HAYATIN İÇİNDEN
Ocak ayı, sene 2001... Derya babasını çok önceden kaybetmişti, kendi 6 nüfuslu ailesiyle, kardeşleri ve annesine yakın bir mesafede İstanbul’da kalıyordu.
Derya oğlu Hasan’a 5 aylık hamileyken ani bir haberle annesinin acı haberini alır ve derinden sarsılır
Hamile olduğu için, ona ne annesinin cansız vücudunu gösterirler ne de cenazesiyle birlikte memlekete götürürler. Bu onun için ikinci bir yıkım olur.
Aynı zaman içinde çok sevdiği bir arkadaşı ile arası bozulur. Sene geçmeden bu kez kardeşi kansere yakalanır.Allah’ın takdiri işte, her şey ardı ardına onun aleyhine gelişir ama her ne kadar da zor durumda kalsa hiç bir zaman isyan etmez.Hamileliğin verdiği duygu karmaşası ile o sene onun için hüzün senesi olur ve duygusal anlamda çok yıpranır
Ölüm olayından sonra zor anlar geçirir. 2002/Aralık ayında yıpranan ruhunu dinlendirmek için ani bir kararla biletini alır ve yanına küçük kızını da alıp memlekete gitmeye karar verir.Memlekete varınca biraz eşinin abisinde, biraz kendi abisinde ufak bir sırt çantası ve kızıyla birlikte yaşadıklarını bir nebze de olsa unutmaya çalışırcasına gezinir.
Bir gün halasını ziyarete gittiğinde orda teyzesi ile karşılaşır. Teyzesinin ricası üzerine onunla hastaneye gider.Hastanenin bekleme odasında sıra beklerken kendi kızıyla aynı yaşlarda kızı olan bir hanımla tanışır. Sohbet esnasında yanında oturan hanıma hastaneye geliş sebebini sorar ve hanımdan kızı hakkındaki üzücü hikayesini dinler.Hanim,kızının gözlerinin çok bozuk olması sebebiyle okulunu bırakması gerektiğini, gözlük alamadıkları için zorda kaldıklarını dinler. Derya kadının ve kızının bu durumlarına çok üzülür.
O an yanında bulunan parasının büyük bir kısmını zor rica ile hanıma teklif eder. Kızının son durumunu ona bildirmesi için de ayrıca telefon numarasını yazıp verir.
Ertesi gün hanım verdiği sözü unutmayıp Derya’ya, gözlüğü aldıklarını bildirmek için telefonla arar ve yardımı sebebiyle ona çok dua eder. O kadar dua eder ki bu dua sebebiyle bir sonraki gün Derya ve yanındakiler ’belki de’ ölümden dönmüştür.
Bir sonraki gün aynen planladıkları gibi yengesi, iki yeğeni, kızı ve Derya direksiyonda olmak üzere, kayınbiraderinin arabasıyla köylerine doğru yola çıkmışlardır..Köylerinin yolu, bir yanından dere akmasına ve etrafı yeşilliklerle bezenmiş olmasına rağmen dar, yokuşlu ve virajlıdır.Araba ilerledikçe beklenen an yaklaşmaktaydı, nihayet anne ve babasının mezarını ziyaret edecekti küçük kızıyla Derya... Köye yaklaştıkça heyecanı artıyor, düşüncelere dalıyordu .Mezarda da olsa nihayet onlara kavuşacaktı.Yolda yengesi ile sohbet ederken ve çocuklarda arka koltukta şakalaşıp eğleniyorlardı.
Tam o ara annem diye bir şarkı çalıyordu kasette, biraz heyecan biraz da annesinin üzüntüsüyle öyle dalmıştı ki Derya, kızının aniden ’Anne’ diye seslenişinden ürktü ve bu ürkmeyle hiç düşünmeden ani bir dönüşle kızına baktı ve bir an için direksiyonu unuttu. Yeniden yola baktığında da önünde uçurumu gördü, hemen direksiyonu aksi yöne cevirdi. Uçuruma düşmekten kıl payı kurtuldular. Araba Derya’nın ani hareketiyle yön değiştirip karşı yöndeki toprak yığınına toslayıp istop etti.Hemen o an aklına hastanede tanıştığı o hanımının yaptığı dua geldi. Kıl payı kurtulduğu ölümden buduayla kurtulmuş olduğu düşüncesiyle teselli bulup soku çabucak atlattı.
