saat 07:05
Saat 7:05 geçiyor, güneşin ilk ışıkları yastığımın kenarına düşüyor. Baş ucumda saksı içinde yaşamına devam etmeye çalışan Benjamin var, bakışıyoruz baygın bir halde birbirimize. Nerden aklıma geldi bilmiyorum ama yerel bir radyoda dj’lik yapan garip kılıklı kadın geliyor gözümün önüne, gözleri hafif çekik, yumru suratlı, dudağının alt kısmında küçücük bir beni ve lacivert çantası ile ne arıyor acaba sabahın bu saatinde hayali ile odamda ?
Her sabah aynı saatte, aynı caddenin iki yolcusu olduğumuzdandır diyorum ama Benjamin hafifçe gülümsüyor belli ki sabahın ilk saatlerinde saçmalamaya başladın demek istiyor.
Benjamin çok hin bir çiçek, hafif stresli olduğunda vakit kaybetmeden yaprak döker, tül perde güneşine hafifçe mani olsa hemen surat asar, yaprakları soluklaşmaya başlar. Ve benim ne zaman moralim bozuk olsa kendi kendine şarkı mırıldanır ve birazcıkta bencildir, aklımı meşgul eden düşüncelerim ne zaman beni meşgul etmeye başlasa, düşünceli dakikalarımı benimle paylaşmamak için kendini mırıldandığı şarkısına verir, ama yine de biz iki ayrılmaz dost gibiyiz.
Pencere kenarlığına dinlenmesi için bıraktığım zaman yüzünde gülümsemesi belirir yapraklarında gamzeleri görülmeye başlar. Caddenin kaldırımına sabah sohbeti için oturan kadınların sözlerini eksiksiz dinlemeye başlar, şu insanlar ne garip der gibi ilgi ile kadınların dudaklarında dökülen sözcükleri hafızasına işler.
Akşamları çayımı yudumlaya, yudumlaya Elif Şafak okurken Benjamin ise başka kitap tercih eder, çoğu zaman aynı odayı paylaştığıma pişman etse de sonunda onun isteklerine de cevap vermek için dinlemek istediği kitabı hafif usul ses tonumla okurum ve büyük bir zevkle dinler.
Benjamini anlatmaya başlayınca, garip kadının hayalinin neden sabahın erken saatlerinde yastığıma düşen güneş ışıklarının önüne dikildiğini unuttum, radyo programını dinlemedim ama o kadar da konuşkan bir bayana benzemiyor. Bizim yan komşuda çalışan arkadaşımız her sabah garip kadını bekler ve öyle bir bakışı olur ki o an gülmemek için kendimi zor tutarım.
Bizim dj her sabah onun bakışları arasında topuklu ayakkabısını kaldırım taşlarında eksilterek yürür ve her sabah aynı saatte komşu da çalışan çocuk ise aynı bakışlarla bakar, nereye kadar diye bir şarkı var mı bilmiyorum ama varsa eğer tam bu tarz bir olay için söylenmiş olabileceğine hiç şüphesiz inanırım.
Nereye kadar ?
Ekseninde döndüğü kadına birkaç güzel söz söylemek için yıllarca beklenmez ki, dermişim ama demedim…
Bu yaşananları benjamine akşam uygun bir vakitte mimik hareketleri ile tiyatro sanatçısı edasıyla anlatsam mı ?
Yada üveyse anlatayım da, o bu konuda bakalım neler söyleyecek …
Ne söyleyeceğini tahmin ediyorum ama yine de onun güzel şivesi ile dinlemek ayrı bir zevk verir bana…
.....