- 800 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
TEK IŞIĞIM
Güneş yavaş yavaş doğardı gökyüzüne.Ve yine doğuyordu sessizce.Öyle sessiz ki ne uyanık olan var ne bir hareket…Işığın gözüme çarptığı an hissettim bugünü.Gün kızıllığıyla başlamıştı yüreğimde hatta bedenimde.Bir boşluk hissedersiniz ya bazen ne olduğunu bilmeden düşünmek neler olduğunu ya da olabileceğini fark etmeden o anı yaşamak…Ben o boşluktayım günün doğuşunda. Karanlığa bir zıtlık var artık yine bu doğuşta.içimde inatçı kabullenmez benliğimin hah işte bu dediğim kesinlerimi eritircesine karanlığa inat doğuyor yüreğime. Ben ben olalı anca hissettim bunu, o seher vakitlerinde.Baktım, gördüm ve hissettim. Neyi mi? Neyi ha…Neyi olduğunu bilemedim ki hiç.Sadece hissettim.Belki de her şeyi, hayatı işte bu an. Belki de, belki de yalnızlığı işte o an. Ne bileyim işte hissettim o kadar.
Hiç bitmesin isterdim o an.Ama ben beklerken hayat akıyordu durmadan. Kayıyor değil mi gökyüzü, güneş ilk doğduğu anda değildi artık.Düşman oldum bu sefer hayata.Bana en değer verdiğim o azıcık anı bile çok görmüştü.ne olurdu geçip gitmese.Yok yok hayattı bu, istenilen her zaman olmazdı.Belki de bu yüzdendi yılgınlığım,hayata küsmüşlüğüm.Ama alıp götüremedi hiçbir şey beni benden.Ben bensem eğer güneşin doğuşuyla doğan bu doğuş silinmezdi asla. Ben kaybetmezdim o anı içimde. Kaybedemezdim...Ve hiç ama hiç kaybetmedim.Güneş en değerlimdi benim her seher vakitlerinde.Ve hiç ama hiç kaybetmedim