Nereye? cennete , cehenneme.Nereden?... , ....?
Dogum ve Ölüm
“Üzerine düşünülmesi” en elzem konunun hala insan oldugunu yaşlı dunyamızda kurulan bu uygarlık da farkındadır.Daha önce kurulmuş ve sona ermiş bütün eski uygarlıklarda oldugu gibi..
İnsan için hala, dogum oncesi ve dogmak, ölüm sonrası ve ölmek gizemli esrarını korumaktadır.
İkisi arasındaki hayat,anlamlar ve degerler ile sarılı.
Dogum ile ölüm ise, bu anlamlar ve degerler dunyasında
çok yalnız,çok çıplak, yarı dolu bırakılmış maalesef..
Ama ilkel dedigimiz kabilelerde bu iki olgu için,tek başına veya toplu yapılan düzenli ve sürekli ayinleri biliyoruz.
İkibinli yıllarda,insanlıgın kurdugu modern uygarlıgın en büyük algı probleminin bu oldugunu düşünüyürum.Ölüm ve dogum ile ilgili anlamsızlaştırma çabaları rasyonel aklın ve pozitif bilimin baskısıyla deger degerlendirmesinden kaçınma..
Nasılmı kaçınıyoruz?
Yılın 365 gününü sermaye,egemen kuvvet ve dine adamadıkmı?
Sevgi günü yerine sevgileler günü..
İnsanların öldügü savaşlara üzülmek yerine zafer deyip canlandırarak anmak..
Kırkbırkere yapılan zararsız ibadetten sonra yemekli,pastalı kutlamalar..
Stalinin bir sözü var “Bir kişinin ölümü dramdır,bir milyon kişinin ölümü ise istatistiktir”Acaba yüzlerce metrekarelik mezarlıklar bize istatistikimi geliyor?
Düşünun bır metropolde hergun dogan cocuk sayısını?
Bir koydeki dogumla, bır metropoldekı dogum arasındakı farkı düşünün?
Bu doğa harıkasının karşılanış şekli,yayılan mutluluk,verılen hedıyeler,yapılan ziyaretler..
Bir köydeki ölümle bir metropoldeki ölüm arasındaki farkı düşünün?
Cenaze işlemlerini,tutanakları,belediye hizmetlerini,defin işlemleri,parası ödenmiş dua okuyucular,parası ödenmiş mezarlık parseli,parası ödenmiş cenaze taşıyıcı araç,arabası olmayanlar için parası ödenmiş servis araçları,siyah elbiseler,siyah gözlükler işte size metropol cenazesi.
Yada gözü yaşlı birlikteligi,Bir yitigin üzüntüsüne karşı panzehir olan metaneti anlanlatanları..
Ama ölenin yaşadıgı yerdeki herkesin onu tanıması ve onun öldügünü bilmesi herkesin aynı anda aynı duyguları yaydıgını aynı kederi soludugunu,ölenin yaşadıgı yerdeki her bıreyin bu hüzün birlikteligini hissedin..
Nerede ölmüş olmayı isterdiniz?
Nufus yoğunluğunun ve metropolleşmenin ölümü unutturdugunu görmezden gelmeye yardım ettigini söylemek isterim.Kimibilir belkide bu sebepten,ölümü unutmak yada görmezden gelebilmek için metropol yaşamlar daha cazip insanlar için..
************ *****************
Nereden Geldik Nereye gidiyoruz?
Çocugun sorusu budur
Nereden ve nezaman geldim?
Yaşlının sorusu da şudur
Nereye ve nezaman gidecegim?
Ben nerden ve nezaman geldim sorusunu sormak istiyorum..
Çocugun sorusunu..
Tıp bu konuda bilimsel ve çürütülemez bilgileri veriyor Şüphesiz,embriyo,sperm,yumurta,rahim hamilelilk,dogum..
İyi ama bu şekilde meydana gelen bir varlıgın ruhu oldugunu ve ölümden sonra onun başka bi yerelere gittigine inanıyorsak neden bu dünyaya gelirkende başka bir yerlerden geldigine dair yaygın,vurgulanan ve düşünülen bir inanç taşımıyoruz?
Ölüm sonrası bir yerlere gittigimize inanıyorsak bu dunyayada biryerlerden gelmiş olmaya ınanmalıyız.Biliyorum çugumuz inanıyoruz,bu inancı taşıyoruz.
Ölümümüze aracımızın,yani bedenimizin varlıgı yada yoklugu belirler.Bedeniniz eski,hasarlı ve onarılamıyorsa ölürsünüz.Gitmeyi bu kural belirliyorsa,
Benim sorum şu:
Gelmiş olmamızı ne belirledi?
Neden sonrası ile ilgilendigimiz kadar öncesi ile ilgilenmiyoruz?
Napardık?
Yer içermiydik?
Uçarmıydık?
Beden gibi bir aracımız varmıydı?
Neye göre geliriz?
Sıraylamı?
İrdadenin bunda etkisi ve rolü varmı?
************* ***************
Toplu halde yaşıyoruz,uygarlıklar kuruyoruz,beraberiz,ruhlarımızında beraber olacagını aynı yerde toplanacagımıza inanıyoruz.yaşam sonrası çürüyen cesetlerimizle beraberiz,beraberler..
Ölülerimiz,kentlerimizin yanıbaşında, içinde degil ama uzagındada degıl..
Yanıbaşımızda..
Ürkütücü, degilmi?
Neden Dogum öncesi beraber oldugumuzu ve birbirimizi tanıma ihtimalinin olduğunu düşünmüyüruz?
Dostluğumuz,evliliğimiz,arkadaşlıgımız,çocuğumuz,annemiz,babamız,düşmanımız,hasmımız,rakibimiz ile daha önceden tanıyor, tanışıyor olamazmıyız?Neden ilk tanıştığımız herkese karşı standart degilizdir?Bir ögretmen bir sınıfta aynı anda tanıştıgı her öğrenciye aynı sıcaklıgı yada uzaklığı duyabilirmi?Yada bir banka kuyruğunda herkese aynımısınızdır?
Zaman içinde tanıdığımız insanlardan yola çıkarak geliştirdigimiz insan profillerine göre duygulanımlar yaşarız dediginizi duyuyorum.
Otuz tane 2 yaş sınırında çocukların oldugu bır kreşe yine iki yaşındaki bir çocugun bırakıldıgında kurulan dost yada dostane olamayan çocuk ilişkilerini nasıl açıklarsınız?
Profillemi?
Ben nerden ve nezaman geldik sorusunun yani çocuğun sorusunun daha kıymetli oldugunu düşünüyorum..
Sevgi ve nefretinde buralardan geldigine inanıyorum.
YORUMLAR
sudenaz07 tarafından 2/7/2009 5:01:43 PM zamanında düzenlenmiştir.