- 396 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAKIN YANGI !
Ben kalkıp desem ki,şiir hayata en yakın duran şeydir. Hepiniz itiraz edeceksiniz... Belki de ilk itiraz şairlerden gelecek ama,ben bu fikrimde samimiyim.
Hele geleceğimizin inadına muğlaklaştığı-belirsizleştiği,bütün öngörülerimizin iflas ettiği bir düzlemde yüksek sesle haykıra bilirim;evet şiir hayatımıza en yakın duran şeydir !...
Hoş dün de böyleydi;aradaki fark,dün hayatımız bu denli karmaşık ve belirsiz değildi. İnsanların uzun uzun düşünmeye zamanları vardı. Hesaplar,planlar,ilkel de olsa programlar yapabiliyorlardı. Biz,siz,toplumlar...
Bütün hesapları kolayca yapabileceğimiz bir kaabiliyete kavuştuğumuzu düşlerken,hiç bir şeyin hesabını yapamıyor olmak ne kötü !...
Bu çözümsüzlük ve çaresizlik;`Siz aya falan çıktığımıza,uydularımıza falan da çok aldırmayın` bizi güçlü bir anafor olarak içimize çekiyor,hepimiz hızla içimize fırlatılıyoruz kayalardan !...Bu nedenle en yakın durduğumuz yer içimiz oluyor.
Kimse dışındaki dünyaya güven duymuyor. Şartlar,icapları zorladığı için birarada gözüküyoruz. Bu görüntümüz bir flu resimden ibaret. Resimse sadece bir an`ımıza ait birşeydir. Ne hayatımızın,ne düşünce,ne de davranışlarımızın karşılığı değildir.
Evet..İçimize çekiliyoruz,hem de içimizin şiiri ören dimağına düşüyoruz. Şiir bildik bir edebi form olmaktan çıkıyor ve doğrudan biz oluyor. Biz,hepimiz biraz savruk,biraz lirik,biraz melankolik şiiriz aslında...
Son durakta,şiir hızla hayatımıza koşarken,hayatımız da hızla şiire koşuyor.
Ölüm korkusunun verdiğinden daha dehşet bir belirsizlik yaralıyor ve yakıyor tellerimizi !...
Dönüp dönüp şiire ve şiirle yatıyoruz. Tasavvur ve tahayyüle eklemlenen hayatımız ancak şiire doğabiliyor.
Şiir biziz,ta kendimiz....