- 1315 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NERDE AHDE VEFA? (Makalelerim)
Bugün; yani 06. 01. 2009 Salı günkü Söke Yerel gazetelerinden bazılarında, Sayın Mustafa ÇEZİK’in resimli haber nitelikli bir makalesini, daha doğrusu bir açıklamasını okudum. AGC’ nin; Aydın Gazeteciler Cemiyet Binasının satılması sebebiyle, bürosundan çıkartılacağını yazıyordu. İl Özel İdare mülkü olan bu binada Cemiyet görevini yıllarca kiracı olarak yürüten, hem kendi başarılı hizmetlerini yıllar yılı sürdürmekte olan, hem de Türkiye genelinde Türkiye GAZETECİLER FEDERASYONUNUN oluşmasında büyük çaba ve emeği olan, aynı zamanda da o federasyonun güçlü bir üyesi olan, orada yıllar yılı ağırlığını hissettiren bir güzide cemiyetin, elinden hizmet binası alınıp sokağa terk edileceğinden söz ediliyordu. Aydın’ın güzel ismini Türkiye genelinde temsil etmiş, öne çıkarmış, yıllar yılı olumlu hizmetleriyle de olgunlaşmış bir güzel cemiyet, böylece kaderine terk edilecekti…
Ben bu yazıyı 6 Ocak’ta yazdım. Yarın 7 Ocak 2009 günü bu durumun ne olacağı belli olacak, ya İl Özel İdare yönetimi bu binayı satmaktan, ihale yoluyla satmaktan vazgeçecek, ya da satma kararında ısrarlı olurlarsa, Cemiyet Olağanüstü genel Kurul toplantısına gidip, cemiyetin ilçelerdeki şubelerle birlikte kapatılıp, fesih edilmesine karar verip, cemiyet levhalarını söküp, Aydın İl Özel İdare Müdürlüğüne hizmet binası anahtarlarıyla birlikte, bir törenle teslim edecekleri belirtiliyordu.
İnsanın aklı, havsalası almıyor dostlar… Bu nasıl bir icraattır? Yıllar yılı üstün başarılarla hizmet yapan bir cemiyeti bir anda yok saymak, hizmet binasını elinden alıp sokağa atarak, “Ne halin varsa gör…” dercesine, kaderine terk etmek o kadar kolay mı sizce? Bunu hangi siyasi düşünce, bunu hangi aydınlık vicdan, bunu hangi akla hizmet eden kişiler yapabilir? Bunun muhasebesini size bırakıyorum. Yazık değil mi? Yazık, çok yazık…
Onu kafaya koyup yok saymayı düşünen kişilerin şöyle bir durup; bu cemiyet yıllar önce acaba hangi zorluklarla kuruldu, hangi engelleri aşarak yıllar yılı ne zorlu hizmetler yaptı, hangi zorlu badireleri birer birer aşarak bugünlere geldi, bu topluma, bu cemiyete, bu ulusun kurum ve kuruluşlarına ne hizmetler verdi? Bunları bir bir düşünüp, bir vicdan muhasebesini yapmalarını, ondan sonra da nihai kararlarını vermelerini rica ediyorum.
Bu yazım belki karar alınıp her şey bittikten sonra yayınlanacak. Çünkü yarına yani, 7 Ocak günü yayına yetişmesi mümkün değil. Mutlaka birkaç gün sonra yayınlanacaktır. İnşallah geç kalmamış bir yazı olabilir… Aydın Gazeteciler Cemiyetini Fesih kararı alınmadan kamuoyuna sunulup, değerlendirmeye alınır. Ve bu güzel cemiyetin faaliyetine son verilmeden çıkmış, yayınlanmış olur. Ben geç haber aldım. Birkaç gün önce haber alabilmiş olsaydım bu yazımı önceden yazıp yayınlanmasını isterdim. Amma; geç kalmış olsam da ben gönlümdeki düşüncemi açıklamış olmaktan mutluyum. İnşallah sağduyulu bir karar alınır da Cemiyetin dağılması önlenmiş olur.
Niye üzüldüm bir de biliyor musunuz sevgili okuyucularım; insanların ahde vefa göstermeyişlerine… 6 Ocak’tan önceki yerel basını görmedim. Köşe yazılarında bu durum dile getirildi mi bilemiyorum. Amma; 6 Ocak günü yayınlanan Söke yerel gazetelerinin hiçbir köşe yazısında, hatta haberlerinde bu durumla ilgili tek kelime yoktu. Nerde Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin Söke Şubesinin gazete yazarları, köşe yazarları… O cemiyetin ödül verdiği kişiler? O cemiyetin ödül törenlerinde boy endamı gösterip ödülünü kucaklayan kişiler nerdeler? Ödül alırken cemiyetin düzenlediği yemek ziyafetlerine, törenlerine katılırken vardınız da, şimdi nerelerdesiniz? Niye cemiyete sahip çıkmıyorsunuz. Otuzlar Meclisinin sayın üyeleri sizler de nerdesiniz? Sayın Mustafa Çezik sizin de üyeniz, dostunuz, hatta kadim dostunuz değil miydi? Niye sizin sesiniz soluğunuz çıkmadı? İşte ahde vefasızlığın acı örneği bu… Her insan hayatta birkaç kez hata yapabilir… Fakat affetmek büyüklüğün şanındandır. O kişileri topluma kazandırmak önemlidir. Toplumdan soyutlamak değil. Ki burada cemiyetin bir hatası da söz konusu değil… İhmali de. Niye sahiplenil-mediğini bir türlü anlamış değilim. Neyse; sevgili Başkan Mustafa Çezik bu olaydan sonra kadim dostlarını daha iyi anlamış olacaktır sanırım. Öğrenecektir insanları ve dostların, dost bilinenlerin çiğ süt emdiğini…
06. 01. 2009
Suat TUTAK
NERDE AHDE VEFA? (Makalelerim) Yazısına Yorum Yap
" NERDE AHDE VEFA? (Makalelerim)" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.