- 614 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARA EYLÜLÜN KANLI ŞAFAĞI
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
KARA EYLÜLÜN KANLI ŞAFAĞI
Bu gün 12 Eylül 1980
Turkuaz renklerin "Hasan Mutlucan" sesi ile süslenip, zifte döndüğü gün.
Vatan sevdalılarının;
"Selam sana ey zifiri geceler
Selam size ÜLKÜ adlı yüceler
Selam sana çile yazan heceler.
Çekinmedik, usanmadık zulümden
Hiç korkmadık EYLÜL adlı zalimden." dedikleri kara eylül...
Zulüm baş mimarları, mihmandarlarına verdikleri talimatlarla "Milli kahramanları." dar ağaçlarına yolluyolardı... Ölümlerden denge kuruyorlardı.
Bir sizden, bir bizden adı altında; soldan sağdan gencecik bedenleri birer ikişer ölümlere yolluyorlardı.
Ateiste, vatan hainine, sokaktaki gariplere, ülkü sevdalılarına zulüm yapılıyordu.
Bunun adına ne denge denilebilir, ne de kuru yanında yaş yanması denebilirdi.
Bunun adı; düpedüz zulümdü.
Zulmü; Yüce Allah ve O’nun elçisi sevgilisi yasaklamıştı.
Zulmü yapanlar da, yaptıranlar da; Muhammed’e ümmet olamazlardı...
Yüreğinde manevi hislerden eser olmayanlar zulmün karanlık dehlizlerinde, akıl almaz işkenceler yapıyorlardı.
İşkence yapanlar; sözüm ona Türk’tü.
Ermeni, Farnasız, İngiliz, İtalyan, Yunan değil...
Kara eylülün kapkaranlık zalimleri Türk’dü.
Türk’e zulüm ediyorlardı.
Gözler bağlanıyor, nereye, hangi yöne, ne için alındığını ve aldığını bilmeyenler; kaplanların ağzına Türk gençlerini büyük bir zevk ile atmaktalar...
Alprslan, Osman Bey, Ertuğrul Gazi, Şeyh Edebali, Hazreti Fatih zalimlere karşı durmuştu...
O halde bu eylül zalimleri;
Alparaslan’ın, Osman Bey’in, Ertuğrul Gazi’nin, Şeyh Eedbali’nin, Hazreti Fatih’in, Cumhuriyetimizin kurucusu olan bütün dünyaya zalimlere karşı Türk duruşu ile ders veren Atatürk’ün evlatları olamazlardı....
EY KARA EYLÜLÜ KANLI ŞAFAKLARLA GETİRENLER SİZDEN CEVAP BEKLİYORUM...
SİZ HAZRETİ FATİH’İN TORUNU MUSUNUZ?
DÜNYAYA İNSANLIK DERSİ VEREN ATATÜRK’ÜN EVLADI MISINIZ?
Eylül zalimleri tutsak ettikleri Türkleri hücrelerde işkence kıskacına almışlar, mengeneler arasında eziyorlardı.. Eğemiyorlardı, kırıyorlardı, Türk eğilmedikçe, eylül zalimleri Türk’ü kırıyorlardı...
Türkler; yirmi kişilik koğuşlarda elli kişi yatıyordu.
Hücerelerin altlarındaki dehlizlerden farelerle dostluklar kurulmuştu. Kendisine gelen ekmeği farelere verip önce fareler doyuruluyor, sonra fareden arta kalan olur ise; onunla da ölmeyecek kadar ekmek yeniliyordu. Yenilen ekmek değil; çile sofrasında keder yeniliyor, elem içiliyordu...
Mustafa evet Mustafa adını Fahri Kâinattan almış olan Mustafa; sırf denge unsuru olsun diye... Suçsuz olduğu halde daracağına gönderiliyordu. Kalem kıranlar azı dişlerini gösteriyordu...
Radyolara "İdam edildiler." diye ilanları yapılan; Selçuk ve Halil İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde akıl almaz işkenlere tabi tutulmuştu...
İnsanlık dışı alçakça işkenceler yapılırken; idam edildikleri illan ediliyordu...
Halbuki gerçekte; "İdamları yapıldı ilanı" radyolarda anons edildikten iki gün sonra "daracağına gönderiliyorlardı...
Cezaevinin hamamında bir köşeye kıstırılan 17 yaşındaki Türk; vücuduna 35 şiş saplanmış halde yerde kıvarnırken şahadet getiriyordu, ölmediği anlaşılınca başına küçük tüple vuruluyor, vuruluyor, vuruluyor, beyni dişarı taşıyordu...
Bunu yapan caniler bu tüpleri nereden temin ediyordu...
Şişleri nasıl buluyordu...
İşkencelerle sınava tabi tutulan Türkler; Asabı Kiram’ın çilelerine merhaba diyordu....
Bu yol İlahi yol, Türküz, Türk doğduk, Türk yaşayacağız, Türk öleceğiz, Türklük ilelebet yaşayacak diyorlardı...
Filistin askılarında kollarından bağlanıyorlar, saatlerce bu askılarda bekletiliyorlardı...
