- 964 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ey imkansızlığım, olasılıksızım...
Ey imkansızlığım, olasılıksızım...
Ey imkânsızlığım,
Bak yine klavyeler, kâğıtlar, yine ben tek başıma, karşımda yine bir fotoğrafın. Sadece fotoğrafın. Sen; imkânsızlığım, olasılıksızım, hayalim, olmayacak olanım. Yine yazıyorum ben, uzun süreden sonra ilk kez. Çünkü uzun süreden sonra ilk kez tekrar yoksun sen. Gittin yine, istemedin yine, uzaklaştın yine, yoksun. 10 gece oldu ve bunu takip eden 11 gün. Bir cümle daha kurmadık birbirimize. Bugün karşılaştık sadece koridorda, yüzüme baktın, acaba kendini topladı mı diye düşündün içinden, hissettim, ben bahçede ilerlerken camdan baktın nasılım acaba diye, bilmiyorum nasıl görünüyorum oradan ama ben hala iyi değilim. Olamadım, vazgeçemedim. İmkânsızlığımdan, olmayacaklardan, ihtimalsiz aşkımdan vazgeçemedim. Hala seviyorum, daha da fazla, seveceğim de galiba. Bak aynı eskisi oldu işte, yine konuşuyorum kendi kendime. Eskiden de böyleydi, yine yoktun yine böyleydim ben. Geldin bir ara sanki ya da ben öyle zannettim, o zamanlar bıraktım yazmayı kendi kendime. Dedim artık gerek yok, çünkü sen varsın ama şimdi yoksun yine be yine yoksun işte…
Aşk nedir, karşılıklı birbirini sevmek mi? Ya da karşılıksız birini sevmek mi? Hiç bir şey beklemeden, karşılık bile almadan sevmek mi? Uzun zamandan beri yaşadıklarımı düşünüyorum da, çok şey yaşadım galiba kendi kendime. Uzun yıllardır platonik sevdiğim birisi, karşılık alamadığım birisi. Alamayacağım da birisi, beni sevmeyecek, sevemeyecek birisi, buna rağmen o kadar sevdim ki. Üzüleceğimi bile bile, gülemeyeceğimi bile bile sevdim, beni hiç sevmeyecek olan kadın, bunları okumayacaksın biliyorum ama hayatımın içindesin garip bir şekilde. Her yerde seni görebiliyorum artık, artık diyorum çünkü bir basamak daha atladım. Hani demiştim ya sana da, rüyalarımda her gece seni görüyorum diye, sadece rüya da değil, bir müzik sesi duysam, rüzgâr esse, yağmur yağsa, güneş açsa, şiir okusam, okula gelsem, okuldan gitsem, eve girsem, evden çıksam, telefonumu elime alsam, bilgisayarımı açsam hep sen. Garip garip kelimeler var birde, her seferinde gülümsediğim, “evet” demen mesela, “ebet” der gibi. Her evet kelimesinde sen varsın ya da her papatya da sen, ya da her kardelen şarkısında, ya da her “B” harfinde olduğun gibi, ya da her çiçekte olduğu gibi. Her güzel kokuda olduğu gibi, her nefeste olduğu gibi, hani olur ya koşarsın koşarsın yorulursun ve terli terli su içersin ya oradaki mutlulukta olduğu gibi her yerdesin, sıramdasın, koltuğumdasın, yastığımdasın, içimdesin, beynimdesin, kalbimdesin, hücrelerimdesin en önemlisi sen hayalimdesin benim. Biliyorum hep orada kalacaksın, bir hayalsin benim için. Kurduğum en büyük hayal sensin, orada kalacaksın hep, gelemeyeceksin dünyama, sevemeyeceksin beni, ama ben her gün kalbimin atışında senin ismini duyacağım kalbimde, hücrelerimde, sen beni görmeyeceksin bile. En korktuğumda bir gün duymak başkasına aşık olduğunu, öncekini sen kendin söylemiştin bana, bir daha o cümleyi duymak beni bitirir herhalde ama senin mutluluğun için çekildiğim hayatından, fark etmezsin bile benim üzüldüğümü, bunun için takma kafana, olabiliyorsan ol, bana olamadın belki başka şanslı insanlar vardır bu dünyada, o güzelliğin esrarına ulaşabilecek…
Elveda Rapunzel…
YORUMLAR
Arka fon siyah olduğu için gözlerim yoruldu. Hikayenizin tamamını okuyamadım.