- 1309 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Bedeli Ödenmiş Bir Ayrılıktır Aşk
Kendi turunu tamamlayan saatler yorgun bir sevdanın yorumlarına sarılınca
Bütün varsıl yaşanmışlıkların tetiği düşer, her aşk günü gelince teni reddeder
Dokunmasız ağrılarla beslenir yürek, sevda tebessümüne bekleyiş tetiği düşer
Sonsuz düşünüşlerin düş yansımalarıdır hayat, ömür avuntularla tükenen keder
Eski zaman çalgıcılarının üşümüş elleriyle dillendi asırlardır sevdanın sözleri. Uzak kentlerin yağmur slâytlarıyla gündüzleri gecelere çevirdik ömrümüzün takvim yapraklarından. Geceler hummalı bir ateşçe sararken bedenimizi, biz şiirler yazdık, şarkılarla döküldük saçaklardan. Gün kendine yetmeyen bir ışıltı, mevsim kendi sesini dinlemeyen bir suyun hışırtısı ve yaşamak dildeki acıyı kendinden saklayamayan bir düşün sancısıydı.
Ay düşlerine yürüdüğümüz ayaz gecelerin parmak sokuluşlarıyla gönlümüzdeki yangınlar büyür ve mevsimler gecelerin koynunda küçülür. Sonsuzluk kendi girdabındaki minik su damlacıklarıyla nefeslenirken, siyah elbiseli bir kadın yürür düşlerin baharlarına. Yüreğinde en güzel güller, dudaklarında en ölümsüz öpüşlerle sevdayı resmeder. Günler umudu yaşatır, nakşedilen şiirler bir bir büyür ve özlem er geç mevsimini bulur.
Ağrılı bir güneş dönerken geldiği yere biz ayaklarımızdaki yorgunluk ateşini salardık deli akan sulara. Kendi öykümüzün molalarında yağmur duaları eder, gönlümüzün kırık ikindilerinde çatılı tüfekler gibi akıbetimizi beklerdik. Zaman bir tepsiye binip hızla uzaklaşırdı birden, kırık yutkunuşlarla ardından el sallardık. Bütün maviler unutulmuş bir cam kırığı gibi batınca yüreğimizin kırılgan duvarlarına, kimliksiz acıların zemheri mevsimlerinde yağmur çarpar gönül camlarımıza. Fırtınalı bir havada denizi izlerken ufkumuzu rüzgâr sallar ve talan olmuş bedenimize hırçın bir tokat gibi çarpar yönünü arayan dalgalar.
Yalın ayak yürüdüğümüz gün çiçekleri üzerinde her gece yaşamak türküleri dolarız dilimize ve dilimizde eski bir türküdür. Bacalarında mutluluk tüten hüzün mevsimlerinde korku karanlığın ikizi gibi gülümser durmadan, uykusuz bir kandil gibi. Sonsuz soruların yağmur çisentileriyle baharları beklerken masalcılarla dost olur, göçlere vurduğumuz yüreğimize sevdayı çağırırız. Aşk fısıltılı bir sessizliktir, gökleri dar eder sevilerimize. Her renk kendi çizgisinin esiridir, sonsuzluğu kendi içinde saklayan, hiç erişilemeyen bir düş perisidir.
Mavi bir boşluğun dalgakıran yansımalarıyla sesimizin yankılarını ararız yalnızlığa alışan dağ kovuklarında. Her dünyaya bir güneş indiririz evrenden, her yaşanmışlığa binlerce gözyaşı sürmek için. Az sonra saçlarımızı ıslatacak bir yağmurda, en güçlü atışlarla sevdaya yürüyen bir yürekle günlerin saatini kurarız ertesi güne daha bir sevgili uyanmak için ve en büyük uğraşımızdır hayatı anlamak. Hummalı bir titreyişin bekleme nöbetlerinde kendi ruhumuzdur dokunmak istediğimiz beden, kendi sızılarımızın ütopyalarından sızarken gönül duvarlarımızın sıvaları dökülür, sonsuzluk gri bir buluttur, düşünüşlerden yorulunca uykularımıza sokuluruz.
