- 685 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Açalım Şu Gönül Gözümüzü
Yıllar geçti ve bugün 43 yaşında bir kadın ,bir anneyim.Geçmişe şöyle bir dönüp baktığımda kayıplarımın kazançlarımdan çok daha fazla olduğunu gördüm.Maddi manevi kayıplar....Dünyevi kayıplarımın büyüklüğü ise manevi eksikliğimin bir göstergesi aslında.Uhrevi hayattan ne kadar uzaksa insan dünyevi kaygı ve kayıpları bir o kadar büyük oluyor.Bunun en bariz örneği ise benim.
Ne acılara gebe kaldı şu ruhum ve bu acılardan bedenim nasıl payını aldı bir Hak’ka bir de bana ayan.Ötesi ise boş.Yaş ilerdikçe zaman süratle geçtikçe hayatın ne kadar anlamsız,hayata dair her şeyin ne kadar boş olduğunu daha bir idrak ediyor insan.Bu gözle baktığınızda ,tek gerçek var yüzleştiğiniz;boşa geçmiş bir ömür ve bu boş ömre heba edilen ruh ve beden.Sonuç koca bir sıfır.
Sahte insan maskeli canavarlar ve bu sahte yüzlerin içindeki kötü,çirkin ruhlar..Ve bu çirkinliğin alabildiğine ,hayat denen şu bir gün sona erecek sürece yayılldığını daha bir net görüyor insan.Kavgalar,kargaşalar,didişmeler hep bir hiç için anlayacağınız.Bakmayı unuttuğumuz gönül gözü devreye giriyor ya zaman zaman işte o zamanlarda daha iyi bir farkına varıyor insan.Hayatın başlıbaşına bir imtihan yeri olduğunun.
Eşten tutun da evlada evlattan tutun da anaya,babaya,kardeşe hatta zinciri biraz uzatalım işverene ,sağlığa kadar insanoğlunu ilgilendiren her evrede önümüze küçükten büyüğe doğru artan bir imtihan süreci olduğunun daha bir farkında oluyor.Eğer Allah "ol" derse tabi.
Ne dünyevi hırslara kapılıyor insan yaratılış gayesini unutarak.Ev,araba,zenginlik,mutlu hayat,sağlıklı bir ömür....koca bir emeller zinciri.Sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi.
Sanki ölüm yurduna yolumuz hiç düşmeyecekmiş gibi.Sanki yaptıklarımızın hesabı sorulmayacakmış ve sanki azalarımız dile gelmeyecekmiş gibi.
Ne büyük gaflet!ne büyük aldanış...
O bunu demiş, bu bunu yapmış..İftiralar,suizanlar diz boyu...hırsızlıklar,zinalar,umut tacirlikleri,cinayetler,gasplar,şiddetler,savaşlar,zulümler hepsi birer kul hakkı tanımına uyan.Ve bunca kirin pasın içinde nefsine yenik düşmüş zelil insan yığınları.Karamsar,ümitsiz,ruh sağlığı bozuk,biçare insancıklar.Hepsi ruhun yaratıcıya itaatsizliği ölçüsünde bir diğerinden ağır yükü omuzlarında dünyaya köleliğe devam.
İnsanlığın sonu hep hüsran hep hüsran...
Hala daha nedenler niçinler içinde çırpınıyoruz.Bile bile..göz göre göre.Ve bu hiç değişmeyecek.Taki yaratılış gayemizin tam anlamıyla farkına varıp insanlığımıza ruhaniyetimize yakışır davranana kadar.
Bela ve musibetler peşimizi asla bırakmayacak ve bizi her geçen gün daha büyük kaoslara sürükleyecek ta ki kendi sonumuzu kendi elimizle getirene kadar...Peki hala daha ne bekliyoruz gerçek bir uyanış için?Daha kaç musibet ve bela enkazının altında ezilip un ufak olacağız?
Yetmedi mi kendimize ettiğimiz zulüm.Yetmedi mi nefsimize bu boşa hizmetler...
Artık nefsimize "dur!" demenin zamanı gelmedi mi sizce de?Geç olmadan ölüm gerçeğiyle ansızın yüzleşmeden haydi doğrulma ve aslımıza dönme zamanı şimdi.
Ettiğimiz yemini tutma zamanı şimdi ..O yemin ki;karanlıkların içinde kaybolmakla yüzyüze.O yemin ki kurtarılmayı bekliyor bizler tarafından..Haydi açalım şu gönül gözümüzü artık.Silelim kalplerimizdeki kömür karası zifiri.Biz istersek başarabiliriz. Rahman’a el açarsak eğer icabet edilir.Bunu hepimiz biliyoruz.
Haydi Rabbimizin 99 ismi şerifiyle yalvaralım yegane güce ve kurtarıcıya....
Rabbim neylerse güzel eyler en şerleri bile hayr eyler sevgili gönül dostları
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.