- 1529 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
TEKNOLOJİ CASUSLUĞU
Casusluk deyince sözcüğün anlamını bilmeyen hiç kimse yoktur, ama casusluğun önemini bilmeyen ve bu konu üstüne düşünmeyen çok insan vardır aramızda; üstelik yüzlerce casus aramızda kol gezerken.Dünyanın en önemli casusluk şebekeleri ve ağları CIA- FBI- KGB- MOSSAD- SAVAMA aklıma ilk gelen örgütler (Gizli Servis) arasındadır.
Dünya egemenliğini elinde tutmak isteyen süper güçler arasındaki savaşlarda, casusluk en başta gelen önemli bir faaliyet alanıdır.Bu iş, bilgi, eğitim, donanım, yetenek, cesaret gibi çok yönlü meziyetlerin bir arada olmasını gerektiren bir meslek kolu olmalıdır.
Gelecek bir tehlikeye karşı önceden önlem almak, imha plân ve projesi , taktik ve strateji geliştirmek ve uygulamak, etkisiz kılmak ve yok etmek gibi hedefleri vardır casusluk faaliyetlerinin.
Örneğin ilaç mı satıyorsunuz; formülü nedir, nasıl elde edilir, kimyasal silah mı üretiyorsunuz; yeni tip bir silah mı geliştiriyorsunuz, nerede nasıl kullanılır, yakın gelecekte nasıl bir dünya bizi bekliyor? Yeni buluşlar, teknolojik keşifler, yeni dünya görüşleri, felsefeler, düşünceler; tüm bunlar kapsamlı, plânlı, araştırma geliştirme projeleri ile desteklenen, parasal yatırım gerektiren pahalı bir faaliyet alanıdır.
Ancak elini çabuk tutan ’Yeni Dünya Düzeni ’ tepe yöneticileri en önemli stratejik kuruluşların tepesine de kendi istedikleri yöneticileri oturtmuşlardır bile çoktan(Üniversiteler, Sendikalar, Meslek Odaları,Sivil Toplum Örgütleri, Cemaatler ve etnik grup liderlikleri,Turizm ve Sanayi Kuruluşları, v.s.); nasıl değiştirilebilir, daha iyisi nedir’in yolları araştırılmalıdır.
Yöneticilerimiz parlamento içi çekişmelere, ceplerini doldurma sevdalarına son verip, geleceğimize yön vermeyi öğrenmelidirler.
Sosyal alandaki casusluk faaliyetleri ise, bir ulusun etnik yapısını incelemek,dinsel inançlarını, folklor özelliklerini incelemek, etüd etmek, hareket yeteneğini saptamak,
yok etmek, yavaşlatmak gibi faaliyetlerini kapsar sanırım.Benim bu konuya kafa yoruşum tamamen bireysel olup, yapılan aptalca işlere birazcık olsun katkı sağlayabilmektir.En azından rakip sivil düşünceyi devreye sokarak havayı ısındırmaktır.
Düşünebiliyor musunuz; bir ülke bir cep telefonu icadediyor (FİNLANDİYA), milyarlarca cep telefonu satılıyor, patent hakkında olağanüstü akla hayâle gelmeyecek parasal birikim elde ediliyor:Tam bu noktada TEKNOLOJİ CASUSLUĞU devreye giriyor.Söküyorlar bir cep telefonunu, dağıtıp inceden inceye en küçük parçasını, nasıl yapıldığını keşfedip, kısa bir süre sonra aynısını devreye sokuyorlar.Onlar da kazanıyorlar.Tayvan teknolojisi ile üretilen mallar neden ucuz acaba?
Veya Mossad bir MİG uçağını kaçırıyor; parçalayıp uçağın ince detaylarına kadar tüm yazılımlarını kopyalıyor.Olay bu boyutuyla hayli heyecan verici; macerayı seven gençler için kafası çalışan, zeki, genç kaabiliyetler için başlı başına bir eğitim ve meslek alanı olmalı bu tip uğraşlar, yapılan işin ulusal çıkarlarla bütünleştiğini ve gelecekte var oluşumuza hizmet edeceğini düşündüğümüzde, olay büyük heyecan ve mutluluk verici olmalı; tehlike elbette var...Bu konu tabi ki böbürlenmek, hava atmaktan daha çok, büyük ve ulvi bir meslek olarak ele alınmalı, sabır ve özveri gerektirdiği, zorluğu baştan kabul edilmelidir.
