- 405 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
X ADAMIN BİR GÜNÜ NASIL GEÇTİ ?!..
Pazarcılar,öğleden sonra yağmurun esiri oldular.Sabahleyin ise güneş,zaman zaman siyah
bulutların arkasından çıkmış ,çıktıkça da yakıcı yüzünü göstermeyi ihmal etmemişti.
Güneşin bu değişken yüzüyle pazarcılar geçici bir rehavet içerisinde kendilerini hisset-
mişlerdi.Sabah,yedi-sekiz sularında hem çadırlarını kuruyorlar,hem de şakalaşıyorlardı.
"-Kemal abi,bugün yağmur yağar mı?"
"-Sen geldin ya, yağmaz.."
"-Çadırın üzerine naylonu gersem mi acaba ?"
"-Yok canım.Yağmur sana vız gelir."
Bu konuşmalar,diğer pazarcıların da araya girmeleri ile daha da zenginleşiyordu.
Aslında çadırı da naylonu da germek gına gelmişti,herkese.Çadırı kurarsın,naylonu da üzerine gerersin.Buraya kadar problem yok.Ansızın gelecek fırtına ve şiddetli sağa-
nak yağmur,bütün hesapları darmadağınık ederdi.Naylon herhangi bir yere uçmaya çalışır,
çadırın da istinat demirleri eğreti ise kafana çökerdi.Yağmur,hafiften çiselese,ona
can kurban.Gerçek müşteriler bile çiseleyen yağmura aldırmadan,ellerinde şemşiyeler
sanki bir nostalji içerisinde alışverişlerini yapmaya gelirler.
Bugünkü pazar yeri,"Pazartesi pazarı" küçük bir alanda.Sebzeciler de,giyimciler de hepsi
var.Ekmek peşindeler.Çaycıların tepsileri ,havada uçuşuyorlar..Öğleye doğru müşteriler
tek tük gelmeye başladılar.Sebzeciler,arka tarafta bağırıyorlar:"-Taaazzee hıyarrr,domatesin iyisi burdaaa." diye.
Pazarcıların içerisindeki" X "adam,sabahki çadır kurma tedirginliğinin ardından öğlene doğru rahatlamıştı.Yanında da karısı vardı zaten.O, yanında olunca sorun yoktu.Evlendiklerinden
bu tarafa bir gün dahi ayrı günleri geçmemişti.En büyük yoldaşı,ilham kaynağı,gücü, kuvve-
tiydi.Edebi yaratıcılığını hep ondan alıyordu.Yazdığı şiirleri ve diğer yazılarını önce ona
okuyor, onun yorumunu almadan son noktayı koymuyordu.Başkalarının yorumu önemli
değildi.Kendisini ,karısından başka pozitif gözle değerlendirecek başka yüreği de zaten
kabul etmiyordu...
İki saat sonra kuzey taraftan siyah siyah yağmur bulutları yanaşıyorlardı.Aceleci bir
halleri vardı.Güneş,çoktan bulutların arkasına saklanmıştı.Pazarcıların üzerine doğacak
husumetten sıyrılmayı yeğlemiş olmalıydı." X "Pazarcı ve karısı çadırın altında evden ge-
tirdikleri nevalelerinden bir şeyler atıştırmaya çalışıyorlardı.Karısı,termostan bardaklara
çayı aktardı.Bardağı kocasına uzatırken:"-Hadi bakalım şu ilhamını konuştur da "pazarcı
ve yağmur" başlığında bir şiir yaz bakalım." dedi.Karısını kıramazdı.Öyle bir lüksü olmadı-
ğını hissediyordu.Cebinden anaktod defterini çıkardı.Kendini zorladı.Kelimeleri dizmeye çalıştı.İlham gelmeden yazınca olmuyordu.İki üç kıta oluşturdu ama anlamsızdı herşey..
Karısına okudu.Hoşuna gitmemişti. "-Vurgular zayıf,insanın içinde hiç bir şey uyanmıyor.
Bu senin kariyerini zedeler.Üzerine büyükçe bir çarpı koy bakalım." dedi.Karısı haklıydı.
İlhamın nerede nasıl geleceği belli olmuyordu.Şu an da ise boş bir tenekeden farksızdı.
Çaylarını henüz bitirmemişlerdi ki birden yağmurla karışık fırtına koptu.Can pazarı baş-
lıyordu.Karısı," X "isimli kocasına bağırmaya başladı: "-Hadi bakalım şairim,gerçek ilham
kaynağın şimdi koptu geliyor.Tezgahtaki malları kurtarmaya bak..."
"X" adam ve karısı,şiddetlenen yağmur ve fırtınanın altında debelenip duruyorlardı.
Önemli olan şimdi ekmek paralarının kaynağını kurtarmaktı...
YORUMLAR
farklı bir dünyadan ekmek kavgası....ne güzel dile getirdiniz.kaleminize sağlık....
Pazarcılar,öğleden sonra yağmurun esiri oldular.Sabahleyin güneş,zaman zaman siyah bulutların arkasından çıkmış ,çıktıkça da yakıcı yüzünü göstermeyi ihmal etmemişti.
burayı anlayamadım....öğleden sonra birden sabah oldu...
saygılar