- 506 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
OBAMA-RASMUSSEN-AZERBAYCAN VE ….
Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan her ne kadar farklı düşünüyor gürünseler de Türkiye Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel sekreterliğini kabul etti. NATO’nun oy birliği ile Rasmussen isimli şahıs NATO genel Sekreter’i oldu.
Türkiye, adı geçen şahsın genel sekreter adaylığını her ne kadar çekinceler ile muhalefet ediyor görünse de; bir kasım endişeler bizzat Obama ve İtalya Başbakanı Berlisconi tarafından telefon ile de olsa giderildiği için Türkiye Rasmussen’in adaylığını destekledi. Rasmussen isimli İslam ve Türk düşmanı Danimarka başbakanı NATO genel Sekreter’i oldu ve 1 Ağustos 2009 da Genel sekreterliği devir alacak.
Adı geçen Başbakan’ın ülkesinin adı ne? Danimarka! Peki, bu Danimarka denilen Türk ve İslam düşmanı ülkenin nüfusu ne kadar? 3–4 milyon kadar. Yani Bütün AB ülkelerinin ve ABD’nin, Batı ülkelerinin illaki Rasmussen’in adaylığını desteklemelerinin nedeni ne peki? Her halde koyu bir haçlı ve Hıristiyan Olması!
ABD Başkanı Obama ne diyor? ABD İslam ile savaşmayacak(!) Peki, bu Rasmussen isimli İslam düşmanı şahsın o zaman NATO Genel sekreterliğinde işine?Söyledik yine söylüyoruz.Batı dünyasının, İslam’la barışmak gibi bir niyeti asla yoktur ve olmayacaktır.ABD’nin Bizimle iyi ilişkiler kurmasının bir tek sebebi vardır kendi milli menfaatleri, Hıristiyan dünyasının çıkarları(!?)
Ne diyor Obama hazretleri(!)”Ermeni sınırını açacaksınız, Barzani ve yönetimi ile sıcak ilişkiler kuracaksınız, Güneydoğu’daki azınlığın(!) haklarını vereceksiniz, Rasmussen’i NATO genel Sekreteri seçeceksiniz…”
Peki, bizimkilere ne oluyor? 24 Nisan’a kadar Kars kapısının açılmasından bahsediliyor. Ermenistan ile ilişkilerin sıcaklaşmasından bahsediliyor. Hoş! Barzani ve hatta yeğeni Çömez Barzani ile bile Sayın Cumhurbaşkanı en samimi manada ilişki kurdu ve “PKK’ya desteğin çekilmesi halinde işbirliğinin sınırsız” olacağından bahsetti. Ne anlama geliyor sınırsız işbirliği? Bunun içinde bağımsız Kürdistan’ında tanınması, Türkmenlerin bağımsızlığından vazgeçme de var mı?
İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy merhum, devrinin din düşmanı kafalarından birisi ile küsmüştür. Yakın arkadaşı Hasan Basri Çantay ise olaya üzülür ve Akif Merhumu bu adamla barıştırmak için adamı alır, Akif’in odasına getirir. Bunu gören Akif; hışımla odasından çıkar gider.
Hasan Basri Çantay ile o gelen adam odada kala kalırlar. Bilahare Hasan Basri Çantay Hoca, Akif’e: Çok ayıp ettin Akif bey, hâlbuki o şahıs seninle barışmaya geliyordu” der.
Akif Bey; Hasan, Hasan, o adam benim namusuma saldırsaydı af ederdim. Çocukları mı öldürse idi, af ederdim, hatta bana küfretse idi af ederdim. Ama o benim dinime sövdü”der.
Evet! Avrupa’da çok küçük bir ülkenin başbakanı olan ve dünyadaki bütün Müslümanların Peygamberi olan Alemler sultanı Hz..Muhammed (SAV)’e hakaret eden Rasmussen isimli adamın, içinde 70 küsur milyon Müslüman Türk’ünde bulunduğu NATO Genel Sekreterliğine aday olması ve Bütün AB ve ABD tarafından bize dayatılması ne anlama geliyor?
Haydi, AB ve ABD’yi anladık diyelim bizim Başbakan’ın önce tabir yerinde ise efelenip, sonradan yerine getirilmeyen ve getirilmeyecek sözler için oy vermesini, Bizzat Cumhurbaşkanının Başbakanı beyanları ile oy vermek zorunda bırakmasını nasıl izah edeceğiz?
Dinimize küfredeni getirip NATO’nun başına diktik. Bundan sonra ne yapacağız. Hangi milli menfaatlerimizden vaz geçeceğiz?Hoş, güya yardımcılarından biri Türk olacakmış, özür dileyecekmiş, ROJ TV’nin yayınlarını ülkesinde kesecekmiş(!?)
Allah aşkına bunlara kim inanır. Bu söylenenlere kargalar bile güler. Nitekim adam ülkesine gitti, hiçbir taviz vermedim dedi. Üstelik özür bile dilemedi İslam âleminden!
Bu arada Ermeni kapısının açılması sözleri üzerine Azerbaycan ile ilişkilerimiz ve kardeşliğimizde sekteye uğradı. Cumhurbaşkanı Aliyev Medeniyetler toplantısına gelmedi. Azerbaycan’la ilişkilerimiz büyük oranda soğudu ve bize karşı tavırlar büyük oranda düşmanca tavra dönmeye başladı.
Peki, buna rağmen elimize ne geçti? Hiçbir şey! Ne kaybettik? Azerbaycan’ın kardeşliğini ve her konudaki desteğini, Batı dünyasına karşı elimizdeki Ermeni kartını, Irak’ın kuzeyindeki gücümüzü… ve daha neler!
Kısacası devletin başındakilerin iç ve dış politikaları evlere şenlik vesselam. Bizden söylemesi.
Mustafa Göktekin
YORUMLAR
Sn. Mustafa Göktekin
Adaşınız olan önderimizin aşağıdaki sözleri sizce bugün içinde bulunduğumuz durumu eksiksiz işaret edebiliyor mu ?
Şayet cevabınız : Evet çok doğru diyorsanız o zaman düşünmek lazım
80 yıl öncesinden bugünü gören ile içinde bulunduğumuz günden 1 yıl sonrasını görmekten aciz liderleri (!) kıyaslamak gerekir.
Sanmayın ki tavizler bunlarla kalacak !
Saygılarla
İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.