- 1383 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TERCÜMAN ARANIYOR
TERCÜMAN ARANIYOR
Ekonomik Krizde, otuz dört senede edindiğim her şeyi kaybedince iş aramaya başladım.
Önce, gazete ilanları ve sonrada sokak , sokak geziyorum.
Arjantin Emlak Bürosu.
Tercüman aranıyor.
Mini etekli , pembe baldırlı bir kız açtı kapıyı.
-Buyurun Beyefendi.
Buyurduk.
Patronun odası Maroken koltuklu.
Maun bir masa , bir laptop ve de bir telsiz telefon.
-Tercüman arıyormuşsunuz efendim.
Bir yılan tısladı.
İki lafın arasında, kıp kırmızı bir dil , girip çıkıyor ağzından.
Meme pembesi bir surat.
Çük burunlu orospu çocuğu.
-Diplomatlara ev kiralıyoruz.
Hangi lisan efendim?
İngilizce mi?
Çok güzel.
Karşımdaki koltuklarda bir taraftan da ,iki köylü ile , varoşlarda yedi yüz lira taksitle gece kondu pazarlığında.
Anladığım yeni gelmişler Ağrı’dan
-Yirmi binden aşağı olmaz.
Tapumu ? Bu devirde kim tapu sorar ki. Zaten tapulu olsa en az yüz bin eder.
Dil gene girip çıkıyor.
-Oh , oh çok iyi.
Demek İtalyanca’nızda var.
Not alalım efendim.
Adresiniz ?
Telefonunuz?
-Kaç para veriyorsunuz sayfasına?
-Biz kırk beş lira alırız. On lirası sizin.
Dil girip çıkıyor.
-Daktilosunu da siz yaparsanız sayfa başına bir lira daha.
Terliyorum boncuk, boncuk.
Dil girip çıkıyor tekrar.
Yılan gözler gözlerimde.
Küfür ediyorum sessizce.
Dil girip çıkıyor.
Ciğer kırmızısı.
-Kriz malum.
Tercüman çok bu günler.
Dokuz liradan yapanda var.
İşinize gelirse.
Atıyor eşek oğlu eşek.
Kabul diyorum.
Üç kez girip çıkıyor yılan dili.
Pembe baldırlar kapıya uğurluyor.
İki köylü imza atıyor senet , senet.
Güneş yeni ısıtıyor dağları.
Hazro eteklerinde , Sofi önümde.
Omuzlarıma bir Kaleşnikof yaslanmış.
Acıtıyor omuz başlarımı ama demiyorum bir şey.
Arada gururla okşuyorum acıyan yerleri.
-Hemi Ato ?
Annamıştım ben zaten.
Bir yerden , bir yönden ,Kürt kanı var sende.
Daşşağını yediğim.
İki ayda küllim şaki oldun len.
Bak Ato.
Şaki gısmısı tetik olur.
Tilki gadan gurnaz olur.
Gözünü dört aç.
İki üç iş gıvırdıgmı , gışa Angarada gırallar gibi yaşarıg.
Giderig Gar Gazinosuna , sen iki fan fin fon , çegerik Alaman gonsimatrileri zofraya.
Gahbelere birer yüzlük , doğru otele.
Anlatıyor Sofi helecanla.
Burnumda “Avon” kokuları ,göğsümde sıcacık Alman memeleri dayanmış , kasıklarımda kahredici bir sancı , iniyoruz yamaçtan yavaş , yavaş güneye doğru.
Nisan 2009
Attila Bozoğlu – Eski Foça
(Krizde her şeyini kaybeden üreticelere ithaf olunur.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.