- 537 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sessizliğin doruk noktası...
Sesimi çaldı kötü ruhlu büyücü hem de karşılığında vermeden bana yürüyecek bir çift bacak, alıkoydu her şeyimi ve gitti. Ben şimdi kötü ruhlarla dolu bu krallıkta, her şeysizken bir köşede, aydınlatan tek ışığımsın sen. Bilmem ki kalır mısın benimle yoksa gider misin bensiz? Savaşır mısın kötü ruhlarla benim için, yoksa yorgun musun sende ya da layık mıyım sence, böylesi zahmete...
Bir türlü gelmedi bahar, açmadı çiçekler kırlarımda. Hep vardı bu kötü ruhlar karanlık duvarlarımda, her gece dans ettiler korkunç yüzlerini tuhaf şekillere sokarak, aynadan sızdılar içeri, kahkahalar attılar ben korktukça ve ben kapatsam da sımsıkı gözlerimi, vardılar bu defa gözkapaklarımda zira onlar her yerindeydiler karanlıkların…
İşte yine bir akşamüstü kötü ruhların dansını izlerken ben korkulu gözlerle, sen çıkageldin! Çürük bir merdivenin altından geçip girdin zindanıma. Hani uğursuzluk getirir derler ya...
Uğurun olmak istiyorum senin oysa!
Tıpkı gözlerinin gözlerime her takılmasında, dağılıp gitmesi gibi kötü ruhların, karanlıkların. Bende ışığı olmak istiyorum, içinde ne olduğunu bilemediğim dünyanın. Ekseninde dönerken, senden aldığım ışığı, yine sana yansıtmak istiyorum enerjimle birleştirerek ve kalmayalım istiyorum bir daha karanlıklarda ki kötü ruhlar çalamasın çaldıklarından fazlasını bedenimden, ruhumdan...
Gücümü sevdiğini söyledin ya, ben sustum ya öylece, baktım ya gözlerine, sonra kaçırdım ya gözlerimi, anlamsız baktım ya... Oysa bir bilsen, ne kadar anlam içerdiğini. Bir bilsen acizliğimi... Senin gördüğün, olmak istediğim kişi... Olduğumsa görmeni istemediğim...
Gerçek beni görsen sever misin yine de? Bilsen hayaletlerden ne denli korktuğumu ve her gök gürültüsünde, nasıl başıma çektiğimi yorganımı... Uyanmak istediğimde uyanamam diye, uyumaktan korktuğumu... Ağladığım duyulmasın diye hıçkırmamak için dişlerimi sıktığımı, bilsen canımın nasıl acıdığını ve bilsen yaşamaya nasıl zorunlu olduğumu…
Ya da bilsen sana nasıl ihtiyacım olduğunu. Bilsen kırılışlarımı, kalbimin kaç parça olduğunu. Çaresiz anlarımda, hani tıpkı bugün gibi, kapatıp kendimi, yumruklayarak duvarları, güçsüzlüğümün acısını yine kendimden çıkartışımı. Bilebilir misinki?
Sen hiç taşıdın mı dünyayı omuzlarında ben gibi? Belin büküldükçe bir o kadar daha yük vuruldu mu omuzlarına ve sen ezilip düştün mü hiç yerlere? Sen dizlerinin üstünde ağladın mı gecelerce?
Bir enkazım şimdilerde. Tek enerjim sen, tek dostum sen, tek sırdaşım sen ve ben ayaklarımdaki prangalarla gelmeye çalışıyorum sana… Geldiğimde geri dönecek gücüm kalır mı bilmem. Ya dönemezsem! Sende kalmak istersem ve ya geçemezsem gözlerinden… Kal der misin bana, içinden gelen bir sesle ve çıkarır mısın ayaklarımdan prangaları, hapseder misin beni gözlerine, bir daha gözlerimi almamak üzere…
Kasım 2008 Alanya
Derya Gök
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.