Babanın adı nedir? Sorusunun cevabını "Nüfus cüzdanım elinizde ordan bakınız." cebaını alan zalimler çıldırmışlar; bu cevabı verenin üzerine on sopayı birden indiriyorlardı...
Vahşet yaşanıyordu...
Evet kara eylül şafak vakti; bir mübarek günde Cuma günü gelmişti...
Kara eylülle birlikte kanlı şafak geliyordu...
Olsun diyordu; olsun diyordu:... Türkler; olsun Peygamberimizde dinimizi tebliğ ederken bundan daha beterini görmüştü.
Hazreti Yusuf zindanlarda nefsini öldürmüştü...
Onların yanında bizim çektiğimize çile dersek; yalan söyleriz....
Bu ne büyük teslimiyetti...
Bu ne kutsal bir davaydı ki; mensupları olan gencecik fidanlar birbiri ardına gül diyarına gider gibi toprağa girmişler...
Memleketi dış güçlerin istilasından kurtarmışlar, şimdi de sevdalarının bedelini yine ölümlerle ödüyorlardı...
Türk gencine ölüm hücrelerinde alçakça zulüm yapılırken;
Silah satıp ölüm kusanlar, et pazarında kadın satıp tüccar olanlar, zehir satıp sırlı camlarının ardında kemik taslarla insan kanı içenler, boyunlarına bağladıkları kravatlarla insanlık nutukları atıyorlardı...
Bir yandan ölüme çeyrek kala sıra bende diyen TÜRK GENÇLERİ, diğer tarafta; TÜRKÜN öz be öz yurdunda ahkam kesenler... Bir başka yerde "Asmayalım da besleyelim mi?" diyen baş zalimler.. Sözde; "Akan kanı durdurdum." diyordu ama; zulmün kanlı pençelerinde kan içiliyordu...
Türk çileye alışkındı...
Kim yapıyordu bu işkenceleri, niye gözleri bağlanıyordu... Göz bağlamak başlı başına insanlık suçu değil miydi?
Neden açık açık sorular sorulmuyordu?
İsyanlarda göz göre göre neden Türk gençlerinin ölümüne seyrici kalınıyordu...
O gençler daha 17-18-19 yaşlarındaydı...
Devletin asli görevi; hükmü altındaki insana sahip çıkmak değil miydi?
O halde; neden korumayı sağlamıyorlardı?
Bunlara hiç bir zaman cevap aranmadı;
Kansız dedikleri kara eylül, kıpkızıl olmuştu...
İnsan kanı, Türk anı eylülleri kızıla boyamıştı...
Bayrak zulmün kanı ile al al olmuştu....
Bayrağa renk vermek Tğükün asli görevi değil miydi?
KARA EYLÜLÜN BEYAZ ADAMI
MAKALESİNDE SORULAR VAR....
O MAKALEDE SORULAN SORULARA NEDEN CEVAP VEİLMİYOR...
NEDEN BU KADAR KİTAP YAZAN, YAZARLIK YAPAN, TARİHÇİ, SİYASETÇİ, İLİM ADAMI SESSİZCE DURMAKTA...
O SORGULARI KİMLER YAPTI?
NEDEN TÜRK GENCİNİN GÖZLERİ BAĞLANDI...
BU SORULARA BİR CEVAP VERECEK YÜREKLİ ARIYORUM....
SIRLI PEMBE DÜNYALARINDA, JAKUZİLİ MEKANLARINDA "MÜSLÜMANLIĞIN TÜCCRALIĞINI" YAPANLAR...
EFENDİMİZ ZAMANINDA ASHABI KİRAM ÇİLE ÇEKMİŞTİ...
HANİ DİYORDU YA AKLI FUKARASININ BİRİSİ... ".... KANSER OLMUŞ SAÇI DÖKÜLMÜŞ,,, ELBET DÖKÜLÜR ÇOK İYİ OLMUŞ ALLAH ONA CEZA VERMİŞ." DİYORDU...
AKLI TAVAN YAPMIŞ OLAN İSLAM TÜCCARI ZAVALLI...
ASHABI KİRAM’A DA MI ALLAH CEZA VERDİ...
HAZRETİ YUSUF’A, HAZRETİ YAKUP (A.S)’A DA MI ALLAH CEZA VERMİŞTİ...
TÜRK GENCİNE DE Mİ CEZA VERDİ ALLAH DİYECEKSİNİZ....
SİZ OTURDUĞUNUZ YERDE İSLAM PAZARLAYIN...
SİZİNLE HUZURU MAHŞERDE BİZZAT FAHRİ KAİNAT HESAPLAŞACAK...
BEN BUNA İNANDIM İMAN ETTİM...
EYLÜLÜ KANLI ŞAFAKLARLA KAPKARA ZİFTE ÇEVİRENLERDEN DE... HUZURU MAHŞERDE ZULÜMLERİYLE ÖLÜMLERE YOLLADIKLARI TÜRKLER HESAP SORACAKTIR...
BUNA DA İNANDIM İMAN ETTİM...
ALLAH YÜREĞİNİZİ NUR EYLESİN....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.