iNSAN iliskilerinde AHLAKIN önemi...
(( yazi biraz uzun oldu ama cok önemli ve sabirla okumanizi diliyorum ))
-sizlere biraz dünkü yasadigim bir hadiseden duydugum kizginligi, üzüntüyü anlatmak istiyorum...
-neyse, ben günümüzde halen sorun olan karsindakini kendine benzetmeye ugrasmakla basliyayim söze... ve gururun, benciligin ve birazda giybetin sebep oldugu sorunlar yumagindan...
-empati bulunmayan bir ortamda sorunlar zaten sorun olmaya hazirdir coktan... egitimin az yada hic olmayan kesimlerde bunlar zaman zaman yasaniyor ama benim bahsetmek istedigim daha cok insanin ahlakiyla ve dolayisiyla sahsi egitimiyle ilgili...
-yani bir insan her ne kadar üniversite okursa okusun sahsini egitmediyse, yasadiklarina duyarsiz kalip ders almadiysa bosadir, yani belirli noktalarda tikanir kalir...
*
-varsayalim 3 katli bir evde 3 neslin yasadigini düsünün... her neslin kendine has kurallari ve günlük aliskanliklari ve TÜM yasantisiyla sahit olduklari farklidir...
-burda hayat okulundan cikarilan tercübeyle yola cikarsak, büyüklerin daha kücük olana hosgörülü, anlayisli bir yaklasim sergilemesi beklenir... ve birazda empati ile asilmayan engel, cözülmeyen problem kalmiyacaktir sanirim...
-sorun aslen (bence) ahlak kurallarini tam benimsemedigimizden kaynaklaniyor.... Yüce Rabbim c.c. "ben sizlere ayri kabiliyetlerle yarattim, öyleyse sizde ahlakinizi güzellestirin " diyor... yani güzel ahlakli olmak Rabbimizin bir emridir...
*
-Efendimiz s.a.v. "ahlaki güzel olmayanin ameli ne kadar cok olursa olsun cehennem ehlindendir" diye söylemistir... Mahser günü kisinin terazisine konulacak ilk nesne ’güzel ahlak’ tir...
-ayrica Efendimiz; "Ben güzel ahlaki tamamlamak icin gönderildim" demistir...
-Hz. Ayse r.a. Efendimizi soranlara; "onun ahlaki ’KUR’AN AHLAKIDIR’ diye tanitmistir...
-DiN bir nasihattir ve buda ancak güzel bir ahlak ile tad bulur/bütün olur... ve bir babanin evladina yapacagi en güzel hediyede ona verdigi ’güzel ahlaktir’ vesselam...
*
-degerli bir yazarimizdan gercek yasamis oldugu bir olayi kendi dilinden aktarmak istiyorum sizlere...
-arkadasimi ziyarete gidince, sohbet esnasinda ona ;
- "sen iyi bir insansin, su huyun, bu huyunda olmasaydi dahada harika bir insan olacaktin" diye kendisine sikayette bulundum...
ve arkadasimda cevaben bana ;
-"beni oldugum gibi sevemezmisin? ben senin dedigin gibi olsam o zaman ben ben olmazdimki, ben sen olurdum" diye söylenmis...
-bu hikayeden, anlayan bir sürü mana cikarir ...
*
-bazi büyüklerimizin yanliz yasca büyügüz diye saygi beklemeleri beni cildirtiyor... elbette hosgörülü olacaksinki bulasin ama büyüklerimizin cogu vermeden almak istiyor ve almadan vermeyi ya bilmiyor yada önmesemiyor...
-saglikli bir dialog ile asilmayan engel yoktur saniyorum... ama sorun cogu zaman büyüklerin görevinin ya hic yapmamasindan yada eksik yapmasindan kaynakli oluyor (benim gözlemlediklerim)...
-bu günün GENCLiGi: sabir az, istek cok, yetistikleri ortam farkli, rahata alismis ama calisan bir nesille karsi karsiyayiz... büyüklerde yaklasim igneleyici olunca saygi görmeleride zor oluyor tabikide...
*
-gelelim bu 3 katli binanin sakinlerine ... en kücük nesil 2,5 senelik evli, calisan bir gelin ve 5 aylik cocugu var... ayni katta kayinvalide oturuyor ama ondan pek sikayet yok... sikayet asil kayinbabada ve onun anne ve babasinda... bir kac ufak sürtüsmeden sonra tartisma büyüyor ve gelin alip cocugunu anneye tasiniyor...
