- 1669 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DUT AĞACI BOYUNCA DUT YEMEDİM DOYUNCA
Hayatının bu kadar anlamsız olacağını yüreğinin bu kadar depreşeceğini bilmiyordum herhalde, sevgili gönül doruklu dost yazılı haykırışım.Düşün ki düşte olasın,düşün gözyaşlarıyla dolsun ,sezarın ölümüne üzülen halk kadar mıydı üzüntün.Yoktu artık ceylan gibi seken ayakların,dört duvar arsaındaki mülteci bakışların ve seni arayan koltuk değneğin son arkadaşların gökyüzünde avlanan kuşlar.Gece artık meydanda durup gündüze kızmıyordu,bekliyordu onu tıpkı seni bekleyen o bulanık ruh halinin içindeki sevgi kıvılcımları gibi.
Gece karanlığı bağrına alınca sende yastığını gözlerinin içindeki gözyaşlarıyla sırılsıklam ederdin.Ayağının acısı değildi seni acıların içinde boğan,yorgun bedenin paslı demire dönüşmesiydi seni ağlatan seni sende alıp sendekileri sensizliğine meydan okuyan yaşama zevkiydi,koşmamaktı sarılmamaktı,terlememekti.
Dizindeki yaranın üstünden üç ay geçmişti.Daha yorgundun,halsizdin umutsuzdun.Son çareydi koltuk değneklerin altından çamurlu yollarda yürümek.Sabah horozları öterken uyanmıştın,akşam ki yağmur yerini yaşamın perisi olan güneşe bırakmıştı.Biraz olsun yüzün gülüyordu,içinde kıvılcımlanan bir umut vardı en azından.Haziran ayının ortalarıydı.Yemyeşil ağaçlar gölgelerini bir post gibi sermişte yerlere.Biraz ışık vardı gözlerinde binbir renkte adını
koyamadığım sen mutluluklarıyla birleşince kederi yüreğinden damıtıp alıyordu.Sıralanmış dut ağaçları boyunca yürümeye başladın.Koltuk değnekler ayaklarını dolamıştı altına sen yürürken.Ağaçların üstündeki çocukları gördün,durakladın.Çocuklar ağaçların tepesine çıkıp kıpkırmızı dutları yerken sende yere düşenlerden toplayıp yiyordun.Yüzün hala gülüyordu.Sonra baktın çocuklara bir ara ağlamaklı oldun,bacaklarını uzattın,avurtlarını avuçlarının arasına alıp ağlamaya başladın.Artık seni susuturmak imkansızdı.Ruhundaki acı
yüreğimdeki mutluluğu bağrımda paramparça ederken,senle ağlayamadım içimde ağladım
sustum sana baktım.Yine yaşam içinde harap olmuştu,rüzgar hafif estirirken ağaçları dutlar yere düşüyordu ve sen tekrar ağlamaya başlıyordun.Ben yangınları üstümde içimde söndürmeye çalıştım ama yapamadım.Akıttım gözyaşları,dudaklarımın üstüne akıtana dek,
son ağlamamdı.Ben büyüdüm ağladım doyunca ama sen sıra sıra ağaçların dizili olduğu yolda dut yemedin doyunca......................
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.