Çağdaş dünyada yerimizi alabilmenin ve koruyabilmenin koşulları arasında hiç şüphe yok ki
güçlü bir haber alma ağı oluşturma, gözetleme, imha etme, örgütlenip vurucu gücünü harekete geçirebilmenin önemi çok çok büyüktür.
Bu yapılanma ulusal öze dayalı olmalıdır.
Ne yazık ki çok güzide genç ODTÜ mezunu elektronik mühendislerimizin öldürüldüğüne ilişkin Necva Kıyak arkadaşımız güzel bir yazı yazmıştı.O günden beri hep aklıma böyle bir yazıyı yazma projesi yerleşti.
Bu mühendislerimiz F-16 (SAVAŞAN ŞAHİN- FANTOM) UÇAKLARININ KUMANDA BEYNİNİN AMERİKAN YAZILIMLARINI DEŞİFRE EDEREK, ULUSAL YAZILIMA DÖNÜŞTÜRMÜŞLERDİ.
ASELSAN ’da çalışan bu genç, güzide, zeki mühendislerimizin hayatını koruyamayan devlet suçlu değil mi acaba ? Bu failleri bulup cezalandırmak aklından geçmez mi kimsenin? Öldürülen bir çok aydın ve profösörümüz kimler tarafından niçin katledildiler?
Günümüzde medyamızda, televizyon kanallarında, basında , sokaklarda türlü türlü casusluk faaliyetlerine tanık oluyoruz.Acaba karşımızda kullandığımız bilgisayarın içinde hangi casuslar entegre edildi? Yalnızca yerdeki, değil gökteki casuslara (uydulara) nasıl erişiriz?
Fakat hiçbirimiz farkında değiliz olanın bitenin.
Yılbaşı gecesi çıkıyor kendilerine TEBLİĞCİLER adını veren bir grup, Yeni Yılı kutlamayın diye tebliğde bulunuyorlar; bu cemaatlerin arkasında hangi emperyalistler var acaba?
Bizleri Arap ülkelerine benzetip,Batı Dünyası ile aramızı iyice açıp, tepemize Irak gibi Filistin gibi vurmayı düşünenler değilse, kimlerdir bu şer odaklarının arkasındaki gizli gözüken, ama kimliğini tarihten okuduğumuz İngiliz ve Amerikan Emperyalizminin (Anglo-Sakson) devreye soktuğu bu güçler?
Yarın sokaklarda kör döğüşü arbedeler yaşanırsa, bunun sorumlusu kim olacak; o güne kadar kan dökülmesi için bekliyecek misiniz sayın yetkililer?
Şapkayı öne atıp ciddi ciddi düşünmenin ve Cumhuriyeti koruyup, kollamanın zamanı geçmek üzeredir.
Zaman bilime ve teknolojiye daha fazla ve hızla giderek artan oranda yatırım yapma , derlenip toparlanma zamanıdır.
’ Göklere uzanan avuçlarda’ ellerin çaresizliğini Filistin ve Irak halkına bakarak görelim bir kez daha; ancak tanrı bizi doğru yoldan da ayırmasın.
HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT BİLİMDİR !
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
Selam sevgi ve saygılarımla,
HEPİNİZE GÜVENLİ BİR GELECEK , MUTLU BİR YENİ YIL DİLERİM.
Şaban AKTAŞ
03.01.2009- 15.24
YORUMLAR
Çağdaş dünyada yerimizi alabilmenin ve koruyabilmenin koşulları arasında hiç şüphe yok ki
güçlü bir haber alma ağı oluşturma, gözetleme, imha etme, örgütlenip vurucu gücünü harekete geçirebilmenin önemi çok çok büyüktür.
Bu yapılanma ulusal öze dayalı olmalıdır.
