Kimsenin söylemediği...
Anne babalar çocuklarını, gül goncalarını öğretmenlere teslim ediyorlar. Eğitim görsün, yetişsin, kendini kurtarsın, okusun iyi bir meslek sahibi olsun.....
Çocuklarını teslim ettikleri öğretmenler gerçekten yeterliler mi bu sorumluluğu almak için !
Biraz bakınca öğretmenler camiasının içine :
BAZI ÖĞRETMENLERİN...
[kendi etrafımdan şahit olduklarımı söyleyeyim...]
_on kusur yıllık öğretmenlerin bir kere bile para verip kitap almadığını
_yıllardır bir tek kitap okumadığını[alanlarıyla ilgili kitaplar dahil]okuduğu kitaplarınsa genellikle magazinden öteye geçmeyen kitaplar olduğunu
_zamanım yok şikayetlerini dilinden düşürmediğini ama her akşam takip ettiği bir dizisi olduğunu
_boş zamanlarında oktay usta yemek programlarından, evlendirme pragramlarından,yemekteyiz programlarından ya da saçının boyası, aldığı elbisenin fiyatı, avon’un kataloğundan konuştuğunu
_hayatında bir satır bile şiir, makale, deneme, hatıra, anı, hikaye...yazmadığını, yazanları boş işler bunlar diyerek aşağıladığını
_kendi sahip olduğu ideoloji den başka alanlara dair dergi, kitap, gazete...okumadığını ve karşıt fikirlerin içeriğinden habersiz olduğunu
_kendinden başka herkesin "yanlışta olduğunu" düşündüğünü
_bu ülkede asgari ücretli insanlar yaşamaya çalışırken devamlı maaşının yetersizliğinden dem vurduğunu ama öğrenciye aldığı maaşın karşılığında ne verdiğini sorgulamadığını [maaş az katılıyorum ama Allah aşkına o maaşın karşılığında öğrenciye ne veriliyor bu da önemli değil mi o maaşı hak edip etmeyişin sorgulanması...ülkenin geleceğini taşıyor ve oluşturuyoruz sonuçta...]
_öğrenciyi anlamak adına yeterli formasyona sahip olmadığını
_iki üç ay önceden tatil moduna girdiğini
_ yetersizliklerinde suçu hep veliye attığını
_kırk dakika ders yapması gerekirken çene çalmak yüzünden öğrencilerin zamanlarının bir kısmını çaldığını
_bir tane küp şekerin hesabını yapanların olduğunu
_yasak olmasına rağmen yaramazlık yapan öğrenciyi dersten attığını
_sınıfta öğrenciyi kontrol altına almaktan aciz olduğunu
_ek ders alabilmek için alanı olmayan ve bilgisine sahip olmadığı derslere girmekten çekinmediğini
_kahvehanelerden çıkmadığını
.......objektif bakan birisi rahatlıkla görebilecektir...
Kibiri bırakmalıdır öğretmen ve hayat içinde nefes alındığı müddetçe ÖĞREN[İ]Cİ olduğunu unutmamalıdır.Üniversite mezunu olmak "bilen olmak" anlamına gelmez, bilecek ne çok şeyim var’ı görmek anlamına gelir gerçekte.Sanki diplomayı alınca allame-i cihan olmuş havalarından vazgeçmelidir yoksa biliyorum tavrıyla kendisine güvenen pek çoklarının yolda kalmalarına sebebiyet verilir de habersiz kalınır.Yolda kalması hep öğrencinin beyinsizliği diyen öğretmenin kendi beynini de ara sıra yoklaması gerekir.
Utandırmayalım en büyük öğretmeni...değil mi ?!
YORUMLAR
Yazınız gerçekten iyi.
Cesur.
Okunaklı ve kendi içinde mantıklı.
Genelleme yapmak doğru olmaz. Nice fedakar öğretmenlerde var ki eşinin ve kendi birikimlerini okul yapımına harcıyor.
Öldürülmek pahasına doğuda görev yapıyor.
Bu konuda kantarın topuzunu iyi ayarlamak lazım.
Selamlar.
önyargili yaklasmamali kimseye. ögretmenlerinde etten kemikten birer insan oldugunu unutmamak lazim.
...
hic bir sey kendi nefsinde yasanmadan bilinmez. bir doktor avukatin neler yasadigini bilemez, bir terzi ahcinin sabrettigine sabredemez v.s.
su an ben okumayi seviyorum ama sayet bir ögretmen olsaydim sevmeyebilirdim.
onlar yillardir okul odalarinda dirsek cürütmüsler ve simdi bütün günlerini okulda yine okuma yazma ile gecirmekteler.
tabiki özel vakitlerinde baska seylerle ugrasmak istemeleri gayet dogaldir AMMA !!
________________
.maasa sira gelince, yazdiklarini tabiki hakli buluyorum. alinan maas ve verilen emek birebir hakmi?
.bazi veliler ögretmenden cok vurdumduymaz maalesef.
.herkes az biraz üzerine düsen vazifeyi yapabilmeli yapmali, baskasini degil önce kendini sorgulamali.
bakin o zaman ne ögretmenlerden sikayetci oluruz nede velilerden.
...
bütün mesleklerin insanliga az cok faydasi vardir ama bir ögretmen cocugun hayatinda, anne babasindan sonraki sorumlu kisidir. gelecek adina bir insan yetistirmektedir.
bilakis ÖGRETMEN olabilmek büyük sereftir ve ilk adimda da insan olmayi gerektiren sorumlulugu büyük olan bir görevdir.
ama maalesef yukaridada okudugumuz gibi bu görevi gurur sebebi yapan, sadece para kazanmak amacli yapanlarin sayisi -ne yazikki- coktur.
...
elbetteki, hangi meslek olursa olsun hakkini vererek yapana helal olsun.
aslinda kimse kimseye ne kötülük yapabilir nede iyilik. herkesin yaptigi kendinedir, yani, herkes kendi yaptigini (belki burda bile) mahserde karsinda bulacaktir.
______________
sevgili Râzı...
yazin yilin yazisi degerinde bir yazi (bence) cünkü burda bir insanin hayati söz konusu ve insan Allah katinda en degerli mahluktur, bunu kendisi kabul etmese, anlamasada bile.
______bu YAZI icin Allah senden razi olsun. dilerim gereken yere ve kisilere ulasir.
selam ve muhabbetle...
"Öğretmen dünyaya açılan penceredir"der hep annem.Fakat şimdikilere bakınca kapanan pencereymiş gibi geliyor.Oysa her birimiz onların elinden geçiyoruz.Eğer orta okuldaki Türkçe Öğretmenim edebiyata olan ilgi ve (az da olsa)yeteneğimi farketmeseydi şimdi şiir azıyor olmayacaktım belkide.Bir çok devlet memuru gibi bazı öğretmenlerde "salla başını al maaşını" taktiğini uyguluyor ;insan yetiştirdiğini unutarak.Mesleğini hakkıyla yapanlara saygılarımla.Ayrıca yazınız için tekekkürler...