tüm gidenlere ve gidecek olanlara adandı...
kimsenin gidişi sana benzemeyecek.Hiç kimsenin kokusunun,gözlerinin,ellerinin sana benzemediği gibi bu gidişinde benzemeyeck..
Asi,umarsız,hırçın bir gidişti seninki.Ellerim buz kesti,bedenim titredi,üşüdüm soğukluğunda...Oysa minik bir sözdü ya da bir dokunuştu buzları cehennem yangınına dönüştürecek olan kıvılcım.
Erken yaşta kaldırdığım bir ’cenazeydi’ gidişin.Ölümünü bir an olsun aklımdan bile geçirmeyeceğim; ama sabah soğuk bir odada,soğuk gözlerle,buz kesilmiş bir sesle karşılaştığım bir cestti bu gidiş.O soğuk odada parçalanmış buldum seni.Sıcak kalbin kültablasında sönmüştü; yüzün,gözlerin pencereye dönük...O çok sevdiğim ellerinde olabildiğince uzağa atılmıştı benden.Tanınmaz halde buldum seni,bir yabancı gibi ya da en doğrusu ben hiç göremedim bu halini...
Ömrü yeter sanırdım,5-10... daha bilmem kaç yıl.Hatta belki ömrümün yettiği kadar seninde yetsin ve benimki son bulduğunda sende kalma bu alemde.Bilirsin,tanırsın beni; kalman için ettiğim ’bencil’ dualarımı...Dualarım ki hiç birir tutmadı,yaşatamadı seni ve ömrü yetmedi AŞKIN!
Ne kadar Leylaydım ya da ne kadar sevdalı belki anlatamadım ama ellerimdeki cesedin kim olduğunu anlatabilirim saatlerce.Kimden alayım öcümü,kim katili bu GİDİŞİN? Kim ipini çekti idam sehpasına konmuş anılrımızın bulamıyorum...
Kimsenin gidişine benzemeyecek senin gidişin...
Hiç kimse susmayacak giderken ya da suskunluğunu konuşturmayacak karşımda öylece ve ben hiç kimsenin KAL demesi için yalvarmayacağım bildiğim tüm dualarımla.
Şimdi ağıtlar yakıyorum başında,dizlerim yerine yüreğimi dövüyorum..
Sanki iki kişiydik bu alemde.Say ki Ademin Havvasını aldılar elinden; say ki tek kaldı alemde...Tut ki yalnızlığın ateşine ittiler onu...
Hiç bir gidiş seninkine benzemeyecek ve KAL kelimesine bir daha asla bu kadar anlam yüklenemeyecek ömrümde...
nilgün durdan