Kaz Dağlarının Kır Çiçeği
Kaz dağlarının eteklerinde bir sahil kasabası adı güre denizle zeytin ağaçlarının buluştuğu sakın bir koy ve güzel oteller turistlere ve gelen misafirlere hizmet vermek için yemek salonları zevkle yapıl mış , Bir gün akşam yemeği sakin bir hava suskun bir deniz yemekte kalabalık bir gurup canlı müzik eşliğinde yenen nefis yemek ve salatalar günün yeni eserlerini okuyan müzisyen eğlenen gülen insanlar
Müzisyenin sesi sayın misafirler şimdi bu güzel beldemizin göz bebeyi güzel sesi güzel yorumu ve melekler kadar güzel kızımız deniz kızı hem söyleyecek hem oynayacak alkışlar mısınız bir alkış koptu deniz kızı deniz kızı diye güzel oynak bir müzik eşliğinde sekerek girdi deniz kızı mavi tüller içinde deniz mavisi gözleri sarı saçları ile tam deniz kızıydı şen şakrak hem söylüyor hem oynuyordu gece güzel geçiyordu masalar arasında dolaşıyor kıvrak hareketleri ile kıvrılıp bükülüyor izleyenleri coşturup güzel dakikalar geçirtiyordu dal gibi ince çocukluktan yeni çıkmış gencecik bir kızdı tek kişilik bir masada oturan genci fark etti yalnızdı ve sessizce yemek yiyordu sanki bu şenlik onu hiç ilgilendirmiyordu genç kız şarkısını söyleyerek masasına yaklaştı ve şarkıyı bu gence okudu ama genç adam sanki başka bir alemde yaşıyor gibiydi ruhsuz ilgisiz baktı genç kıza hiç oralı olmadan yemeğine devam etti deniz kızı biraz şaşkın şarkıyı bitirdi ortaya gelip selam verdi nasıl eğleniyor muyuz diye sordu seyircilere alkışlar çığlıklar evet sesleri arasında başka bir şarkı başladı o ara genç adam sessizce orayı terk etti deniz kızı meraklı bakışlarla takip etti kapıdan çıkana kadar ve eğlence devam etti. Gece sona ererken yorgun düşünceli ayrıldı denizkızı bu yerden. Sabah olmuş güneş bir hayli yükselmiş genç kız ayağında kot pantolon ve bir tişört başında yemeni bağlı geldi yemek salonuna içeri girip şöyle bir dolandı aradığı akşamki gençti gördü de aynı masada sakince kahvaltı yapıyordu biraz baktı sonra kararlı masaya gitti günaydın diye seslendi genç adam yine ruhsuz bir bakışla önce kıza baktı sonra günaydın dedi soran gözlerle ne istiyorsun der gibiydi denizkızı beni tanıdın mı diye sordu genç adam yok gibi başını salladı ben deniz kızı akşam şarkı söyleyen bendim deyince ha anladım ne istiyorsun diye sordu genç adam hiç seni çok merak ettim niye hiç gülmüyorsun akşam ne alkışladın nede dinledin oysa burada her kes hayran bana genç adam iyi ya bana gerek yokmuş hayranların çok üzüldüm dedi deniz kızı üzüldüm size hitap edememişim adam bir yandan kahvaltısını yapıyor baktı deniz kızına kahvaltı yaptın mı yok der gibi baş salladı alsana param yok vermezler al benden olsun akşamki kabalığıma karşı deniz kızı sahi mi alabilir miyim evet istediğini al deyince güzel kız acele gitti biraz sonra iki tabak dolusu yiyecekle geldi genç adam bunların hepsini yiyecek mi dedi evet ben bunları her zaman bulamam bul muşken yiyeyim iyi ye afiyet olsun deniz kızı iştahla yemeye başladı ara ara genç adama bakıyor çok nefis diye işaret ediyordu kısa bir süre sonra kahvaltısını bitirmiş çayını yudumlarken bu gün ne yapıyorsun işin var mı diye sordu genç adam şaşkın niye sordun yok sana buraları gezdireyim diyecektim ne dersin işin yoksa yok gezmeye dinlenmeye geldim tamam o zaman seni gezdirip bende yemek borcumu ödemiş olurum diye gülümsedi deniz mavisi gözler gülüverdi içinde menevişler vardı yanağında gamzesi ayrı bir bir güzellik veriyordu çok gençti çocuk gibi genç adam yine soğuk bir sesle olur gezdir bakalım doydunsa gidelim diye ayağa kalktı beraber çıktılar genç adam deniz kızının hesabını bana yazın diye söyledi dışarı