- 3505 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Sen Ağlama Yavrum.. (Utanması Gereken Anne ve Baba değil, Hükümetlerdir)
Bardaktan boşanırcasına yağıyordu yağmur. Okulun önü öğrencilerden geçilmiyordu. Cıvıl cıvıldı her yer. Kızımı bırakmak için sabahın ilk ışıkları ile gelmiştim okulun oraya ve hemen köşede annesinin elinden tutmuş, yağmurdan ıslanmış gözleri ile üzgün üzgün bir çocuk bakıyordu etrafına ve annenin de gözlerinde büyük bir acı var idi. “Neden acaba” diye sormadan kendime çocuğun ve annenin ayaklarına takıldı gözlerim. O yağmurda annenin ve çocuğun ayaklarında bir tarafı yırtılmış terlikler ile ıslanan ayaklarını gizlemeye çalışıyordu çocuk.
Bir an kendi çocukluğum geldi aklıma ve gözlerimden akan yaşları silmekte zorlanıyordum. Hıçkırıklar tıkanmış idi boğazıma. Kızım ne olduğunu anlamamış bana bakıyor " yağmurdan mı ıslandı diye soruyordu gözlerimin.
Kızıma sınıfa gitmesini söyledim ve annenin yanına yaklaştım. Çocuğu sevdim ve hangi sınıfta okuduğunu öğrendim. Hemen yanlarından ayrıldım ve koşar adım bir ayakkabıcıya gittim, cebimde param yok idi. Fakat sahibi çok yakın arkadaşım idi. Hemen durumu anlattım. Bana " abla okulda kaç tane bu şekilde çocuk var tesbit et ve bana bildir " dedi. Öylesine sevinmiştim ki. Hemen oradan müdür beyi aradım. Daha önce tespit ettirmiş idik ama henüz eksiklerimiz bitmediği için yardım kampanyası başlatamamıştık. Müdür bey okulda o durumda olan öğrenci sayısının 37 olduğunu söyledi-. Numaralarını verdi. Hemen orada arkadaşım 20 çift ayakkabıyı verdi. Geride 17 çift daha ayakkabı alınması gerekiyordu. Yağmurun beni ıslatmasını umursamıyordum ve sabahın ilk saatlerinde açık olan ayakkabıcıları tek tek dolaştım ve saat 10:30 olduğunda 37 çift ayakkabıyı tamamlamış ve okula gelmiştim. İdareye teslim ettim ve hemen çocuklara verilesi gerektiğini söyledim. Küçük ya da büyük gelenler aldığım yerlerde ayakkabıları değiştirebileceklerdi.
Müdür bey "siz verin çocuklara" dedi. Bu kelime beni yıkmıştı. Hayır, onlara ben dağıtamazdım mutlaka öğretmenleri tarafından verilmeli idi. Çünkü onlar ne zaman beni okulda görseler hep minnet duyacaklar ya da üzüleceklerdi. Bunu kendim yaşamış idim ve bir daha kimseye yaşatmaya da hakkım yoktu. Ve öyle de oldu.
O gün için onların ayakları ıslaklıktan kurtulmuş idi ama ya sonra. İşte sonrası karanlık idi. Çünkü ailelerin ekonomik durumları çok kötü idi ve çocukların okul ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda idiler.
Utanması gereken çocuklar ya da anne ve baba değil idi. Utanması gereken " SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINI OTURTAMAYAN HÜKÜMETLERDİ." ama anne ve baba utanıyordu.
Sevgili dostlar, yardımlar yapar iken lütfen dikkat edelim. Özellikle de (Reklam yapar gibi) çocuklara yapılan yardımlar, onların gelecekte yardım aldıkları kişilere karşı hep minnet duymalarını ve onların yanında ezik durmalarına neden olacaktır.
