Safiye’ye Mektuplar -20 / Lanet olası şeytan ve cahil nefsim.
Tarih:05 Aralık 2008 Cuma 14:03:53
Hayırlı günler hocam.
Esra ya son mektubunuzu okudum.
Nasıl yüzleştirdiniz beni yine geçmişimle, nasıl canım yandı yine. Bilmenize imkân yok, hocam.
Esra ve diğerlerini, hiç tanımadığım genç kızları, bunları yaşarken gördüğüm ve işittiğim zamanlarda hepsini kucaklamak, sarıp sarmalamak istiyorum. Hatta bir cam kavanoza koyup orada saklamak, korumak istiyorum.
Yalvarmakta istiyorum. Ne olur yapmayın, demek.
Ama ne haddime. Öğrendim ki, bir küçük günah, beraberinde gittikçe büyüyen günahları getiriyormuş. Kahrolası şeytan ve nefsim.
Yaratıcının suçu ne ki?
Benim cehaletim, şeytana uyuşum, kuru ekmekle doyamam sanışım.
Ama bir taraftan da rahat bırakmayanlar. İğrendim kendimden, isyan ettim şu bedenime. Neden mi hocam. Ben eli yüzü düzgün biriyim. Etrafında dikkat çeken bir yüzüm var. Bu benim kazandığım birşey değil, Rabbimin takdiri. Ama çoğu zaman dedim ki, keşke çok çirkin biri olsaydım. Belki o zaman kimse bana yaklaşmak istemezdi, kimsenin salyaları akmazdı.
Ne büyük çelişkiler yaşadım hocam. Önüm de arkam da ateş, dedim. Ha bir adım ileri ha bir adım geri, ne fark eder ki dedim. Karar veremedim. Şeytan ayak bileğimden kavramış bırakmıyordu.
Nerelerde unuttum kendimi, ruhumu. Tanımadığım bedenlerle her buluşmamda, Rabbim bir an bile olsun aklımdan çıkmıyordu.
Biliyorum çok çirkin, çok tuhaf gelecek size ama zinayı yaptığım an da, tepemde bir adam varken bile Allah ı düşündüm. Günah işliyorum, dedim. Ne olur kurtar beni Rabbim diye dua ettim. Ve çoğu zamanda ağlayarak yaptım, vazifemi. O çirkin halde Allah duydu mu, dualarımı? Şayet duyduysa, hiç umursamış mıdır? O benim her halimi her şeklimi gördü. Ve ben onun gözleri önünde yasak dediklerini yaptım. Utanıyorum. Rabbim beni öyle görmemeliydi.
Üç kuruşa nasıl kiraladım, bu kutsal emaneti. Nasıl sundum evli, bekâr, yaşlı, genç, kirli, temiz tenlere... Nasıl ziyan ettim ömrümü ve ahiretimi.
Ah hocam utancımı kelimelerle ifade edemem.
Ama şükürler olsun, şimdi çok mutluyum. Nasıl arınmış, nasıl temiz hissediyorum kendimi bir bilseniz. Allah nasip ederse ve yazdıysa, evleneceğim gencin yanında nasıl güvende, nasıl sahiplenilmiş hissediyorum, bilseniz. Ne güzel bir duyguymuş sahiplenilmek, güvenmek ve birinin bana güvenmesi. Aldırmadı geçmişime.
-Sen benimsin. Eşim gibi görüyorum seni, dedi.
Birkaç yakınımla yani komşularımla tanıştırdım onu. Komşularım yaşça benden çok büyük teyze ve amcalar. Hepsi de çok beğendiler,
-çok terbiyeli saygılı, dediler. Tek başıma karar vermek istemedim yine de hocam.Bu benim için son şans.Neden derseniz, hep dua ettim, hep bekledim ama, emin olun bu kadar fazla birini düşünmüyordum.Sevgisi, saygısı, sahip çıkışı öyle içten, öyle güzel ki, hocam.
Şimdi dua ediyorum Allah ın izniyle kısa dönem çıksın askerliği ve önümüzdeki bahar ayında evlenmiş olalım. İkimizin de isteği bu.
Hakkınızı ödeyemem hocam. Tövbe ettim ve hemen ardından dualarımın kabul oluşunu gördüm. Çok mutluyum. Rabbim beni pişman etmesin, kötü yola döndürmesin. Âmin.
Safiye Kızım.
Oturup, yazdıklarına sayfalar dolusu yazılabilir. Okunmasını istiyorum. O yüzden uzatmaktan korkuyorum. Esasen sizin yazdıklarınız birilerine yol gösterecek diye düşünüyorum.
Sen, geçmişini üzüntü vesilesi olmaktan, ibret dersleri makamına terfi ettirmelisin. Bu mektubunda yazdığın gibi, o günlerin nefsi telkinlerini, şeytanın oyun ve hilelerini, o yoldaki kızların ve erkeklerin ruhsal tahlillerini, bu işlerin yapıldığı ortamların durumunu vs yazmalı, sonra da tövbe yaptıkları takdirde yaşayacaklarını anlatmalısın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.