Saklı Sevdalarda Çiğdemler
Saklı Sevdalarda Çiğdemler
Soğukla sıcağın karışıklığını hissettiğimiz zamanlar yüzümüzde tebessümlere nail olan çiçektir çiğdemler.
Özgürlüğün temsilcisi aslında kardelenler olsa da benim için çiğdemlerdir özgürlüğün temsilcisi.
Bir nevi doğanın özgürlük tanrıçasıymış gibi, hayat bulur baharda.Ve hayatı sorgularcasına başı dik,bir o kadar da asi bir duruş sergiler çiğdemler.
Vurdum duymaz tarafından ele alıp yetiştiremezsiniz hayatın içinde çiğdemleri.
O, kendine tutsaklığı,esareti yediremez,çünkü başkaldırışın timsalidir çiğdemler.
Kızgın güneşin kavurucu sıcaklarına inat,sert geçen kışın kar ayazlarında saklar narin bedenini toprağın serinliklerine.
Yalancı baharların tek şahidi olurlar yeri geldiğinde.
Kardelenler eşlik eder doğaya isyanına.
Hep birlikte açarlar yeşilin bin bir tonu içerisinde.
Başı dik mağrur bir eda ile göz kırpar yaşama sevincine.
Bahar yeşilinde güneşin akşam kızıllığı çöker çiğdemler üzerine.
Nazlı yarin başını okşarcasına boyun büker güneşin ışıklarına.
Belki bir daha açamayacak,nazlı başını süzemeyecekti gökyüzünün uçsuz maviliğinde ve doğanın yeşili içinde.
Salamayacaktı görüntüsüyle etrafa bir hoşluk bir koku.
Sakladığı narin bedeni yalancı güneşlerin sahte yakarışlarıyla çıkmıştı topraktan.Salıvermişti yeşilin bin bir tonu içine rengarenk güzelliğini.
Oysa yekin etmiş gelmişti karabulutlar.Gökyüzünün mavi atlası bir anda kararıvermişti.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu çiğdem çiçekleri.Güneş kayboluvermişti adeta mavi atlasın üzerinde.
Yaşama sevdalanmış, birkaç günlükte olsa var olma savaşı içindeydi çiğdemler.Mavi atlası sahiplenen karabulutlar hoyratça çökmüştü yüce dağ başlarına.
Çiğdemlerin boynu bükük bakışları altında kopan gök gürültüleri.Birbiri ardına çakan şimşekler.Hırçın doğanın gerçek yüzüydü sanırım bu.
Karabulutlardan boşalan yağmurlar toprağın yumuşak yüzünü dövmeye başladı işte.
Yalancı güneşe kanıp,narin bedenini gün yüzüne salan çiğdemler şimdi yağmur sularına esir olmuşlardı.
Her düşen yağmur damlası daha bir incitir olmuştu çiğdem çiçeklerini.
Boynu bükük hayata küskün bir hal almıştı ortalık.
Çiğdemler güneşe inanmıştı.Güneş onları kendine aşık etmişti adeta.
Güneşin aşkına kapılıp geldikleri noktada şimdi yağmur damlaları ile zarif bedenleri bir bir incinir olmuştu.
Güneş aşklarını alaya alırcasına kayboluvermişti.
Saklı sevdalarımızın temsilcisidir çiğdemler.
Aşık olduğunuzu sandığınız kişi tıpkı güneş gibi sizi aldatıp gidebilir birgün.
O yüzden sahte gülüşlerin ardında dolaşan ihanet yağmurlarına kaptırmayın sevginizi.
Varsın saklı kalsın hücresinde sevda mevsimi gelince kadar.
İşte o sevda mevsimleri geldiğince salıverin yüreğinizde saklı kalan güzellikleri.
Bulacaktır eminim hak ettiği değeri.
Çiğdem Çiçeklerine Sakladım Sevgimi
Gidişinle birlikte sakladım hasretini ,
Çiğdem sarısındaki nisan yağmurlarına
Ne olur gel gayri
Hazan yüklü yağmurlarla birlikte
Çiğdemler Açanda Gel.
Mustafa ARSLAN
ERARENG
28.04.2008
İSTANBUL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.