çıkınca araban var mı diye sordu deniz kızı evet yanıtını alınca daha çok sevindi neşeli bindi arabaya nereye diye sordu genç adam sen sür ben yolu tarif ederim nasıl buldun burayı akşam geldim henüz gezmedim ama güzel olduğunu duydum dağlarla denizin birleştiği cennet evet öyledir havası güzel sahili koyları deniz kızı neşeli yolu tarif edip bir yere geldiler arabayı park edip inince onları gençler karşıladı deniz kızını tanıyorlardı hoş geldiniz diye yol gösterdiler burası inşaat alanı idi güzel villalar yapılıyordu deniz kızı neşeli bakın size misafir getirdim diye gülerek baktı Genç adam nedir bunlar diye soru dolu baktı kızlara. Kızlar bunlar devre mülk olarak satılık daireler diye tanıtımını yaptı devre mülk bir haftalık ve ya on beş günlük çok yönlü apartlar otel uzunca sürdü söyleşi almayı düşünür müsünüz deyince bilmem zeytin ağaçları arasında bu villalar ağaçlar kesiliyor yazık değimli diye söylendi genç adam bu güzel doğa taş yığını oluyor düşünemem böyle bir yeri deyip geçti gidelim dedi deniz kızına kızlar şaşkın niye taş yığını diye baktılar doğa bozuluyor ağaçlar kesiliyor lüks diye ağaç katliamı oluyor diye söylenip arabaya bindi buna dur diyecek kimse yok mu bu cennet vatan katloluyor şimdi nereye deniz kızı suskun ve şaşkın bende seni al diye götürdüm al ki bir daha gelesin yok hiç düşünmem diye sahilde dolaştılar bu yörenin başka güzelliklerini gördüler her yer zeytin ağaçları ile donatılmıştı yerler yemyeşil çiçekler açmış deniz sakin ve durgundu bahardı henüz yaz yeni gelecekti bir kır bahçesinde ayranla saç böreği yediler deniz kızı çok mutluydu ban başka duygular taşıyordu akşamı yaptılar gezip dolaşmakla ne adını soruyor nede neredensin diyordu öyle mutluydu genç kız gece yine söyledi şarkısını genç adam yine erken ayrılmıştı salondan ertesi gün kahvaltıda geldi deniz kızı yine beraber gezdiler deniz kızı çok mutluydu ama genç adam hala gülmüyordu bir derdi olmalıydı canı sıkkındı bunu belli ediyordu zaman zaman iki günü öyle gezerek geçirdiler gün boyunca geziyor doğanın güzelliklerine hayranca bakıyorlardı deniz kızı biliyor mu sun ilk defa benden yararlanmak istemeyen birisin karşılık beklemeden bana yemekler ısmarlıyorsun benimle geziyorsun beni çok mutlu ettin dedi genç adam peki sen senden faydalanmak isteyenlere neler verdin hiç kimseye yüz vermedim bu ana kadar korudum kendimi ama ne kadar gider bilmem etrafım dolu bana aç gibi bakıyorlar bazen korktuğum oluyor olmayan birine kurban gideceğim diye çok acımasız insanlar genç adam üzüldüm inşallah kurtların eline düşmeden iyi biri çıkar karşına sana sahiplenir deyince gözleri güldü deniz kızının biliyor musun hiç kimseyi sevmedim henüz çıkmadı karşıma yüreğimi hoplatan biri ve ilk sizinle dolaştım böyle inanır mısın sana güvendim iyi dedi genç adam bakıp bu güzel kıza Allah yardımcın olsun ne zamandır yapıyorsun bu işi deniz kızı bir iç çekti ilk okul bitince annemi kaybettim çok sürmedi babam evlendi analık zorladı çocuktum ama güzeldim sesim güzeldi diyorlardı işte onun iki oğlu vardı onlarla önceleri sokak şarkıcılığı yaptık biraz büyüyünce işte böyle gecelerde okuyor oynuyorum Seviyor musun mu bu işi yok hiç sevmiyorum sarhoşlara gönül eğlendirmek hoşuma gitmiyor ama çaresizim yapacak bir şey yok okumayı çok isterdim öğretmen olmak çocuk okutmak tek istediğimdi
