- 905 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
pulsuz mektuplar
BANA BİR MASAL ANLATMA BABA
Ben geldim babam. Yine ben geldim. Daraldım, bunaldım, yoruldum da geldim. Her zaman ki gibi, bak yine çaldığım ilk kapısın sen…
Nerede ve ne şekilde olduğun önemli değil. Gitmiş olmakla babalıktan istifa edilmiyor.. biliyorsun değil mi… Bak , yine babamsın… çalınan kapı, tutulmak istenen el, saklanmak istenen yüreksin. Sakla beni babam, sakla. O sıcacık, sevgi dolu yüreğinde sakla. Ne güzel olur beni orada alıkoysan. Hiç salmasan beni bu çirkinliklerin, bu yalanların, acıların içine…
Sana bir anne olarak değil, bir çocuk olarak geldim. İçi üşümüş, kalbi ve onuru kırılmış, harcanmış, yıpranmış, her şeye küsmüş, artık iyiyi kötüyü ayıramayan bir çocuk olarak. Ve biliyorum ki ; hangi yaşta olursa olsun bu çocuk o kapıyı her zaman çalacak.
İnsanlar taşıdıkları isimlerin yüklerini de mi taşırlar babam? Eğer öyleyse sana çok kızıyorum. “SEVGİ” nin bedelleri çok ağır be babam…!!! O sevgiler beni çok hırpaladı, öyle acıttı ki canımı; acımdan ağlayamadım bile karagözlüm.
Senin öğrettiğin gibi değil artık dünya bitanem. Hiç acıması yok insanların. Kim oldukları, hayatında hangi konumu işgal ettiklerinin hiç önemi yok. En yakının, en sevdiğin bile pimi çekilmiş
Bir bomba gibi… her şey ve herkes her an elinde patlamaya hazır …
Pusudalar sanki… ve hiç önemli değil biliyor musun dünde senden aldıkları ya da onlara sundukların… hep yarın ne alacakları var akıllarında ve o alacaklar riske düştüğünde …gümmmmmm…!!!!
Sevgiler, tutkular, o bitmez sandığın sevdalar, hani bizim çok önem verdiğimiz arkadaşlıklar, ölüme yola çıkılan dostluklar…. Ne sayayım sana bilmem ki. Anlayacağın ; senin olmazsa olmaz diye öğrettiğin güzeller, doğrular birer birer sonu hep kötü biten masal oluyor.
Eskiden düşman ayağa bakarmış ya… şimdilerde yüreğinin en ücra köşelerine bile giriyor, gözlerinin içine bakabiliyorlar pişkin pişkin…ve yontulması gereken tarafa yontuyorlar dostluk ibresini oynatmadan. Sen kendine geldiğinde alınan alınmış, çalınan yerine
ulaşmış olarak sana posasını sunuyorlar bakır tasta bir de fütursuzca lütfeder gibi.
Hayat neden bu kadar küstahlaştı, insanlar neden bu kadar bencilleşti babam. Eskiden güzel olan şeylerin alıcısı çıkardı. Şimdilerde hayattan soyutlanan onlar. Ne kadar çirkin, ne kadar olumsuz, ne kadar yanlış varsa pazarı o kadar geniş ilişkilerin..
İnsanlar artık kimliklerini bile peşkeş çekebiliyorlar kıçı kırık üç kuruşluk geçici heveslere, yalanlara, çirkinliklere…sevgisizlik almış başı gidiyor…
O kadar kolay satışa sunuluyor ki o canım sevgiler, dostluklar, sevdalıklar…
Babam…
gece gözlüm…
sıla yüzlüm.
Sevda yüklüm benim…
Bıçak sırtına emanet artık yürekler...
İnsan olanı acıtıyor bu gerçekler…
Pamuk prensesler yok artık masallarda…
Zehirli elmayı sunan eller hakim artık masallara…
Alice harikalar diyarında kaybolmuş.
Çünkü harikalar diyarı dünya olmuş…
Kül kedisi sindirella o balodan hiç dönememiş.
Neden mi? Saat 12 olmadan iyilik perisi istifa etmiş
.keloğlan durulmuş, pollayanna yorulmuş…
heidi’yi peter vurmuş…
anlayacağın babam..
o güzelim masallar masal olmuş….
BANA BİR MASAL ANLATMA BABA...BIRAK KALSIN ESKİ MASALLARIN TADI DAMAĞIMDA...
YORUMLAR
babaya özlem, korunmaya muhtaç, anne olan küçük bir kız çocuğunun, yaşadığı keşmekeşi hüzünlü dizelerde iki sefer okudum, gerçeklik payı malesef oldukça yüsek olmakla beraber hayat hep hüzünden ibaret değil, bizi var eden ümitlerimiz varki hağla hayattayız, onca siyahlık içinde beyazları görebiliyorsuz ki, hocanın dediği gibi ıssız bir köyde sevdiğim ve ben diyorum hayalimde...
yüreğine sağlık şair
rüzgarlı tarafından 1/1/2009 7:09:05 PM zamanında düzenlenmiştir.