Ne yazık ki çok güzide genç ODTÜ mezunu elektronik mühendislerimizin öldürüldüğüne ilişkin Necva Kıyak arkadaşımız güzel bir yazı yazmıştı.O günden beri hep aklıma böyle bir yazıyı yazma projesi yerleşti.
Bu mühendislerimiz F-16 (SAVAŞAN ŞAHİN- FANTOM) UÇAKLARININ KUMANDA BEYNİNİN AMERİKAN YAZILIMLARINI DEŞİFRE EDEREK, ULUSAL YAZILIMA DÖNÜŞTÜRMÜŞLERDİ.
ASELSAN ’da çalışan bu genç, güzide, zeki mühendislerimizin hayatını koruyamayan devlet suçlu değil mi acaba ? Bu failleri bulup cezalandırmak aklından geçmez mi kimsenin? Öldürülen bir çok aydın ve profösörümüz kimler tarafından niçin katledildiler?
**********
Gerçekleri gören beyninize,
hakikatleri söyleyen dilinize ve cesur düşüncelerinize selam olsun dostum.
Zamanında Abd,Sovyetler'in iletişim bilgileri için Berlin Duvarı altına tünel bile açmıştı...
İnternet dahi bir istihbarat olarak kullanılırken casusluğun nelere kadar uzandığını algılamak zor olmamalı.
Kızılötesi teknolojisi ile Amerikan ordusunun neler yaptığı aşikardır...
Evet insanlar ay'da geziyor biz mehterena sıkı sarılalım...ileri...geri...
İstihbarat servisleri tarafından çocuk oyuncağına dönüştürülüyoruz...NSA (ulusal güvenlik ajansı) tarafınsan eğer bir
araç içinde yapılan telefon görüşmesi izlenip insanlar öldürülüyorsa durmak ve düşünmek gerek...
Uydular evet Şaban bey,rahat rahat dinleyip yok etmeye öyle elverişli ki!..
Eh şimdi sormak gerekecek yönetici(!)lere :bilime inanmış ve ülkeye katkısı olacak insanlar öldürülürken neler yapıyordunuz?
el cevab:hiç...izliyoruz...
Saygılarımla
Değerli arkadaşım duyarlı dostum...
" Sürüden ayrılanaı kurtlar kapar" sözünü hiç mi duymadın ?
bak seni tehlikeli bir yolda görüyorum.Beni dinlle akıllı ol. benim sizlerle paylaştığım ? Yazıda gerçekleri gördün.
"ASELSAN ’da çalışan bu genç, güzide, zeki mühendislerimizin hayatını koruyamayan devlet suçlu değil mi acaba ?
Bu failleri bulup cezalandırmak aklından geçmez mi kimsenin?
Öldürülen bir çok aydın ve profösörümüz kimler tarafından niçin katledildiler?"
Bak olan kime oluyor?
Sürüye geri dön uyumaya devam et?
Filistin yanıyor nerede müslüman ülkeler?
Sanamı kaldı kahramanlık taslamak?
Bak ben uyumaya gidiyoum gözlerimi kapatarak, hadi sanada iyi geceler yazılmadan mesarımıza elvedayla
"faili meçhul" heceler ! ! !
"
''Yarın sokaklarda kör döğüşü arbedeler yaşanırsa, bunun sorumlusu kim olacak; o güne kadar kan dökülmesi için bekliyecek misiniz sayın yetkililer?,,
Bizde, her zaman uygulanan bir politika vardır:''Bekle de gör,,
bekleyip de göreceğimiz tek şey , herzaman ''Atı alanının Üsküdar'ı geçtiğidir,,
Kimi uyarmağa, kime dert yanmağa kalkıyoruz ki?..
Söyledikçe öfkem katlanıyor.. Öylesine duru dile getirmişsiniz ki... Keşke diyorum, birileri (yetkililerden) Duyfa bu çağrıyı. Kış uykusundan uyanır da, silkinir...
Efendim, her zaman olduğu gibi yine, yerinde ve değerinde bir konuyu işlemişsiniz.
Elimden gelen takdirdir. Saygım ve teşekkürleimle.. .
Mutlu bir yıl olur dünya için, diliyorum...
Kardeşim Aktaş ne yaptın sen?
