- 612 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İçin İçin Kanayan Yürek
Mine, yaşlı doktorun söylediklerini anlayamıyordu sanki; yaşlı doktor’’böyle bir ameliyat yapmadık kızım! Annenin bağışladığı gözleri taktık, sen onun gözünden gördün kendini!’’ diyordu.
Mine, sanki yüreğinin iki elle sıkıldığını hissediyordu. Ne yapmıştı, annesine neler neler demişti. Ondan nefret etmişti. Şimdi çok büyük pişmanlıklar yaşıyordu.
Demek ki dünya güzeli gibi olmak insana hiçbir şey kazandırmıyordu.Önemli olan yürek güzelliği ve yürek gözüyle görebilmekti.Gözler gerçekten kalbin aynasıymış meğer.
Telafisi mümkün olmayan bir hata hemde koca bir hata yapmıştı.Annesinin kalbini kırmıştı ve o kalp ona dünyayı bağışlamıştı ama neye yarardı ki!Artık ona güzel sözler söyleyecek annesi yoktu.Ona söyleyecek öyle çok şeyi vardı ki! Ama o yoktu; hem de onun için yoktu.
Mine, birden anneler gününün yaklaştığını anımsadı. Geçen yıl ki anneler gününde onu kapısından nasıl kovduğunu hatırladı.Annesinin son sözlerini’’kızım gelecek yıl dünyayı göreceksin ve bu dünya benim sana en büyük armağanım olacak. Her aynaya baktığında o armağanı hatırlayacaksın’’ demişti.Sonrada sen benim prensesimsin, bunu kimse değiştiremez’’
Gözyaşları içinde geldiği yere dönmüştü.İşte bir yıl geçmişti, kızı kendisini onun gözleri ile görmüş güzelliğine hayran kalmıştı.
Birden doktorun sesi ile irkildi. Elinde bir gazete küpürü vardı.Mine’ye’’okumak istermisin; ben bunu geçen yıl kesip saklamıştım,sana okuyacaktım ama olmadı, şimdi sen oku’’ dedi.
Mine gözyaşları içinde yatağına oturdu, kendisine bakan akrabasına telefon etti, bir türlü annesinin öldüğüne ve gözlerini ona bağışladığına inanamıyordu.Daha sonra gazete küpürünü okumaya başladı:
GÖRMESİNİ BİLEN GÖZLER
Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı.
Ona göre; nur yüzlüve badem gözlüydü.Bir tanecik yavrusuydu her zaman.Ama ilkokula başlayınca işler değişti.Arkadaşları onun hiçte güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi.Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçekle yüzleşti.Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahipti.’’Badem’’ dediği gözleri ise şaşıydı.Vücududa bir selviyi andırmıyordu.Demek ki annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.
Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu.Üstelikte gözleri bütün tedaviye rağmen düzelmiyordu.Genç kız doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hala çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terketmeye kara verir.Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davranır ve kazandığı paraları bir akrabasına göndererek kızına bakmasını rica eder.
Genç kız bir süre sonra göremez oldu.Karanlık dünyası ile başbaşaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu.Yalancıydı annesi, ölse bile kayıp sayılmazdı.
Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyet ettiler.Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat kör olmak zordu.En azından kimseye yük olmazdı.
Genç kız,ameliyat sonunda aynaya baktığında, müthiş bir çığlık attı.Karşısında bir dünya güzeli duruyordu.
Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü.Yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmuştu, çok kemerli olan burnu düzelmiş,yaban otlarını andıran saçları dalga dalga olmuştu.
Genç kız yanındaki yaşlı doktora sarılarak:’’sanki dünyaya yeniden geldim’’dedi.Yüzümde hiç bir çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?
Yaşlı doktor:’’Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!’’ diye gülümsedi.Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!’’
Küpürün sonuna geldi;’’aynı benim gibi, böyle bir şey olamaz’’ diyordu.Ama gerçekleşti işte, olmuştu.Keşke diyordu bir yıl öncesine dönebilsem.Yine kör yaşasaydım.Annem yine bana yalan söyleseydi.
Bu acı ile nasıl başa çıkabilirim ki!Tanrım bana yardım et!Hep gece olsun ne olur, gündüz olmasın. Aynaya bakmayayım. Yüreğimin acısı beni öldürecek.
Mine; hayatta yüz güzelliğinden daha önemli güzelliklerin olduğunu dünyaya annesinin gözleri ile bakınca anladı ama için için kanayan bir yürekle.