Çocuklar hiç bir zaman, hiç bir şeyi unutmazlar… Saygılar
onurumsun - Türkan DİNÇER
YORUMLAR
Dedem sayesinde bir şeyde aklı kalan ya da istediği bir şeyi elde edemeyen bir çocuk olmadım hiç...Farklı sorumluluk ve yükümlülükle ezdi hayat beni ama dedem tüm isteklerimi yerine getirdi.(Buna sevgide dahil)...Fakat bilirim yinede anne babadan değilde bir başkasından bunları görmek nasıl bir şeydir...Hani dedinizya çocukların içinde kalıyor görmemesi gerekli...Bizde ki yardım anlayışı böyle değil maalesef insanın gözüne gözüne sokuyorlar...Bak ben sana yardım ediyorum dercesine...Böyle oluncada bi anlamı kalmıyor yapılanların...Yine yardım konusunda dedemden öğrendiğim bir şey var: "Eğer incitmeden vermenin bi yolunu bulamıyorsan kapısının önüne koy kapıyı çal ve kaç.Seni söremeyeceği bir yerde bekle aldığından emin ol ve uzaklaş oradan ve o anı unut kızım" derdi.Ona minnettarım...Size de çok teşekkür ederim...Hem duyarlılığınız hem de paylaşımınız için...saygılarımla...
Hüzünlendim yine. Ah yoksulluk sen ne acısın...
Reklam yapar gibi...
Reklamsa vermeyin, verirken incitmeyin... diyen duyarllı yüreği tanıyorum ve kendisine teşekkür ediyorum. Öyle asil duruyor ki bu yürek sayfalarda...
Evet buna çok dikkat edilmeli...
"Sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmamalı"
Sevgiler güzel yüreğine
Ve teşekkürler böyle anlamlı ve mesaj veren yazını bizimle paylaştığın için
yazıyı öğleden önce okudum ve kaçtım...
dayanmıyor yüreğim artık bu manzaralara...
çok kırılgan ve hassas bir dönemdeyiz,
herşeye üzülür, gözyaşlarımızı döker olduk...
kendimizce yaptığımız şeyler az değil biliyorum
ama hiçbir zaman yeterli de değil...
ulaşabileceğimiz sadece 3-5"i geçmiyor...
bu, senin, benim ya da diğerlerinin duyarlılığıyla
olacak ya da altından kalkılabilecek gibi değil...
sonuç; birilerinin elini gerçekten uzatıp tutması gerekiyor...
haklısın... yanındayım...
yazının altına bir imza da benden...
dostça...
İnsan ne görürse,nasıl eğitilirse öyle davranır..
Hükümeti yönetsin diye seçilenlerin nasıl yetiştiğine nerde yetiştiğine ne zaman bakacağız ?
Hayır yapan da yapılan da gizli kalmalı diyen mukaddes kitabı, yalayıp yutanların Türkiyesi ve Hükümeti bu günkü manzaralar.
Yürekten Kutlarım Sevgili Şair ve Yazarımı..
Duyarlılığın doruk noktası...onurlusu..şereflisi..
O çocukların, o durumda olmalarına neden olan, anne baba ve yakınlarının üç kuruşluk maaş veya gelirlerinden vergi almaktan utanmayan devletin kasasını soyup soğana çeviren hırsızlar ve onlara karşı duyarsız kalan,tepkisini bile esirgeyen ya da ürken- korkan herkestir.
Tüm bunları görelim,elimizden ne gelirse yapalım,tepkimizi gösterelim.
Bir tek konuya dikkat edelim : Suçlu hükümetlerdir,idarecilerdir,yetkililerdir. Onların yaptıkları hatalar,kötülükler ülkemizi kötülememize ve aşağılamamıza sebep olmamalı.
(Tabii ki burada yazar , böyle bir hata yapmıyor)
Fikret TEZAL tarafından 1/13/2009 10:32:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Okurken çok duygulandım. Malesef devlet insanları reklam yaparak tv çıkararak "yardım"" yapıp aşağılıyor. dienciliğe alıştırıyor. Geçengün simiide bizzat gidip simit satın alan başbakan çevresindeki korumalar ve gazeteclerle birlikte birde bol keseden yüz milyon para vererek resmen kendi reklamını yaptı.
oysaa siz bu kadar çabadan sonra çocukların psikolojisini düşünerek dağıtmak istememiş çok ince ve duyarlı davranmışsınız. bu ders olsun kameralar nünde yardım yapıp diğer traftan halkını işsizliğe ve açlığa mahkum eden yöneticilere. "balık vermeği değil tutmayı öğretin.
kutluyoum sizi ellrinize sağlık.