ya baban o zavallının biri kendini bile koruyamıyor analık çok fena ne yapalım bu kaderi ben istemedim böyle bir yazı düşlemedim çaresizim çaresizlik bu benimki bazen anneme niye öldün beni böyle bıraktın diyorum yok işte yazım kara yazılmış genç adam güzelsin Adın deniz kızıydı değil mi evet artık olmasın sen kır çiçeğisin kaz dağlarının güzel kır çiçeği sin bahtın güzel olsun kimseler seni koparıp hırpalamasın hep dalında kal biliyor musun ben senden çok şey öğrendim mutlu olmanın yolunu sen çok güzel biliyorsun oysa ben henüz mutluluğu tatmadım bir sevdiğim var kalbim dolu ama öyle biri ki
Azla yetinmeyen hep aklı gözleri yukarılarda olan doyumsuzun teki oysa sen bir lokma ekmek bir bardak ayran a olan mutluluğu sende gördüm sevinci seninle yaşadım doğayı tabiatı seninle gezdim keşke kalbim boş olsa idi ama üzgünüm dolu kalbim başkasına yer yok sanada seve bileceğin birini bulmana dua edeceğim diye ayrıldılar otele geldi deniz kızı mutsuz kalmıştı ardından o gece sahne almadı iş yoktu sabah yine geldi ama masa boştu dolandı sonra yaşlı garsona sordu hey misafir nerede ne o kız iyice takıldın adama ne istiyorsun ondan yok hasan amca inan bir şey beklediğim yok sadece iyi arkadaş olduk hepsi bu nereye gitti sabah erken gitti bak sana mektup bırakmış. Denizkızı şaşkın aldı mektubu canı sıkkın ayrıldı oradan sahile indi oturdu kumlara içi yanıyordu kalbinde acı vardı. Açıp okudu sevgili kır çiçeği diye başlamıştı akşam demiştim sana kalbim dolu diye keşke boş olsaydı keşke seni çok önce tanısaydım ama bende aşığım bende seviyorum inşallah sonumuz iyi olur sana gelince kır çiçeğim ne olur kendini güzel koru dalından kopartma olur mu tap taze kal güzelim senden ayrılmak çok zor olacak diye erken kalktım üç güzel gün geçirdim sayende somurtkan dedin bana gülmez dedin doğru gülmeyi unuttum ben çok zor birine aşığım zor birini seviyorum ama aşığım işte sana mutluluklar güzel günler dilerim kır çiçeğim yazan doktor Orhan Deniz kızı göz yaşları içinde okudu mektubu Allahım dedi Allahım niye bu kader niye bu yazıyı ben istemedim böyle olmayı ben düşlemedim bende okusaydım bende hanımefendi olsaydım niye bu halim erkeklere peşkeş mi çekileyim hayır olmamalı olmasın Allahım göz yaşları hıçkırığa karıştı denizin dalgaları ayaklarına kadar gelip ıslattı çok mutsuzdu içi acıyor gözleri yaşlardan etrafı görmüyordu yanında iki çocuk belirdi ablam ne yapıyorsun niye ağlıyorsun diye omzuna dokundular başını kaldırdı kardeşlerine ne istiyorsunuz diye baktı hiç seni aradık çalışsak diyecektik iki gündür iş yok anam çok kızıyor bulun onu çalışsın dedi diye söylendiler genç kız yaşlı gözlerini silip ona ana demem benim anam yok öldü o değil anam yok artık çalışmayacağım gidin söyleyin ona çok isterse kendi çalışsın hadi gidin abla sen ne yapacaksın nerde kalacaksın parasız gidersek dövecek biliyorsun dövüyor yok artık beni dövemez çünkü bulamayacak beni sarhoşlara peşkeş çekemeyecek hadi gidin diye kalktı ayağa elindeki mektubu öptü kokladı ilk kez sevdim seni çok sevdim adını bile sormadım kim olduğunu bilmedim ama sevdim seni hoşça kal aşkım kaz dağlarının kır çiçeği seni hep sevecek kimse onu koparıp koklamayacak kimse onu örseleyemeyecek kimse ona dokunmayacak o hep tap taze dalında kalacak her mevsim baharda açaçak bahara hoş geldin diyecek diye söylenerek denizde yürümeye başladı sakindi deniz uzunca gitti ta ki kaybolana dek üç günlük sevgisi içinde umutsuzdu kır çiçeği deniz sakin sessizce sakladı onu kimselere bırakmadan dalından koparmadan deniz kızı denizde kaldı…
YORUMLAR
yazmaya ilk başladığımızda kır çiçekleri kadar saf ve naif düşünceler, yani masum yeni doğmuş bebek gibi hissettim ilk satırlarını okurken, emekleyip büyümeni gördüm müthiş değişme ve yol alış kutlarım canım yolun acık harika öykülerle okuyalım seni sevgilerimle...
AYSE 09
yeni öğrenen çocuklar gibiyim hala çok çokkk eksiklerim var
sevgimdesin her daim