5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1448
Okunma
Yıl 1971 aylardan mayıstı o sene bin gölde olan çok şiddetli bir deprem olmuştu her kes çadırlarda yaşamaya başlamıştı babam hasta olduğundan biz çadır bulamamıştık annemin ölmeden kendi elleriyle dokuduğu kilimlerle babam bir sığınak yapmıştı ama içine sadece babamın yatağını koymuştuk biz ler ise dışarıda bekliyorduk üvey annem ve en küçük kardeşim le birlikte dışarıda kalıyorduk yağan yağmur ve dolu nedeniyle çok üşüyorduk. O aralar ben bir ailenin yanında yardımcı olarak çalışıyordum eve gelmek istemiyordum çünkü babamın ağlamalarına dayanamıyordum ilet hastalık her yerini sarmıştı. Çare yoktu kendisi bunun farkındaydı akşam olunca sancıların verdiği acıyla beni kucağına alır Kürtçe ağıtlar söylerdi en sevdiğim türkülerinden biride .. le gezale tu bırindari.tu berğıka ber dılemini..anlamıysa şuydu ah ğezalem sen yaralısın sen kalbimin kuzususun.. bunları dinlerken hep şunda korkardım annem yok ya babamda ölürse ben ne yapacağım.. yüsüf dayım her akşam yarım kilo sütle babamı ziyarete gelirdi zaten son günlerde içtiği günde bir bardak sütü.. yine ben işteyim ve içime acı bir sızı girdi yanında olduğum ayilelyle birlikte akşam yemeği yiyorduk birden boğazıma bir düğüm girdi ve ağlamaya başladım hıçkırıklar boğazımı sıkıyordu patronum Orhan bey beni kucağına aldı ve neden ağladığımı sordu hıçkırıklar konuşmama izin vermiyordu baya ağladım ve babamın hasta olduğunu eve gitmek istediğimi söyledim elimden tutup beni eve götür du ve bu ara dada sorular soruyordu babanın hastalığı ne kızım ___o zaman kanserle zatüreyi hep karıştırıyordum babam zat üre olmuş dedim bana güldü sen niye ağlıyorsun ki zat üre çabuk iyileşir dedi eve vardığımızda babam yine kendini kaybetmiş sadece adımı sayıklıyordu.. patronum babamla konuştu ertesi gün hastaneye götürdü ve yatırdılar ben mutluydum artık babam iyileşecekti.. yine beni kucağına alıp türküler söyleyecekti ikinci günün akşamı babamı taburcu etiler ben babam iyileşti diye sevinirken meğerse doktorlar umut yok deyip babamı eve yollamışlar.aradan geçen bir kaş gün sonra babamı kaybetik ben inanamıyordum olmazdı annem yok babamda öldü artık ne anne nede baba diyebilecektim çok acıydı nefesim tıkanıyor elerim uyuşuyordu kollarım çekiliyordu ama çare yoktu.. o yoktu artık .bir süre sonra ağbim babamın öldüğünü duymuş eve gelmişti artık evin reisi oydu. O çalışıyor o her şeyle ilgileniyordu. Akrabalar artık evlenmesi gerektiğini bu aileye sahip çıkmasını ve bir yuva kurmasını istiyorlardı..ben 12 buçuk yaşındaydım.abım köye kız bakmaya gitti çok önceden bir kızla konuşmuşlar fakat uzun bir süre ayrı kaldığından kızı başka biriyle nişanlamışlar ama abımı görünce ben onu istemiyorum beni kaçır diye ağlamaya başlıyor abım kızı kaçırıyor bir ağanın evine sığınıyor.. bende komşumuz olan bir delikanlı bana mektuplar yoluyor ben o zaman pek bir şey anlamıyordum ama hoşuma da gidiyordu her şeyde onun siması vardı mektuplar yazıyor bana teklifler yapıyordu seni isteteceğim seni seviyorum gibi şeyler yazıyordu çocukluğun verdiği sevinçle kaybettiğim babamın sevgisi ondan alıyordum yanına gittiğimde bana dokunmaya kıyamıyordu ben ağlayınca o beni teskin etmeye çalışıyordu. güzel şeyler anlatıyordu..sonra haber geldi ali nişanlı bir kız kaçırdı iki köy bir birine girdi insanlar geliyorlar bizim eve bana bakıp bir şeyler anlatıyorlar ben pek dinlemiyordum bize öyle öğretilmişti büyükler konuşunca biz odadan çıkardık bir süre teyzem olmaz olmaz diye ağlıyor ağıtlar yakıyordu üvey annem olur kocaman kız er geç evlenecek diyordu ben yinede bir şey anlamıyordum aslında anlıyordum ama aydına çok güveniyordum içimden derdim ki aydın beni vermez . yine bir akşam üstüydü hava bulutluydu ben ve komşunun kızı bahçede evcilik oynuyorduk.