3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
834
Okunma
SICACIKTI ELİ ve SEVGİYLE GÜLÜMSÜYORDU-1
Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Aslında en rahat babasıyla konuşurdu ama bu sefer farklıydı. Tepkisi ya olumsuz olursa..! Ya onu hiç anlamazsa..! Acaba babası da benzeri şeyler yaşamış mıydı? Yaşadıysa ne yapmıştı? Kendisi gibi heyacanlanmış mıydı? Aynı korkuları, çelişkileri olmuş muydu? Önce babasına mı yoksa annesine mi açılmıştı..? Sonra birden büyük babasını düşündü...
Çok konuşkan biri değildi. Her şeye çok ciddi baktığından olsa gerek kahkahalarla doğru dürüst güldüğünü görmemişti. Küçücük yaşında soğuk bulduğundan korkmuş uzak bile durmuştu. Sonra bir gün annesi, ’doğduğunda, ilerlemiş yaşına rağmen onca yolu üç kez kat etmiş hiç kucağından indirmemişti seni’ diye anlatmıştı... Hatta babası, ’daha kırk günlüktün, büyükbaban seni göğsüne bastırmış uyutmuştu’ diye de eklemişti ardından.
O gün büyükbabam kendi sıcaklığını bana vermenin huzuruyla benim minicik vucudumun çırpınmalarını hiç unutmadığını söylemiş yanındakilere... Belki bu yüzden mi büyükbabamı soğuk bulmama rağmen çok seviyorum... Tanımlıyamadığım bir şekilde bende onun sıcaklığını hissederim, ama yine de çekinirim... İçinde sakladığı çok önemli dertler varmış gibi gelir bana hep...
Acaba o da benim yaşadıklarıma benzer şeyler, yaşanmamışlıklar üzerine yaşadı mı ki? Belki ondandır bu durgun ciddi hali... Yada yaşamın biriktirdiği yorgunluktur, kim bilir... Tuttuğunu koparan, dizginleri elinden bırakmayan tam bir Osmanlı kadını babaannemle bir sorunları olduğunu ne duydum ne de gördüm... Sevdalı mıydılar birbirlerine? Anlayamadım. Kimsenin anladığını da sanmam. Altan alan, sakin olan, tartışmayı uzatmayan hep büyükbabam olurdu... ’Birimiz bari yangına körükle gitmeyelim’ deyip kendine böyle bir davranış belirlemişti sanki.
Ya babam? Büyükbabamın aksine daha hareketli, alınganlığı olmayan, sosyal bir o kadarda şen şakrak... Bu yönlerini hep sevmişimdir. Taviz verdiğini hiç görmediğim değerlerine dokunduğun zaman nasıl huysuzlaştığını da iyi bilirim..
Dünyaya insana yaşama bakışını annem abartılı ve ütopik bulsa da evrensel bakışı babamdan öğrendim... Bir gün akraba ziyaretinde ’sen bu çocuğu fazla dürüst yetiştiriyorsun... bu şekilde aç kalır, birazda işini aşırmayı öğret’ dediklerinde, babam, çok sinirlenmiş, ’şerefsizce tok yaşayacağına şereflice aç yaşasın daha iyi’ diye hiddetlenerek bütün salonu şaşkına çevirmişti... Ogün babamın sakin uyumlu halinin altında benim üzerimden de olsa inandığı değerlerden taviz vermediğini görünce hem şaşırmış hem de ona saygım daha da artmıştı...
DEVAM EDECEK- ( 2009)