-sorunun asil sebebi olan nine biraz fazlaca bencil, sabit fikirli, cabuk küsen bir karektere sahip... ara yapmaktan ziyade yangina körükle giden cinsden... eside ondan asagi degil ve birde bu karisima babayi eklersek ’panzehiri’ olmayan bir zehir oldular bile... zehir diyorum cünkü su anki ögrendigim son durum belkide ayriliga götürecek gibi... (maazallah)
-neden genclere yapici olunmuyor...
-neden her zaman kendi (bizim zamanimizda söyleydi böyleydi v.s.)gecmisinden bahsediliyor...
-neden karsindakine deger verilmeyip hep baskalari örnek gösteriliyor..
-neden gelin icin karar verilirken kendi kizlari hatta kendi gecmisini düüsünüp göz önüne alinmiyor...
-dünyaya gelis sebebimiz ’kullugumuzu’ unutur oluyoruz cogu zaman... bir ’haklilik’ davasidir alip basini gidiyor, gercek hakliyi ama yanliz Allah biliyor ve buda kulca hafife aliniyor...
-burda önemli buldugum bir deyimi sizlere aktarmak istiyorum... " geline yapan kiznda bulur, üveye yapan özünde bulur" bu sözde tabiki anlayana...
*
Rabbim hepimize, ahlaki güzel insanlarla karsilasmayi nasip eylesin, aminnn... sevgi ve hosgörüyle kalin...
Sahinde Hülya Kahraman / 5.2.2009
YORUMLAR
zamanen insanları yapıcı olmakten ziyade yıkıcı.
bir olayı nasıl düzeltebiriz diye düşünceklerine gıybetten başlarını kaldıramıyolar.
ve iki genç arasındaki soruna gelince.sizde bahsetmişsiniz.Kız hemen baba evine koşar.erkek gurur yapar.anne ve baba ögüt nasihat vereceğine birbirlerini suçlar ve kendi çocuklarını haklı gördükleri için karşı tarafı suçlar.işin acınacak tarafı ise anne ve babalar işi iyice arapsaçına çevirmeleri.
dediğiniz gibi şimdi ki zamanda sabır yok gençlerde.en ufacak bir isteğin reddinde yada küçük bir münakaşa evlilik gibi köklü bir yapıyı yıkabiliyor.lakin insanlar belkide evliliği eskisi kadar ölüme dek sürdürülecek bir kavram olarak görmektense.zevk ve isteklerin yerine getirileceği ortak bir menfaat olarak gördükleri için ,gayet normal geliyor.saygılar...
içeriğe tammaen katılıyorum...
kaç okul bitirirsen bitir bazı şeylere yetmiyor...
atalarımız boşuna dememiş
"tahsil cehaleti alır,eşeklik baki kalır"
son yılların ana sebebidir...geçmişle kopan bağımız,yitirilen değerlemiz sonucu insan müthiş bir yalnızlığa bürünmüştür...
kadın yada erkek ne farkeder...
kuşakların birbirine yabancı olduğu bir yerde hoşgörü olmayacaktır..
herşeyin belden aşağı endekslendiği,arsız ve bastırılmış istismarcı dygularla dostluğu katletmişler...
ben bu yazıyının an fikrini çok sevdim...
yüreğinize sağlık...
bende sizi ilk kez okudum...bu yazıdan sonra inşallah sıkça takip edip diğer yazılarınızıda okuyacağım...
sevgilerle aklın
Allaha emanet olun...
Toplumsal sorunları saklayıp tartışmamak sorunun dahada yayılmasına ve büyümesine sebebiyet vermektedir.
Böyle toplumsal konularada eğildiğinden dolayı tebrik ediyor,takdirlerimi sunuyorum.
Bu sorunlar biraz da eğitimle ilgili,ahlakla ilgili olduğu kadar.
Kuşak çatışması da dedikleri gibi nesiller birbirini anlamıyorlar.Daha doğrusu anlamak için de çaba sarf etmiyorlar.Büyükler ben bilirim havasında,küçükler bana karışma havasında.
Aslında orta yer olan biz bir aileyiz düşüncesinde buluşabilseler ne güzel olur değil mi?.
Kutladım yazınızı.
SAYGILARIMLA.
Güzel konu...
Malesef çok var çevremizde...
Ya bu karışanların Allah'tan çekincesi yok mu?..
''Bir ayıbı kapatın ,üzerini örtün, iki insan arasını açmayın, size kalmadı hesap sormak ben buradayım'' diyen ayetleri okumazlar mı? Büyükleri idare edecek hoşgörüye sahip olmak bu kadar zor mu? Küçükler daha anlayışlı olamaz mı ?
Sen haklı ben haklı olmuş bu durum..Gerçekten üzücü..Haklı olacağız diye güzelim yuvalar dağılıyor....Hadi haklısın diyelim madalya mı kazanacaksın....Offff...Dilerim kötü son olmaz......
Saygılar..