- 571 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VAADLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRİP DÜRÜST OLUN!..
Son günlerde siyasetçilerinin yaptığı, oy uğruna haksız rekabetler içimizi sızlatıyor.Nice garibanlar, gerçek muhtaçlar görmezden gelinirken, suyu dahi gelmemiş köylere verilen ve dahi devletin kasasından çıkan sermayeyle alınan eşyalar Türk halkını ne derece mutlu ediyor.
Halkımız kandırılıyor!..Türk vatandaşı olarak bunlara seyirci kalmak beni fazlasıyla üzüyor.Ör; Madem ki dağıtıyorsun ve orada ki halkta bizim bağrımıza bastığımız vatandaşlarımız, beyaz eşya vs. dağıtmak yerine önce suyunu getirseniz, inanıyorum ki çok daha mutlu olup bir de,dua ederler..
2008’de bir olaya şahit oldum..
Bir kardeşimiz çok zor günler geçiriyordu. Çaresizlikten ne yapacağını şaşırmış, son Çare olarak ve AKP’nin de kimseyi yardımsız bırakmayacağını düşünerek merkez belediyenin yardımlaşma derneğine gitmiş, daha doğrusu elinde, gerçekten müşkül durumda olduğunu bildiren bir belgeyle yönlendirilmiş. O huzurla, utana sıkıla gittiği dernekte ilk karşılaştığı görüntü kendisini şaşkına uğratmış..
Giriş kapısında; sigara dumanlarıyla sis oluşan bir çay ocağı, modern tesettürlü bir bayan, gayet lakayt tavırlarıyla birkaç erkek görevliyle beraber gülüşürken kardeşimize aradığı bölümü gösteriyor. Kardeşimiz hem şaşkın, hem de üşüyen ellerini ovalayarak odaya giriyor.’’ Bu da ne!?..’’ Demekten kendini alamıyor..Müdüriyet odası diye düzenlenmiş, iki büyük masa ( o anlık görüntüde hatırladığı..),bilgisayarlar, karma karışık halde atık duran dosyalar ve enaz dört beş kişinin, yine sigara dumanları içinde küçücük müdüriyet odasında geyik muhabbeti yaptığına şahit oluyor.. Hemen soruyor:
-Afedersiniz hanginiz müdür?..
Odanın ortasında herkese dönerek muhabbet eden sakallı vatandaş;
-Buyrun.. diyor.
Kardeşimiz; her ne kadar gariban olsada, temiz ve modern giyime özen gösteren açık biri..orada bulunan kişilerin, sanki kovarcasına bakışları altında soğuk terler döküyor..
Müdür olan şahıs, itici bir tavırla sorularını çok hızlı bir şekilde sıralıyor..
-Buyrun sorununuz nedir?
-Ben..
-Sigortanız var mı?
-Ben çok zor..
-Sigortanız varsa yardım edemeyiz..
-Beni bu notla buraya gönderdiler..
-Biz çaresiz durumda olanlara yardım ediyoruz..
-Siz zaten garantilisiniz, sig. var..
-Lütfen beni dinler misiniz!?..
-Dinleyecek birşey yok!..
Daha derdini bile anlatamamıştır..
Kardeşimizin önüne, Çok afedersiniz; bir köpeğin önüne kemik atar gibi ve yüzüne bile bakmadan;
-Alın bu formu doldurun ama size yardım edilmez!..
Kardeşimiz çok üzülmüştür.Öylesine çaresiz kaldığı bir anda, insan yerine dahi koyulmadan, hiç haketmediği davranışlarla karşılaşmış, ömründe ilk defa acziyetinden, utana sıkıla gittiği belediyenin yardımlaşma derneğinden adeta kovulmuştu..
Evet hangi parti olursa olsun, seçim zamanlarında herkes; dürüst, pak, sözlerini yerine getiren ve sloganları: ’’ Biz vatandaşlarımızı yolda bırakmayız!..Yardıma muhtaç olanları bulur onlara ihtiyaçlarını veririz!..kimseyi aç açık bırakmayız!.. vs.vs..’’
-Hani nerede!..O kardeşimiz ve onun gibiler hala fakirliğin pençesinde, bazılarının sigortaları olsada kiralarda ve evlerinin içinde hergün dua etmekteler..
-Yarabbim! yarına pişireceğim ne gıda malzemelerim ne de ekmek paramız var. Yarın karnımız doyacak mı?..Allah’ım! Bu kış aylarını İnşaAllah güneşli ve ılıman eyle. Çocuklarımız soğuktan üşüyor ve yakacak ne odunumuz, ne de kömürümüz var..eşim iş bulamıyor, emekli param kredilerle kesilip, ne kira, ne elektrik-su, ne de zaruri ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz, borçlardan ve faizlerden kurtulamıyoruz!..vs. vs...
Hani, BERABER YÜRÜYORDUK BİZ BU YOLLARDA, hani, BERABER ISLANIYORDUK YAĞAN YAĞMURDA..
Biz bu yollarda kaderimize terkedilip bırakıldık, yağan yağmur ve karda eskimiş çerçevelerle, kırık camlardan içeriye sızıyor ve koli bantlarıyla engellemeye çalışıyoruz..
Ben bu vaatlere inanmıyorum!.. siyasilerimiz illere yakın belediyeleri kapatıyorlar.oysa oranın belde başkanları kendi içinde yaşadığı halkını çok iyi tanıdığından yardımlarını hak olarak asıl sahiplerine çok çabuk ulaştırıyorlardı. Şimdi ise merkez belediyeler hangisine ulaşmaya çalışacak ve ne derece doğru adreslere verebilecekler?..yığılmalar artacak, hangi vatandaşlarla ilgilenebilecekler?..Hadi sıralamaya koyalım dedik, peki o vatandaşlar sorunları çözülene kadar ölecekler mi?..
Evet siyasilere sesleniyorum! Elinizi vicdanınıza koyup öyle düşünün. Yardımlarıızı bugün ve yarınlarda gerçekten hakedenlere götürün hatta, eşya değil para dağıtın. Dağıttığınız eşyalardan daha az maliyete düşürür, üstelikte o çaresiz vatandaşlarımızın bol bol hayır dualarını alıp, sonsuz güven sağlarsınız..
Lütfen, başınızı yastığa koyduğunuzda ENE değil! Hz. Ömer, Fatih Sultan Mehmet gibi düşünün!..HALKIM! ALLAH ŞAHİDİM OLSUN Kİ, KENDİMİ YALNIZ SİZE ADAYACAĞIM!..diye söyleyerek vicdan huzuru içinde gözlerinizi kapayın...