- 1379 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
demokrasi ile yönetiliyoruz
Cahil, aklı iğfal edilmiş halklarda biz özgürüz demokrasi ile yönetiliyoruz naraları atacaklar ama kıçında don olmadığını hatta bu donun nasıl çıkarıldığının farkında olmayan bir halk ve o halka uygun bir demokrasi.
Kısacası alan razı, veren razı.
Yorum: Çiçi KAĞAN
YORUMLAR
İlahi, Müslüm gündüz fadime şahin ali kalkancının ergenekon ve 28 şubat ortak çalışması olduğunu bilmeyen kalmış mıydı hala?
En önemlisi benim fikirdaşım hiç olamazlardı zayten bu halleriyle.
Düşünsene bir;
Fikirdaşı Mehmet Akifler, Necip Fazıllar olan bir düşünce sisteminin(yani benim düşüncem), Mehmet Akif düşmanlığı yapan fikirdaşları olanlarla kıyaslanması mümkün olabilir miydi hiç?
Cumhuriyet gazetesi ve Mehmet Akif düşmanı kişlilikler fikirdaşı olan Ülkücü?
:))
Ne diyeyim, demiştim zaten ben görmeyeli epey değişmiş ülkücülük. Tabii gerçekten kendisine ülkücü diyenler hala Cumhuriyet gazetesi sempatizanı ve Mehmet Akif düşmanlığı yapanların kankasıysa.Ama biliyorum ki bu uydurma. Bu ülkücülük değil ulusalcılığın tarifi olabilir ancak. Ya da daha başka bir garabetin.
Ergün poyraz mı araştırmacı?
Hani pek makbul araştırmacı Canan Arıtman ermeni derken, poyraz "Yok ööle değil o musanın çocuğuydu" demiyor mu?
:)) BU nasıl garabet.
İyisi mi sen biraz sakinleş düşüncelerini bir gözden geçir.
Senin o bahsettiğin yollardan ben 70 li yıllarda geçip gittim zaten.Benzer tecrübeleri olanlarla da konuş benimkilere itibar etmiyorsan.
Yine de karar kılarsan Mehmet Akif düşmanlığı yapan, Cumhuriyet gazetesi okuyan ülkücülüğe(varsa öyle birşey tabii ki) devam et.
Ne diyeyim..
:)
erolbasci tarafından 2/10/2009 1:29:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sana niye ateist diyeyim, ne bileyim inancın ne.
Ancak AKP ye giydireceğim diye insanların dini inançları çevresinde hakaretamiz sözler ile gezindiğini ve bunu pervasızlıkla yapabildiğini görebiliyorum.
Keza yine sizin fikirdaşlarınızdan Cumhuriyet gazetesinde yazan emekli silahçıoğlu paşanın mesela, Mehmet Akif , İstiklal marşı ve Türklerln islamiyeti kabuledişleri hakkındaki fikirlerini biliyorum.Yine Aydınlıkçı Perinçek maocu tayfası ile bahsettiğin kişilerin neredeyse tamamının dirsek temasını, fikir düşünce biliklerini biliyorum.Oğluna nasıl TV kurduğunu izah etmediğin sendikacılar eliyle Aydınlık İP çizgisindeki ergun poyraza nasıl sipariş kitaplar yazdırıldığını ve finanse edildiğini de hepimiz biliyoruz.
Hal böyle iken.
Perinçek ve tayfası ile paralel düşünce ve tıpatıp aynı söylemler ezberleyip her platformda aynı ezberleri tekrarlayan, geçmişin marksist köşe yazarları ile ideal birliği yapan, fabrikatör namlı yandaşlarının medyaları aracılığıyla fabrikasyon haberler üreten bir oluşumu milli olarak kabul etmek mi?
Bana uymaz.
Çok iyi biliyorum ki, geçmişte içinde bulunduğum ülkücü düşünceye de uymaz.
Apo kankaları ile benzer düşünce ve platformlardan ortak çıkar umanlar bana ülkücülükten milliyetçilikten bir şey anlatamazlar.
BU düşnce yapısı içindeki çevrelerle sıkı işbirliği ve ideal birliği içinde olanların Türke, ülküsüne ve milletine verebileceği hiçbirşey yoktur bana göre.
Düşüncem budur.
Sizinkini de buradan edindik zaten.
Selametle...
İyide şeker kardeşim Özbekin malvarlığını sorgulamak niye aklına gelmedi şimdiye kadar hiç peki?
