HİLLARY VE OBAMA GELİNCE…

• 11 Mart 2009 Çarşamba 13:19:40

Okuyucularımız hatırlayacaklar. Obama başkan seçildiğinde;”Yaşasın Türkiye başkanının seçti.” Diye başlık atmıştık. Aradan çok zaman geçmedi, Hillary Türkiye’ye geldi diye basın nerede ise kaşık takıp oynayacak.
Dün Obama ABD’de başkan seçildi diye kurbanlar kesenler. Sevinç naraları atanlar bu günde Hillary geldi, Obama bir ay içinde Türkiye’ye gelecek diye ağızları kulaklarına varıyor.
Nedir bu sevincin nedeni?
Türkiye ile ABD ilişkileri “yepyeni bir döneme” girecekmiş(!?) Türkiye’nin AB’ye girmesi için ABD gayret sarf edecekmiş(!?)Kıbrıs’ta izolasyonların kalkması için çaba gösterecekmiş(!?) PKK ortak düşmanımızmış(!?) ABD Irak’tan ayrılırken Türkiye’ye danışıp öyle ayrılacakmış(!?) Çünkü Kuzeyi bize emanet edecekmiş(!?)Irakta bütün guruplara aynı mesafede imiş mış mış mış(!?)
Obama, nere ise keramet gösteren bir evliya gibi görülüyor.Obama Sihirli değneği ile bütün sorunları çözecek(!?) İnsanlar hayal görüyorlar.
Obama, bizimkilerin ifadesi ile Hüseyin Obama ABD’nin kaçıncı başkanı? Obama’ya gelene kadar ABD’nin Türkiye ile ilgili ilişkileri kaç defa değişti? ABD, Türkiye ile ilgili ilişkilerini pragmatist davranışlarının, politikalarının dışında Türkiye lehine kaç defa değiştirdi?
ABD’nin hiçbir zaman anlık politikası olmamıştır. Hedeflenmiş politikaları vardır. Bu politikaları da zamanı geldiğinde hayata geçirmek için harekete geçer. Durağan zamanlarda beklemesi gerekiyordur, bekler. Yoksa Bush ile Obama’nın, Rice ile Hillary arasında hedefler bakımından hiçbir fark yoktur. Ameliyatı her doktor yapar birisinin yarası biraz geç, birisinin ise biraz erken iyi olur. Hepsi o kadar.
Adamlar her sene nisan ayı yaklaştığında başlıyorlar, “Ermeni soykırımı” yavelerine bir süre devam ediyorlar ve Türkiye başlıyor engelleme çalışmalarına, tabir yerinde ise anasından emdiği süt burnundan geliyor. Bir süre sonra gündemden kalkıyor. Bir sene sonrasına kadar. Yani! Amerikalı elini kaldırıyor indiriyor.Kaldırıyor indiriyor. Fakat vurmuyor. Bu sırada kendisine lazım olan ne gibi tavizler varsa koparıp bizden alıyor. Bizde her seferinde aynı tuzağa düşüyoruz.
Lafta, ABD en yakın müttefikimiz(!)Doğrusu biz ABD’nin en yakın müttefikiyiz. Hatta azatsız müttefikiyiz. Vefalıyız. Hamiyetliyiz ama yazık ki, ABD değil! Teskereyi mecliste ret ettiğimiz için anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. Yani! Siz her türlü satılmaya razı olacaksınız ama siz asla satamayacaksınız. Sizin milli menfaatlerinizi koruma hakkınız yok. Siz ne pahasına olursa olsun ABD’nin taleplerini yerine getireceksiniz!.
Ne menem bir tepki ise Sayın Başbakan, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon Perez’e tepki verdi. Arkasından;”Yok ben Perez’e demedim, moderötöre dedim.” Gibi laflar etti. Hemen ABD tepkisini verdi. Türkiye’nin tepkisinin fazla olduğunu ve İsrail’le arasının bozulmamasını istedi, bilahare bu son günlerde Bizim Dış İşleri Bakanı Babacan ile İsrail Dışişleri Bakanı basına kapalı ve baş başa görüştüler. Ne konuştukları kendilerinin malumu(!)
Yani Türkiye ABD’nin en yakın müttefiki fakat ABD kimin en yakın müttefiki? ABD müttefiklikte Türkiye’yi kaçıncı sıraya koyuyor? Kimlerin menfaatleri bizim önümüze geçiyor?
ABD’nin yeni Dış İşleri Bakanı, Cumhurbaşkanı-Başbakan ve dışişleri bakanı dâhil, hepsine bir sürü nasihatler ve tembihatlar yaptı, herkeste sineye çekti, basında ilişkiler düzeliyor diye sevindi ama hiç birinde gerçek devlet adamının göstermesi gereken tavrı göremedik yazık ki.
Hillary, Türkiye’ye geldi bir şey değişmedi, Obama’nın gelişi de bir şey değiştirmeyecek. Çünkü bazı basın mensuplarının dediği gibi ABD’nin ne biz gerçekten en yakın müttefikiyiz, ne de ABD bizim için politikalarını değiştirip hedeflerinden vaz geçer.
Daha önce yazdık, yine yazıyoruz. ABD’nin yönetiminin değişimi ile politikaları değişmez, Bush ne ise Obama odur adının başında Hüseyin adı olsa da. O nedenle başı dik ve milli politikalar uygulamanın bizi ve dostlarımızı sevindireceğinin bilinmesi gerekir.
Millet, başı dik devlet adamları istiyor. Teslimiyetçi politikalar üreten devlet adamları değil. Biline…

Mustafa Göktekin