- 603 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Mezar Taşındaki Kahramalar
Mezarlıkları çok severim sesiz bir tarih yaşanmış bir çok hikayeyi içinde barındırır. Bugün de biraz tarihi yaşamak için gittim bir köy mezarlığına hem dua etmeye hemde yaşanmış bitmiş toprak olmus hayatlari dinlemeye, dolaştım mezarlığın en güzel köşesinde mezarlığın güzel yeride olur demeyelim olur tabi böle manzaralı deniz görür yada bir daha göremeyecegi evini.
Ulu ağaçlar büyümüş baş ucunda bakıorum ismin yazılı oldugu taşa yosun tutmuş elimle temizliyorum taşı fazla duymadığım bir isim Zülkarneyn isim fazla duymadıklarımızdan tarihe bakıyorum doğum binüccüzoniki ölüm bindokuzyüzelliiki.biraz duruyorum sonra yavaşca iniyorum köy kahvesine merak uyandırıyo hayatı bana kimmiş ne yaparmış kahveye giriyor selamun aleyküm diyorum herkez sırayla selamımı alıyor hoş geldin diyorlar bana. Söle bakıyorum etraftaki insanlara köşede iki tarih oturuyor yaklaşıyorum selam veriyorum. Yüzlerine bakıyorum bir tarih yatıyordu derinleşmiş yüz çizgileri titreyen eller agırmıs sakallar yarı yolda bırakmıs dişler artık daha fazla duymak istemeyen kulaklar tarihi taşıyamayan ayaklara destek olan kızılcık ağacından bastonları ile..
Oturuyorum yanlarına çay soluyorum biraz hal hatır sorduktan sonra merak ettigim konuya giriyorum kendilerine ceki düzen verip baslıyorlar kısık eskımıs seslerıyle anlatmaya onlar anlatıyor ben dinliyorum . Gözlerinde yaşarma oluyor bazen bazen derinlera bakıp kalmak Çayın boşu gidiyor dolusu geliyor sonra duruyor bakıyor güneşe sonra elini cebine atıyor. Kendi kadar eski bir cep saatini sokuyo cebine sonra hesap ödemek icin diğer cebine elini atarken ben koyuyorum parayı masa uzerıne olur olmaz derken ben galip geliyorum onlarda abdest almak icin agır adımlarla uzaklasıyorlar yanımdan..Bakıyorum arkalarından Zülkarneyn kimmiş diye merak mi ediyorsunuz..
Şöyle iri yarı kalıplı vurduğunu deviren sinirli iki cihan harbine katılmış biraz asabi mert yiğit biriymiş. Kafasında sarpnel yarası elinde kursun deliği saha sonra buna dovme yaptırmıs günümüz dövmelerinden değil ay yıldız yapmış. İkinci dünya harbinden yara almıs mermi azı dısını alıp gözünün alt kısmıda mermi ile birlikte saplanmıs kalmış. Askerden sonra köyde bekçilik yapmış hayvan gütmüş beş çocuk yapmış kocaman etmiş evlendirmiş karısının üzerine kuma getirmis. Bir laz karısı getirdi dediler onun kadar güçlüydü ama cocukları kizdi kadini dövdülere geldiği yere gönderdiler ama karısını kızdı diye getirmis eve ikinci hanımı yoksa ck severmis zehrasını.
Dünya harbinde arap cephesinde esir düşmüş. Sonra kaçmışlar arkadaşlarınla düşman elinden kaybolmuşlar arap çöllerinin uzak köşelerinde kazmis çöl gecelerinin soğugundan kuytu olsun diye bir cukur ağacın dibine kazmıs kazmıs bakmıs sarı liralar cıkıyor kazdıkca ne var ne yok doldurmus üzerine apar topar vatan topraklarına dönmüş gitmis askeriyeye girmiş komutanların toplantı yaptıgı odaya komutanlara selam vermis baslamıs karsılarında soyunmaya hepsı sasırmıs kalmıs napıyor die sonra masanın üzerine dökmüş bütün paraları demis bunlar savaş ganimeti vatan yoluna helal olsun demiş. Sonra selam vermis nasıl geldiyse öle gitmiş ne adını sölmemis yada ne iş yaptıgını daha sonra o öldükten sonra cenazesine gelen subaylardan biri sölemiş.
Savaşlar alınan yaralar öldüremez onu her seferinde gene gidiyorum gavura gene öldüremiyecekler beni der gene gelirmis delik deşik sargılar içinde. Bir ezan okurdu herkez dinler sanki ağlıycak gibi olurdu. Çok çalışkandı bir öküzden sürü yapar fakiri fukarayı gözetir acı doyururmus. Haşlama kahve içer sigarasında keyif çatmaya bayılırmış.Bir sabah sela verilmiş. Kalbi durmuş gece uykusunda sesiz sedasız gitmiş rabbine. Yüzündeki nur güzel koku yayılmış bütün köye. Allah rahmet eylesin. Rahat uyu Zülkarneyn dede..