üvey annem bana seslendi hezal biraz odun at eve bu akşam kar yağacak yarın ekmek yapacağım. Odunlar ıslanmasın..ben bir kulaç yaptım ikincisine başladım ki..bizim eve doğru gelenler olduğunu içinde amcalarım iki tane ağa ve tanımadığım beyler bayanlar geliyordu içinde halam yanıma geldi ve eteğiyle beni sakladı.. aceleyle eve getirdi köşeye oturttu v ve mamalmı vağğ ğalli seremin vi va buye buk ..anlamı vay toprak başıma bumu gelin olcak.diye başına vurup ağlıyordu..halam da aynısını yaşadığı için acısını derinden yeniden yaşıyordu..dayım yanıma geldi beni okşayıp sevmeye başladı bana sordu yeğenime elbise alacağım ne istersin dedi bana ben bana yeni elbise alınacak sevinciyle halamın üstünde bordo kadife bir elbise vardı onu işaret eder bundan isterim dedim dayım tamam dedi ve çarşıya çıkıldı abımda gelmişti ve şöminenin yanında başını duvara yaslamış ağlıyordu .. onun ağladığını görünce içim acıdı onu sakinleştirmek için yanına gittim bende ağlamaya başladım beni kucağına aldı ve dedi ki bacım ben istemedim çok karşı çıktım ama beni kimse dinlemedi beni afet bacım elimde hiç bir şey yok.. ben bir şey olmaz abım sen ağlama dedim sadece abım odadan çıktı ben gelindim çarşaf asıldı beni arkasına atılar.. Komşunun kızı yanıma geldi çaputtan bebeğimizi bana uzattı halam aldı elimden kıza bağırıp dışarı kovdu ben artı gelindim olmazdı oyuncağım elimden alındı hayallerimin önüne setler örülüyordu. son çarem pencereye bakıyordum aydınım gelecekti beni alacaktı beni bunlara vermeyecekti kim bunlar gözüm penceredeydi bi ara yüzü göründü sonra kayboldu belki hayaldi belki gerçekti ama artık bir anlamı YOKTU.
GEL NE OLUR
Hep yolarını gözledim gelir diye.
Gelmez ise haber yolar merak etme
Ne sen geldin nede haber saldın
Çok bekletme çabuk gel ne olur
Oturup beklerim pencere yanında
Gelen geçen bakıp başını sallar
Yazık hep burada kimi bekler diye
Kimseleri acıttırma ban gel ne olur
Gelende
sabaha karşı berdeli gelin yapıp mec hül bir yöne doğru yola çıktılar aslında kınayı her zaman çok severdim ama bu kına çok kötü kokuyordu baktıkça törenin kan kokusu geliyordu.. iğreniyordum aslında o geleceğimin kokusuydu ben bu kadar tiksindiren töre ve beldeliğin verdiği acizliğin kokusuydu bir gün boyunca gideceğimiz yere geldik her taraf kardı ben beyaz bir örtü gibi yayılmıştı ama her atığım adımım birer töre lekesi bırakıyordu eve vardığımızda akşam olmuştu atın üstünde her yanım uyuşmuştu inemiyordum baya iri bir bayan beni kucağına alıp atan indirdi ve ağlamaya başladı.. vay annen kör olsun seni nasıl gelin yaptı..ağlıyordu o arada bir ses duydum anası yok ki.artık 13 yaşına varmadan küçük bir kadındım sadece töre için yaşayacak her şeyi unutup bu törenin kanununa göre yaşayacak biriydim.. hayat bit mişti boynumda bir tasma nereye çekilirsem oraya gidiyordum.. Ağlamak yasaktı. çünki artık gelindim…
HEZALE…
Baharı yazı bitirdim geldi artık hazan
Yağar yağmur kar eser deli rüzgâr
Gözkapakları yorgun beden çaresiz
Göz kapanmadan gel ne bana ne olur.
Sen gelmeden ben de eve giremem
Bundan daha kötü can yanama
Yağmurlar üstüme yağsa söneme
Daha fazla yanmadan gel ne olur..
Gelende