Özbek sendika başkanı maaşı almıyor muydu?Erdoğanda büyükşehir belediye başkanı maaşı alıyordu. Nasıl bir muhakemen var ki aradaki farkı onbinlerce ifade edebiliyorsun değerli kardeşim.?Birisi emekçi temsilcisi, ve binlerce kat fazla kazanması gerektiği bilinçaltına yerleşmiş nasıl olduysa?
Sendikacılıkla, işçi temsilciliğiyle nasıl servet sahibi olmuş senin hesabına göre dahi. Oğluna nasıl TV kurmuş mesela.
Neyse konumuz özbek değil, daldan dala cevaplarla asıl konudan uzaklaşıyorsun. Bütün yazdığın konulara verilecek cevaplar çok uzun. Asıl ana yazının konusuna dönelim istersen.
AKP öncesinde, vergilerin yatırıma gittiğini sormuyorum, (hoş yatırım için siyasi partilerin sebeplendikleri arpalıkları söylüyorsun habire o ayrı bahis)daha önce halktan toplanan vergilerle fakir fukara halka Anayasada yazılan sosyal devlet ilkesi gereği hangi yardım ve destekler yapıldı?
Kim düşüncek bu fakir fukarayı?
Tuzun kuru hadisesinin özü burada.
Ben fakir fukaraya ne olacak peki diyorum, sen "tuzun kuru" diyorsun, fakir fukaranın aldıklarına gözünü dikiyorsun gibi sanki?
Aşevinden yemek dağıtılır ortyaya dökülürsünüz, iftar çadırları kurulur ortaya dökülürsünüz, fakir fukaranın kursağına makarna bulgur girecek diye demediğinizi bırakmazsınız. Kim düşünecek bu insanları?
Kim?
Millet, halk sevmeyen ülkücü ha?
Halkın %50 sini bir çırpıda çöpe atan ülkücü ha?
Bizim gençliğimizden beri ne kadar değişmiş bu ülkücülük?
Bahsettiğin yollardan gençliğimizde biz de geçtik, milletimizi aşağılamıyorduk o zamanlar da bu zamanlarda da.Halkın %50 sinin cahil olduğunu kim söyledi?
Cahil olsa ne olur halk? Onlar adına biz elitler, okumuşlar karar veririz onlar otursun oturdukları yerde baasçılığına mı hevesleniyoruz?
BU toprakları vatan yapan bu halk değil mi yine?
Nedir bu dilinin ucuyla, "Cahil halk oy verdi onlara" kibirlenmeleri?
Halkın sağduyusunu hafife almıyor musun biraz?
Bana biraz ulusalcılık gibi geliyor bu senin bahsettiğin. hani Türkten İslamı sıyırmaya çabalayan yeni bir akım var ya o olmasın.Hani İslam yerine şamanlığa öykünenler? Türk islam ülküsüyle, ulusalcılık mı karışmış biraz birbirine ne?
Tahmin ettiğim gibi, siyasi propaganda yazısından başka sonuç çıkmayacaktı.
AKP li değilim ama bu ülkenin insanlarının verdiği kararlara saygı duyarım. Çünkü bu halkla bu milletle sorunum yok..
Halkı aşağılama gibi bir derdim de yok şükür ki.
AKP yi de ayrıca ergenekon türü çetesel yapılanmaların ortaya çıkması ve suçluların cezalandırılması için yargıyı engellememesi ve adaletli bir yargılanma sonucu ülkenin geçmişinin ve geleceğinin temizlenmesine zemin hazırladığı için ayrıca özellikle destekliyorum.Dilerim sonuna kadar süreci engelleyecek hadiselerle karşılaşmaz ülke.
Onca uluslacı sitelerde üretilen ezberleri sıraladıktan sonra, keşke asıl yazı konunuz olan "daha önce halktan toplanan vergilerle fakir halk için niçin Türkiye Cumhuriyetinin Sosyal Devlet ilkesi ve uygulamalarını göremiyorduk" noktasında çalışmalar yapılmıyordunun cevabını da verseydiniz.
Özel tvler kuran, oteller işleten, kıbrısta türkiyede kendisine ve çevresinin servetine sayısız gayrimenkuller katan, erdoğandan bile size göre "sendikacılıktan" onbin misli fazla para kazanabilmeyi işçi temsilciliği geliriyle becerebilen Sendika ağalarını yere göğe sığdıramamaktan belli ki vakit kalmadı buna:)
Fakir ve ihtiyaç sahibi halk için yapılan yardımlar niçin canınızı sıkıyor anlaşılmıyor yazınızdan.
