4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2834
Okunma
1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “insan haklarının anayasası” olarak tanımlanır. İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürür. 1948’de kabul edildiği tarih 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır.
BM’nin altı temel insan hakları sözleşmesi vardır:
Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi
İşkenceye Karşı Sözleşme
Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi
Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
Çocuk Hakları Sözleşmesi
Evet dostlar, Dünyada insan hakları evrensel beyannamesi adı altında bir bildirge var ve bu bildirgenin altında Türkiye’nin de imzası var...Yani İnsana insan gibi muamele edileceğine ve insanlara din, dil, ırk ayrımı yapmadan eşit muamele yapılacağına dair bir sözleşmedir bu peki gelelim ülkemizde insan hakları ne aşamada,
1.) 1 Mayıs 2008 tarihinde İstanbul’da 1 Mayıs Kutlamaları yapmak ve 1977 yılında 1 Mayısta katledilen 34 canı anmak ve Taksim meydanına çelenk bırakmak isteyenlere polislerce orantısız güç kullanılarak insanlığa sığmayacak bir müdahalede bulunulmuştu, bugün o olaylarla ilgili bir rapor yayınlandı ve polisin orantısız güç kullanmadığına, hastane bahçesine gaz bombası atılıp hastaların zor durumda bırakılmadığına ve sıkı durun bir çevik kuvvet müdürünün bir başka olayda orantısız güç kullandığı gerekçesiyle görevden alınan bu çevik kuvvet müdürüne 1 Mayıs 2008 tarihinde polislerce çıkarılan bu olayların araştırılması ve rapor düzenlemesi için görev veriliyor eee burası Türkiye her yapılan anormallik normaldir...
Ve bu Çevik Kuvvet müdürü düzenlediği raporda polisin orantısız güç kullanmadığını kadınların saçlarından tutulup yerlerde süründürülmediğini, ülkemizi gezmeye gelen turistlerin polislerce katiyetle dövülmediğini, polisin lokantalara, kahvehanelere girip gençleri Coplamadığını, hastane bahçesine hiçbir surette gaz bombası atılmadığını rapor etmiş ve buna Emniyet Müdürlüğü ve Valilik de uyarak polislerin bir suç işlemediğine karar vermişlerdir..
E ne diyelim koskoca Emniyet müdürlüğü , Valilik yalan mı söylüyor, hain göstericiler kendi kendilerini dövmüşlerdir, hatta hastaneye gaz bombası atanlarda bu pis göstericilerdir, kızları yerlerde sürükleyenler ve insanlara orantısız güç kullananlarda polis kılığına girmiş göstericilerdir değil mi?
2-) Hapishanede Engin Çeber dövülerek yine polislerce ve gardiyanlarca öldürülmemiş miydi?
3-) Erdal Eren isimli bir mahkum polise mukavemetten 17 yaşında suçlu bulunmuş ve yaşı büyütülerek idam edilmemiş miydi?
Bu örnekler daha da çoğaltılabilir, umarım bu insan hakları bu insan haklarını çiğneyenlere de gerekeceğini bilerek davranmalarıdır...
Dünya İnsan Hakları Gününüz Kutlu olsun...
Kazım DOĞAN
10.12.2008