__________________________________________
İşte dostlar, deryanın hikayesi gerçekten yaşanmıştır.
_____________________
-Boşa denmiyor “SIKINTILARINIZI sadakayla önleyin.” diye.
-Candan bir gülümseme, dudaktan çıkan tatlı bir söz bile sadaka değerindedir.
-Sadaka rızkı bollaştırır,malı bereketlendirir, çoğaltır.
-Sadaka cimrilik ve hırs gibi hastalıkları da tedavi eder.
-Zenginin zekat verme sorumluğu vardır ama sadaka, kim olursan ol gönülden verilendir.
-Kimin neye gücü yetiyorsa onunla sadakasını cömertçe vermeli...
-Ahirette MİZAN’da tartılacak ilk nesne CÖMERTLiK ve GüZEL AHLAKTIR
-Bugün CUMA... Bol dua etmeyi ve başkalarından da dua istemeyi unutmadınız inşallah.
Şahinde Hülya kahraman / 10.4 2009
*
Hepinize hayırlı Cuma’lar ve sevdiklerinizle güzel bir haftasonu diliyorum, sevgiyle kalın.
YORUMLAR
Hisse:Veren el alan elden üstündür.İnsanların en hayırlısı İnsana faydası dokunandır.Aslında olanın olmayana borçlu kılındığı (komşusu aç iken tok yatan bizden değildir)şahane bir felsefenin içinde aslanlar gibi barındığı Mükemmel bir dinin mensupları olarak bu hikayeye çokta olağanüstü bir cereyan gibi bakmamız nedendir biliyormusunuz.Demin altını çizdiğim temel felsefeden fersahlarca uzaklaşıp ,materyalizmin o vurdumduymaz (Allah Korkusuz,merhametsiz ego merkezli )çarkında yok olup gititiğimiz gidişatta önümüze çıkıveren bir içsel güzelliğe toslamamızdandır.
Ya değilse o kadar doğal o kadar sıradan bir hikaye işte.
Bu arada değerli yazarımız sakın ha alınmasın,ben aktarımını değil aktardığının içeriğini kastediyorum.
Ya değilse kalemindeki ustalık başımgözüm üstüne
ve paylaşımından dolayı teşekkür ediyor ve başarıların daim olsun diyorum.
en inandıgım gerçek...guzel bır ders...zaman zaman bedenımızle ruhumuz yan yana olmalı ...olmalı ki gunun kosturmacasıyla unuttugumuz degerlerı anımsayıp dinginleşelım....soylenecek cok sey var...ama susup duşünülmesi gerekilen bir konu...söylemek değil yapmak lazım...tşk ederim...saygılar...
GÖNÜLDEN VEREBİLMENİN KARŞILIĞI ÇOK BÜYÜKTÜR ALLAH KATINDA...
VERMEDEN ALINMAZ...
BİR ELİMİZLE VEREMİYORSAK, İKİ ELİMİZİ AÇIP İSTEMEYE YÜZÜMÜZ OLMAMALI...
CEBİMİZ BOŞ OLABİLİR, VERECEK HİÇ BİR ŞEYİM YOK DİYEBİLİRİZ...
YÜREĞİMİZDE BOŞ DEĞİL YA...BOŞ İSE SEVGİYLE DOLDURMAK PARA İLE DEĞİL YA...
HİÇ BİRİNİ YAPAMIYORSAK, NE MADDİ NE MANEVİ YARDIM EDEMİYORSAK, KÖTÜLÜK YAPMAYALIM BARİ...
HAYIRLI CUMALAR SEVGİLİ HÜLYA...
İYİ HAFTASONLARI...