlat, diyesin gelir, zamânedir, susarsın.
Ölü toprağından örülü bu abayı çıkarmak için bir tutam sevgi beklemektesindir. Ama çekinir, dillendiremezsin içinden geçenleri. Yalnızlığına yoldaş bir bastondur müzik o demlerde. Kızgın fakat daha çok kırgın şarkılar mırıldanırsın. Sesin kulağa ne güzel geliyordur. Ve sonsuza dek bu sesle yalnız senin kulaklarının şenlenecek olması ne acıdır.
Ne yaptığını soran soruların cevapları ancak, iyiyimdir, yemek yiyorumdur, müzik dinliyordumdur. Oysa pizzanın bile tat vermediğini kimseye anlatamazsın. İçinden geçen ilahi ve siyasi örneklerin üzerini örter, açığa çıkarmaya çekinirsin.
Şiddetli bir nefret haliyle zorlu geçen gecelerin ateş düşmeleri gibi uyanırsın sabaha. Bu arabesk acıdan, kulağı tırmalayan fonetiğinden ve fikrin ta kendisinden nefret edersin.
Ilık bir duştan sonra sert bir kahve ve yumuşak bir müzik kadar huzur haktır; ve kimseye bir zararı olmaz.
Huzurun yarıçapı en esaslı dişlisi içimizde. Gıcırdayan yanlarını yağlamalı..