- 483 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kıyamet Biziz 1...
14 Kasım, 2302
Dünya yaşananlara aracı olmanın verdiği burukluğa rağmen çaresiz dolanıyordu. Gerek enerji kaynaklarının tükenmesiyle başlayan acımasız adaletsiz savaşlar, gerekse üretimin durmasıyla kıtlığa ve susuzluğa giden yola tanıklık etmek çok kolay olmasa gerek. Hazırlanan finale selam verme zamanı gelmiş geçiyordu bile. Ve beklenen oldu şimdi dünya dünkü gürültü hala kulaklarında çınlasa bile üzülmüyordu olanlara; o bunların hepsini tahmin etmişti önceden. Şimdi yalnız ve ikilemler içinde yol alıyordu sessizliğe doğru.
Yıllardan beri teknoloji diye didinen insanlar o kadar büyüttüler ki teknolojiyi yaşam olarak görmeye başladılar. Ve sonuç olarak teknoloji terfi etti ve insanların yöneticilik koltuklarını devraldı. Yıllar önce insanların yaptığını teknoloji yaptı bu sefer işten attı acımadan insanları.
Her gün yaşamak için değil de ölmek için kalkanlar varken, yaşıyorum diyip orda burda vakit öldürenler varken ve en kötüsü de maskenin ardını kimse göremezken nasıl ayakta durabilirdi ki hayat. Teknoloji bahane olsa gerek aslında. İnsanlar kıyamet bu zaman şu zaman derken kendileri kesin tarihi yazdı günlüklerine. Yani yaşam doğduğu yerde bitti.
Denizi seyredip kuşlara el sallayan gönüllerince yaşayan âşıklarda harcandı acımasızlığın içerisinde. Sular karalara daha sert vurur oldu. Güz ilkbahar yaz, kışa imrendi; , istedikleri oldu. Yıllarca Hiroşima derken dünya son oldu.
Yüzde yetmişi kurak olan toprak için pek bir şey değişmedi aslında her yıl tükenmeye o kadar alışmıştı ki aslında bu olaya sevinen tek o olsa gerek. İntikamını alıyor sıkı sıkı kavrıyordu katillerini.
Hava rüzgârlıydı. Rüzgârın etkisiyle gözlük ayakkabı sahibinden kopmanın verdiği hırçınlıkla önüne ne gelirse tokatlıyordu acımadan. Bu tokatlardan biri dünyanın hatıra defterlerinde kalmışlardan birinin suratına öyle bir indi ki rüzgâr bile sessiz kaldı şaşkınlık ve korkuyla...
Gayretle doğrulmaya çalışırken burnuna gelen darbe etraftaki kokudan sızlayan burnunun acısını katlamıştı. Acıyla sendeledi ve kısa süre önce kalktığı uykuyu tekrardan kavradı.
YORUMLAR
mertcan arkadaşım çok güzel bir konuyu ele almışsın insanlık istiyor bunu insanlık keşfetti bütün bu teknolojik aletleri ve şu anda bile esir almışken bizi ileride kim bilir teknoloji neler yapacak... hepsini gözümüzün önüne sermişsin yazınla... bilmiyorum ne gibi savaşlar çıkacak insanlar arasında 2302'den bahsetmişsin gelecek bakalım nasıl gelecek...
duyarlı kaleminden güzel bir yazı okudum alıcıyı harekete geçirir umarım...
emeğine sağlık...
Gülce Göçer
balaban Kent Şairleri