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın keyfinde, gemisini yürüten kaptan seyrinde bir köşede kuzu kuzu oturmak varken huzur mu tepti sana?
Sağa sola niye kurcalıyorsun kardeşim? Oraya buraya çomak sokuyorsun, otur oturduğun yerde. Güzel Akdeniz'de sürü sürü dolaşmak varken, denizlere bakarak hayaller kurmak dururken niye kafanı boş "şeylerle" meşgul ediyorsun. Durmadan okuyorsun, araştırıyorsun, yazıyorsun, işin gücün yok mu senin?
El atmadığın kafa vurmadığın alan kalmadı be?
Şekerli biberli şiirler yaz, turist kafilelerini ticari potansiyeli uygun yerlere falan götür, geçin git işte.
Durup dururken ortalığı niye karıştırıyorsun sen?
Gazetelerdeki köşe yazarları bile suya sabuna dokunmadan, teknoloji meknoloji hırsızlığını akılların getirmeden siyasetle miyasetle geçinip duruyorlar, sen ise bakir konularla kafa yorup duruyorsun.
Git başımızdan ya.
işimiz gücümüz kalmadı da seninle mi uğraşacağız ya.
Memleket parsel parsel satılıyormuş, din profilli tuzaklarla emperyal hedefler formülleniyormuş, ne olduğu belli olup belirsiz bırakılan kurumlar ve kişiler memleket üzerinde dönme kutsallığında ince hesaplar yapıyorlarmış, güzelim Anadolu için emperyalistl ağızların suyu akıyormuş, bizimkiler de limon tutarak sulandırıyorlarmış, vatan, millet, din, iman maskesiyle hiç tahmin etmediğimiz kamu adamları bile buluşup, görüşüp bir çıkar uğruna bilmemneler konuşurlarmış, ülkedeki tüm iddialı teknik bulgular, petroller, madenler... hasıraltı edilirmiş, organ ticereti için iyi pazarmışız, falan filan.. uğraşma.
Sürü vatandaşlardan biri olup sefa sürmek varken, niye cefalar dolarsın başına?
Bu memlekette din iman vatan millet diye söyle, al lokmasını ağızlarından sürü halkın. Kandır, sömür, doğalgaza istediğin kadar zam yap, ihalelerden payını unutma, askerlik için çürük raporu al, ses çıkaran olmaz. Böyle araştırmalar yapıp yazı yazarak niye kafa yoruyorsun. Sıradan vatandaş ol, kafayı çalıştır köşeyi dön.
Ukala, geveze, bıktıran demagoglukla mantık örgüsünü çökerten insanları destekle. Onların peşine takıl. Sana da bir şeyler düşer. Kılıçdaroğlu gibi dürüst adamlara da ihtiyacı yok bu memleketin. Çalacaksın çırpacaksın. Ardından vatan millet, din dedin mi iş tamamdır. Alimallah kanalizasyon suyundan çorba yapsan iştahla içerler.
Teknoloji üstünlüğü, bilim, çağdaş uygarlık bu memleketin neyine.
A ah. Bizim Şaban Aktaş'ın söylediklerine bak.
Git otur şiir yaz ya.
Milletin aklını karıştırma, onlar sürü sürü yaşayıp gidiyorlar.
Baksanıza yazdıklarınıza duyarlık gösterip paylaşan insanlar da çıkmış.
Kardeşim Aktaş,
Söylediklerini ben duymamış olayım, sön söylememiş ol.
kal sağlıcakla.
Çok güzel noktalara temas etmişsiniz sayın Şaban bey.Hele yılbaşı gecesi hayatlarının baharında ki yedi gencimizin elim bir şekşilde hayatlarını kayebtmesi ve suçlu olacak kişilerin ise olayı başka yöne çekmesi tepeden inme yetkililerin acizliğini vurgulamakdır. Daha örnekler çoğaltılabilir tabi.
Çok beğendim yazınızı,düşünen,yorumlayan beyninize sağlık.
Saygılar.