Esmer kelimeler biriktirdiğimiz satır aralarında biçare yalnızlıklara kadeh kaldırırken sahnede gururun kaçıncı perdesini izlemekteyizdir. Her düşünüşün masum kaçışlarıyla ve her yüreğe dökülüşün sorgulu bakışlarıyla günler devrilir, koca çınarlar gibi... Yiten zamandır, ağrısı yamandır. Sevda sıcacık kalan ölümsüz bir düşler yatağıdır.
Çoğaldıkça gönlümüzün yağmur suları, denizlerin göğsü kabarır, çalkantıları artar, geceleri kayaları sessizce avuçlar. Çoğaldıkça yüreğimizin suskuları, hayat denen muamma gerçeğimizi tırnaklar, en çok de geceleri kanar. Belki de trajik bir öyküdür bu, kendi saltanatımızın ütopyasına damgasını vuran. Akışlara ve geçişlere şiirler sürmemiz, yara bereli bir yürekle dolaşmamız da bundandır.
Bir kar sepkeniyle üşüyünce içimiz, tutacak bir avuç, yaslanacak bir omuz ararız ya. O an yüreğimizden kuşlar havalanır, öpüşlerin en doyumsuz sızıları yer bitirir dudaklarımızı. Az sonra unutulacak, az sonra bilinmezliğe atılacak an’lar yaşanmayandır, unutulandır ve en duygusuzlarıdır. Yanaklarımız bunun için alev alevdir, bunun için yüreğimizdeki şiirler yaşama devadır. Mutlu bir kahkahanın esintisidir, yüreğimizde özlemli hareler bırakan zaman. Cam kırığı gönlümüzün slaytlarına bir eski resim düşer yıllar sonra, acımasız düşünüşlerin iç çekişleriyle uzaklara, çok uzaklara bakarız. Sancılı bir tetiktir o an el, sol yanımızdaki ağrıyla özlemin tetiğine basarız.
Gülüşlerimizin çözümsüz nakışlarında yaşama ilmeklediğimiz kanaviçe sevdalardır yaren sığıntılarımız. Mavi ile yeşilin kesiştiği uzak ufuklarda tavlı bir yalnızlıktır darağacına çektiğimiz. Doğan her günün öncesinde gecelerdir içimizde fırtınalar koparan ve bilge duruşlarımıza yanık sözcüklerimizi süren. Bu umut teknesinde her saat bire/üçe/beşe bölünmelerimiz de bundandır ve yağlı kandillerle sevdayı aramamız, her iç çekişte sayfalarca kanamamız da bu yüzdendir.
Ömür kuşandığımız bir düşün ay teninde yalnızlığımızdır yüreğimizdeki özgür ülke. Aşka giyinip, sevdaya kuşanıp ve sevginin dağlarını tırmanıp en dalgın yerinden koparırız zamanı ve sokuluruz koynuna gecelerin. Yaşama serdiğimiz yataklar nemlidir ve çözülen ışıkların dilidir. Kısalmış bir ömrün tutanaklarına geçirilir kaydımız. Dünümüzün tahta köprülerinden geçerken bağrımızdaki bez bebekler üşür ve her düşün kandili rüzgârla birlikte ruhumuza üşüşür.
Bu şiirin hikâyesi: Hükümsüz dökülüşlerin koyu gölgeliklerinde kendimize ödül beklediğimiz rüzgarın sesini dinlerken yapayalnız bir ruhun imkansızlığına sarılarak öperiz aşkın resimlerini. Ardımızda bıraktığımız anların bedelini şefkatimizle örtmedikçe yaşanacak anlarımızın karşılığını alamayız. Her yangın kendini ısıtan bir alevdir, bunun için geceleri örteriz üşümüş yüreğimize…
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Ay düşlerine yürüdüğümüz ayaz gecelerin parmak sokuluşlarıyla gönlümüzdeki yangınlar büyür ve mevsimler gecelerin koynunda küçülür. Sonsuzluk kendi girdabındaki minik su damlacıklarıyla nefeslenirken, siyah elbiseli bir kadın yürür düşlerin baharlarına. Yüreğinde en güzel güller, dudaklarında en ölümsüz öpüşlerle sevdayı resmeder.
ne güzel anlatmışsınız duygularınızı ellerinize ve yüreğinize sağlık...