Kadın ruhunun en zayıf anı..

• 6 Şubat 2009 Cuma 13:55:35

Bir gece yarısı, yatağında uzanmış tavana bakıyordu genç kadın. 4 senelik evliydiler ve haftada 3-4 defa ilişkiye girerlerdi ve her ilişkinin sonunda da adam kalkıp duşa girer, ardından da hemen uykuya dalardı. Kadınsa düşünceleriyle bir başına kalırdı o yatakta.

Kocasından sonra o duşa girerdi. Filmlerde, duştaki ağlayan kadın sahnesi gibi bir şeydi yaşadığı.

Üzülürdü.

Hatta zaman zaman gerçekten ağladığı bile olurdu ve kocası bunları asla bilemezdi. Duştan çıktığında hafif şiddette horlarken bulurdu onu.

Sevişmekten sonra ağlamanın garip ruh hali vardı üzerinde.

Bunu kocasına söylemedi, söyleyemedi. İçi yansa da, aklı karmaşık dolambaçlara gitse de söyleyemezdi. Anlatamazdı.

Hem ne diyecekti? Ya sert bir tepki verirse? Ya da onunla alay ederse?

En iyisi susmaktı.

Sustu.

Bir kadın vardı gece yarısı, bir de zayıf ruhu..

***

Kadınlar hakkında sayfalarca yazsanız da, kadın ruhu edebiyatını abartılarla süsleyip kalemlerimizden damlatsanız da bir şeyi bilmezseniz yaptıklarınızın hepsi boşa gider.

Kadın ruhunu iyi bildiğini iddia edenlerin bile, bilmedikleri, anlamadıkları bir şeydir bu.

Bir kadının kendini en aciz hissettiği, ruhunun bir zindana konulmuşcasına çırpındığı an sevişmeden sonraki andır.

Sevişmeden sonra erkeğin tutumu kadının hayatını etkiler. Sırtını dönüp uyuyan erkeklere bu yüzden kızar kadınlar. İsterler ki sevişmeden sonra da kollarına alsın, okşasın, öpsün. Sevişme anındaki güzellikler, bitişinde de yaşansın.

Oysa erkekler bunun tersine yorgunluk bahaesiyle dönüp uyumayı tercih eder. Oysa yorulan sadece erkek değildir. Birlikte sarılıp uyumanın keyfine varmak yerine bencilliği tercih ederler. Bu davranış kadını da anlamsız düşüncelere iter:

’’Beni sevmiyor mu?’’
’’Onun için bir gecelik kadın mıydım?’’
’’Bana sadece cinsellik için mi yaklaşıyor’’
vs..

Bazı anlar vardır ki, ince detaylar üzerine kurulur. O detaylarla hayatınız canlanır, ilişkiniz rahatlar, bir kadın ve bir erkek olduğunuzun farkına varırsınız.

O detaylar kitaplarda yazmaz. Birisi size öğretemez. Dalında koparılmayı bekleyen taze meyve gibi hayatın içinden siz çekip çıkarmalısınız.

İlişkilerde ya da evlilikte kadının huzursuzluğunu sorun eden erkekler, seviştikten sonra ne yaptıklarına dikkat etsinler. Belki aradıkları cevap oradadır.

***

Aşk gecesinden sonra erkek ve kadın düşünceleri birbirinden farklı işler. Erkek ’’Bitti’’ diye düşünüp gitmeye ya da uyumaya çalışsa da kadın erkek gözündeki değerini tam olarak hissettiği anda erkeği izler.

Zayıf durumdadır. Kafasından binbir türlü düşünce geçer.

’’Kullanılmış mıdır?’’
’’Sadece bedeni için mi ilgilenmişti onunla?’’
’’Neden ona eskisi gibi bakmıyor?’’ ... Bu tip düşüncelerin dışavurumu da kavgayla sonuçlanır.

Sevişmeden sonraki an, kadının kendini tamamen erkeğe bıraktığı andır. Tek bir söz ya da tek bir hareketle neler olabileceği tahmin bile edilemez saniyelerden birisidir.

İlişkiler hassas dengeler üzerinde yürür. Terazinin ayarını iyi ayarlamak gerekir. Tam tersini yaptığınızda olanlar kimsenin sorumluluğunda değildir..

Özgün Kaplama