- 692 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yıkılası hayaller
Oysa ben neler hayal etmiştim. Bu soğuk şehre geleli fazla vakit olmadı. Otobüste gelirken seni düşündüğüm yetmezmiş gibi şimdi yine seni düşünüyorum. Misafirhanenin üç kişilik odalarından birindeyim. 107 numaralı oda. Alıştım artık bu odaya. Odada iki kişi kalıyoruz. Öğleden önce saat 10:00-11:00 gibi gelebildim. Gelir gelmez de attım kendimi misafirhaneye. Yemek için dışarı çıktım. Her adımda yine aklımdaydın. Yemekten sonra hemen misafirhaneye döndüm. Sözde uyuyacaktım. Seni düşünmeye devam ettim. Dalmışım sonra. Her zamanki gibi senli rüyalar gördüm. Uyandığımda aklımdaki tek şey yine sendin.
Seni neden bu kadar çok düşünüyorum biliyor musun? Nereden bileceksin, sormadın hiç. Ama ben anlatayım biraz. Seni düşünüyorum çünkü seni hayatımın her anına koymuşum da ondan. Hayallerim vardı oysa benim. Giyinmeyi, yaşamayı pek bilmezdim, beceremezdim ben. Hayallerimde sen giydirirdin hep ya da üşüdüğümde atkımı takardın boynuma. Ben bilmezdim giyinip soyunmayı. Bir yere gideceğimde yakışıklı görünmeliydim. Sen hemen elbiselerimi seçer sanki çok önemli bir iş yaparmış gibi giydirirdin beni. Annenin çocuğunu giydirmesi gibi giydirirdin. Pırıl pırıl gözlerinle gülerdin hep. Bendeyse sana bir teslimiyet olurdu. Toz olmasa bile hafifçe vururdun omuzlarıma. Bak işte, nasıl da şık görünüyordum. Hayallerim vardı benim. Üşüyünce ceketimi giydirirdin hep. Hayallerim vardı beraber el ele dolaşırdık. İşte o zamanlar rollerimiz değişiverirdi. O yavrusunu giydiren anne çocuk oluverirdi. Ben baba olurdum, haylaz kızını dolaştıran. Sen yanımda ceylan gibi sekerdin. Balon isterdin, pamuk şeker isterdin. Yine gözlerin gözümde, yine yüzünde gülümseme… Aşk mıydı bu?
Oysa şimdi bu odada bir başınayım. Akşam yemeği için giyinip çıkmalıyım. Ne giydirecek birisi var yanımda ne yolda birlikte yürüyeceğim çocuk ne de iştahım. Sen şimdi başkalarının yanındasın. Başka birisini giydiriyor, başkasıyla geziyorsun… Bense hep seni düşünüyorum. Çünkü hayallerimin ortasına bomba düştü. Bana zevksiz diyorlar giydiğim elbiselerden dolayı. Aynaya bakmıyormuşum. Aynam paramparça, yüreğim kesikler içinde. Hayatımın tek zevki benden çok uzaklarda. Haber bile alamıyorum. Hayallerim alnının tam ortasından vuruldu.
Şimdi çok nadir görüşebiliyorum. Üç dört kelimenden birisi “gitmeliyim” oluyor. Bu kelime nasıl can yakıyor bilemezsin. Duyduğum anda başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. Kal biraz daha diyemiyorum. Çünkü artık evlisin.
Yine geleceğim yanına, seni yine göreceğim diyorsun ama hiç inanmıyorum. O gün geldiğinde bir bahane olacak göremeyeceğim seni. Beklide ömrünün sonuna kadar kaçacaksın benden, bir daha göremeyeceğim. Yinede bir umutla bekliyorum. Beni giydirmeni beklediğim gibi bekliyorum. Belki o hayallerimi yıktığın gibi bu hayalimi de yıkacaksın. Ama ben öyle sevmişim ki seni her anımdasın ve her an bekliyorum.
Anladım ki bu ızdırap benimle mezara kadar gelecek. Kimse beni giydirmeyecek. Herkes benim ne kadar zevksiz olduğumu söyleyecek ve hiç elinden tutup gezeceğim küçük, yaramaz kız olmayacak.
Oysa bene seni çok sevmiştim deli kadın. Hayallerim vardı. Pırıl pırıl gözlerinle bakacaktın bana. Gözlerime bakıp gülümseyecektin aşkla. Bir daha seni görebilecek miyim bilmem ama hayaller kuruyorum yine.. YIKILASI HAYALLER…