21. yüzyıla bilişim-teknoloji çağı diyorsak ki her emaresiyle ve eserleriyle uygundur;bunun gereği olarak da "İLETİŞİM" alanında üretmekren tüketmeye,mevcutları geliştirmekten korumaya kadar her çareyi düşünme konusunda, büyük devlet olma iddiasında olan her milletin yöneticisinden fertlerine kadar herkes, yükümlülüğünü yerine getirmelidir.
Siz de bu büyük milletin iyi yönetilemeyen bağımlı ülkesinde elinizden gelen uyarı ve beyin jimnastiği yapma görevini bu samimi denemeyle yapmışsınız.TEBRİK EDERİM.
Şapkayı öne atıp ciddi ciddi düşünmenin ve Cumhuriyeti koruyup, kollamanın zamanı geçmek üzeredir.
HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT BİLİMDİR !
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
Paylaşımınız için teşekkür ve tebrik ederim...
Fazla yoruma gerek yok,zaten can alıcı noktaları kopyalayıp yapıştıdım yorumuma...daha ne ekleyeyim ki...
Yorumun için teşekkürler hüzünlüşarkım; ancak şu noktayı vurgulamak ve atını çizmek isterim; hiç kimse dini inanç doğrultusunda sokağa çıkıp tebliğ sunamaz, bir başkasına baskı kurarak ya da kurmayarak doğrudan ya da dolaylı telkinde bulunamaz, bunun adı inaç özgürlüğü değildir...Türkiye Cumhuriyeti kuruluş anayasası itibari ile modern laik bir hukuk devletidir.Bu ilkeleri değiştirmek isteyenler kesinlikle ya Ermeni ya da Yahudi cemaatinin çıkarları ile işbirliği içinde dolayısıyla da emperyalist işbirlikçidir.Hassasiyetlerimizi baltalamaya kimseni hakkı yok, bu kişilerin rütbe ve makamı taşıdıkları sıfat ne olursa olsun, Cumhuriyetin Savcıları gereğini yapmalıdırlar...
Atatürkün şu sözünü anımsayalım;
''EFENDİLER ; BU MEMLEKET, ŞEYHLER PİRLER, MECZUPLAR TARİKATLAR ÜLKESİ DEĞİLDİR...''
SAYGILARIMLA.
Şaban Aktaş tarafından 1/3/2009 9:05:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
YILBAŞI kutlamalarına dileyen katılır dilemeyen katılmaz !
Katılan kendinden, katılmayan da yine kendinden sorumludur.
İnanç varsa eğer, inancın kime, neye olduğunu bilmekte vardır.Bilmediği anlamadığı bir inanca nasıl inanır.Ya da neden merak edip okumaz , birilerinin diretmesiyle , hoş geleni benimsemesiyle inandım der ki ?
Şunu anlamakta zorlanıyorum..
Müslümanım diyen kişiler neden hep bağnaz, yobaz, bilgi ve ilimden yoksun olarak algılanırlar ?
Oysa en büyük ilim Kur-an gerçeklerinde var.Kainatı yaratan son ve hak kitabında her olanı ve olacağı yazıp, inananlara göstermiyor mu ?
Uygulamayanların, uygulatmayanların neticesi değil mi Gazze ?
Soruyorum ..
Bırakalım yahudiyi, hiristiyanı ve diğer dinlere mensup olan insanları bir kenara,
İslamiyetin doğduğu topraklara sahip olan, BİZ İslam devletiyiz diyerek caka satan sözde islamiyet kurallarına göre yönetilen ülkelerin insanları neden vicdanlarını dinlemiyor Gazze' yi görmezden geliyor ?
Müslümanım diye geçinen insanlar vicdanlarını yöneltsinler hakka, sonra gitsinler yıl başını kutlamaya !
Kendi değerlerinin değerini bilmeyen toplumları böyle içten dıştan çökertirler..
Kimse kendini Allah yerine koymasın !
Kimse yaptığı ibadetle övünmesin !
Kimse İSLAM anlayışına gölge düşürmesin !
Önce kendimizi bilelim sonra da ,
Casusları tanıyalım...Tanıtalım...
Bu ülkede herkes eşittir...Değil diyenler reşit olup çıksınlar meydana...
Ne Mutlu Türküm Diyene !
Yaşasın Cumhuriyet !