Adaletli dağıtım yapılsın, sadece iktidar partililer kayırılmasın, ihtiyaç sahipleri doğru tespit edilsin vb. gibi önermeler yerine, toptan "niçin halkı parası ona buna veriliyor" redciliğine sığınılıyor? Hangi vicdan ile?
İki açın kursağına makarna bulgur girmesi niçin bu kadar acıtıcı olabiliyor bazı kesimlerde?
erolbasci tarafından 2/7/2009 7:17:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
AKP muhalifi bir kalemden çıktığı anlaşılıyor yazının.Olabilir, doğaldır herkes dilediği düşünceyi savunabilir.
Ancak bazı hususlarda kafalar hala karışık gerçekten.
Kurtuluş savaşından çıkan bu halk uzun süreli yokluklar çekti sürekli.2002 yılında birdenbire başlayan yokluklar değil bunlar.2001 28 şubat zihniyeti hortumlamasının elbette o dönemlerde yeni fakirler, bitmiş yıkılmış esnaflar yarattığı doğrudur ama, yaşı müsait olanlar daha geçmiş yılları da hatırlarlar..50 li yaşları sürenbirisi olarak, çocukluğumu, gençliğimi istanbulda yaşadım ve halkın fakirliğini çaresizliğini hangi şartlarda hayatta kalmaya çalıştığını gözleyebildim. Çoğumuz da bunu gözlemlemiştir.
Bugün yapılan yardımlar için halktan toplandığı söylenen vergiler, geçmişte de toplanıyordu hep. Yine sizin bizim paramızdı.
O zamanlar yine fakir muhtaç insanlarımız vardı ve bugünlerden daha çoktu.
BU halktan toplanan vergilerden sağlanan gelirler bu fakir halka bir dilim ekmek olarak bile yansımıyordu ama?
Nereye gidiyordu acaba toplanan vergiler?
Şİmdilerde sosyal yardımlaşma kurumları eliyle dağıtılan yardımlar ümit ediyorum, sadece "yardımlar adil dağıtılmıyor" şikayetiyle eleştiriliyordur.
Geçmişte fakir halk için kılını kıpırdatmamışların, bugün üç beş fakirin kursağına "hiç değilse bu yolla" bir kaç lokma girmesinden duyduğu "eyvah oy kaybedeceğiz" endişesi değidir umarım.
Yürütme organı Hükümet ile iktidar partisini bu devlet görevlerinin yapılmasında birbirine karıştırmamamız gerekir.Susitimaller, haksızlıklar, haketmediği halde yardımdan nemalananlar var ise peşlerine düşülmeli elbette.
Bugüne kadar, iktidar partisi hakkında kapatma davası açma gücü olan yargının, sosyal yardımlaşma fonlarının usulsüz haksız dağıtılmasından dolayı , suistimallerden dolayı davalar açtığına rastlayamadım.Yıllardır söyleneduran bu yardımlarda bir çarpıklık varsa ne beklenmektedir? Bir an önce varsa suç cezalandırılmalı, yardımların yasal çerçevede sürdürülmesi sağlanmalıdır.
Devletin bir kurumu vatandaşa, yine toplanan vergilerle maaş zammı yaparken, bitirilmeyen terör için milyarlık silahlar alınırken, bizim vergimizi nereye veriyorsunuz diyemezken, diğer bir kurumu tarafından fakir halka dağıtılan bu türden sosyal yardımlar için bin kez daha fazla, bizim vergimiz nereye gidiyor diye efelenebilir miyiz, adaletsiz bir harcama yoksa.
Adaleti ve her vatandaşına eşit mesafeyi koruyarak devlet daha da fazlasını yapabilmeli.
Sosyal dayanışma kurumları da kızılay, çocuk esirgeme kurumu, vb. gibi kamu kurumları.Parti kurumları değil.Kuruluş gerekçelerindeki görevlere yönelik hizmet yaparlar hepsi.
Sosyal yardımlaşma kurumları da bildiğim kadarıyla sadece seçim dönemi değil, kurulduğundan beri sürekli bu hizmetleri yapmaktalar.Sadece seçim dönemi medyaya, o da olumsuz şekilde yansıması bir "siyasi çıkar" düşüncesini çağrıştırıyor.Ama kimin çıkarı çözemedim.Fakir, ihtiyaç sahibinin çıkarı değil ama görüldüğü kadarıyla.