OY VERİRKEN ÖLÇÜMÜZ NE?
Her seçim öncesi partiler, klasik vaadleri tekrarlarlar. “İşsizliği çözeceğiz, “ Yoksulluğu yeneceğiz”, “Ülkenin kaybolan dış itibarını yeniden kazandıracağız”, “Yolsuzluk ve hırsızlıkları önleyeceğiz”, “Terörün önüne geçeceğiz” vs. gibi…
Ben, aklımın yettiğinden beri her seçim öncesinde aynı sözleri duyarım.
Bunları saymazsak; aklımda kalan değişik sloganlardan bazıları şöyle:
“Toprak işleyenin, su kullananın” (1973 seçimlerinde Ecevit).
“Boğaz Köprüsü’nü satacağız, orta direği kalkındıracağız” (1983 seçimlerinde Turgut Özal).
“Özgürlük ve demokrasi içinde hakça bir bölüşüm sağlayacağız” (1991 seçimlerinde Erdal İnönü).
“Herkese iki anahtar vereceğiz” (1995 seçimlerinde Tansu Çiller).
“Bölücübaşını asacağız” (1999 seçimlerinde Devlet Bahçeli)
“Türban sorununu çözeceğiz, dokunulmazlıkları kaldıracağız” (2002 seçimlerinde Recep Tayip Erdoğan)
“Soygunculardan, vurgunculardan hesap soracağız” (2002 seçimlerinde Deniz Baykal)
Bu sloganlarla iktidara gelenlerin, söylediklerinin ne kadarını gerçekleştirdiğinin takdiri sizin.
22 Temmuz genel seçimlerine, şunun şurasında 57 gün kaldı. Şu ana kadar seçime katılacak partilerden somut proje veya slogan açıklayan yok. Sadece Genç Parti Lideri Cem Uzan; “Mazot 1 YTL olacak, emekliye 14 maaş, ÖSS kalkacak” gibi sloganlar kullanıyor. Onun dışındaki partiler şimdilik yaşamla ilgili hiçbir proje sunmuyor.
Görünen o ki, 22 Temmuz seçimlerinde, programlar, somut vaadler, projeler değil; kimlikler yarışacak. Yine görünen o ki; seçmen de kendisine en uygun kimliği ön plana çıkaran partilere oy verecek.
Yani, insanlar, hangi parti ülkeyi huzura, refaha kavuşturur; hangi parti benim ekonomik durumumu düzeltir; hangi parti terörü, kapkaççılığı, magandalığı, trafik terörünü, yolsuzluğu, vurgunu önler diye düşünmüyor. Hangi parti laik, hangi parti daha milliyetçi, hangi parti Alevilere sıcak bakıyor, hangi parti mukaddesatçı, hangi parti Kürt sorununu çözer, hangi parti Avrupa Birliği’ni en çok destekliyor (Veya karşı) gibi kimliği doğrudan ilgilendiren tercihlere yöneliyor.
Bu doğru mu? Kesinlikle hayır. Alevilik-sunnilik, Türklük-Kürtlük, laiklik-antilaiklik, Ab yanlısı-AB karşıtı gibi tercihlerle kullanılacak oylardan sağlıklı bir sonuç çıkması mümkün değil. Seçimlerde ideolojilerin, programların, projelerin tercihi yapılmalıdır. Yoksa kimlik temelindeki önyargılı ve dogmatik tercihler, ülkeyi kamplara bölmekten, çatışmaları körüklemekten başka bir işe yaramaz.
Partilerin adayları kim olursa olsun esas olarak kimlik ırk, inanç ve bölgesel tercihlerin ön plana çıkacağı bir seçim; ardından yeni sorunları ve kaosları da beraberinde getirecektir. Uzlaşmalar, hoşgörüler ve ülke-toplum çıkarlarını gözetmek imkânsız hâle gelecektir.
Böyle bir tehlikeyi şimdiden görüp, bu ayrımlarla oylara talip olanlara karşı, toplumsal çıkarlar gözetilerek oy kullanılması ve partilerin de bu eksende yapılanmalarının zorlanması, şu anda seçmenin önündeki tarihi bir görevdir.