- 1085 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Alin nasihatlarinizi basiniza calin!
Bazi insanlar vardir ya, kelimeleri öyle bir hos cevirirler dilleri ile,
vardir bir kac Insan, yapmakla degil söylemekle yitinip kendileri inanmadan uygulanilmasini isteyen baskalarinin üstünde haritalar cizen, nasihatlarini istemesende ortaya savuran kendini bilmezler.
Haktan hukuktan bahs eden, baskasindan duydugunu harfiyen, kendi beyinlerinde üretmiscesine, öyle bir gururla anlatan, dillerini cok güzel kullanan Insanlar.
Vardir kendilerine haksizlik edildiginde haklarini canla basla savunan fakat hak yemeye sira geldiginde sinsice tehditler yagdiran, duygu sömürüsü icinde yürklerini yakan, bunu yaparken hic vicdanlari sizlamadan yinede "hak yemeyin" nasihatlarini dillerinde dolandiran Insanlar.
Yinede Nasihat ediyorlar, cünkü kendilerini ancak öyle rahat hissediyorlar.
Öyle bir inanmislar ki anlattiklarina, kendi söylediklerini yasamaktan aciz kalmislar.
Alismislar örtmeye kusurlarini tatli sözleriyle, karistirmislar söylemek ile uygulamanin anlamini.
Alismislar insanlik adina konusmaya, toplumda yerlerini öyle bir belirlemisler ki.
Alismislar yönetmeye, cevirmeye, cizmeye göstermeye nasihat yaparak üstte kalmayi.
Alismislar nasihatlarin icinde tehdit savurmayi.
Alismislar oturduklari yerden kararlarini ve gösrüslerini tertemiz insanlarin üstüne sicratmayi.
"Alin nasihatlarinizi basiniza calin"
demek geliyor ya icimden, yinede insandir diyorum, nasihat vermek den geri durup.....dinliyorum.
(Yinede nasihatlari kiyisindan kösesinden dinlemek dogrudur, belki bir gün kiyisini yakaladigin nasihat senin hayatini kurtaracaktir.)
YORUMLAR
Öncelikle tesekkür ederim yorumunz icin.
Ben nasihatlari basa calmak yerine dinlerim bunda bi sorunum yok, yalniz yazida belirlendigi gibi, kendileri nasihatlari kendi cikarlari icin insanlara söyleyip kendinde uygulamayanlar icin diye acikca yazdim.
Yaziyi tekrar okursaniz sanirim anlarsiniz ne demek istedigimi.
Saygilar
Sevgili Yıldızkayması, yazınızı okuyunca Mevlana Hz lerinin yaşadığı bir olay geldi aklıma.
Mevlana hz leri her gittiği mecliste insanları doğru ve güzel olana davet ederek, dilinin döndüğünce nasihatler, öğütler verirmiş.Ve dermiş ki, "içiniz nasılsa dışınız aynı olsun. Ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol. Kötü insanların bulunduğu mekanlara girmeyin, onlarla muatap olamyın" Bu sözlerini dinleyen ve nasihattan hiç hoşlanmayan biri kendi kendine kızarak, bir gün Mevlana hz lerini takip eder. Gayesi açıktır. Bir kusurunu yakalayıp, verdiği öğütleri yüzüne gelmektir.
Bir gün, Camiden çıkan Mevlana hz leri karşı dükkan sahibinin dükkanına girer. Bu dükkan sahibi ki, o çevrede iyi tanınmaz. Namaz kılmaz. İşi gücü dalga dalavere ve dolandırıcılıktır. Bir kaç arkadaşıyla aşka meşke dalan dükkan sahibi mevlana hz lerini dükkanında görünce büyük bir saygıyla karşılar ve kadın kız muhabbetini hemen keserek sözü Mevlanaya bırakır. Siz varken bize söz düşmez hocam, hele açın şu gül kefesinide havamız değişsin der. Saatlerce sohbet edilir ve Mevlana hz. leri belli bir zaman sonra dükkandan çıkar yola koyulur. Bizim kabahat arayıcı ,aradığını sonunda bulmuş olmanın sevinciyle peşine takılır. Sokak başında yakalar ve
Siz dindar hocalar, bize ya olduğun gibi görün dersiniz ama siz olduğunuzdan farklı yaşarsınız. Kötülerin yanına gidip onlara önem vermeyin desiniz. Siz yanından gelirsiniz. Sizin sözlerinizle yaptıklarınız bir birini tutar mı? der.
Mevlana Hz leri adama gülümser. Evladım senin sırtında gül kefesi varmı ki, girdiğin leş kokulu mekanlara; gül kokularını yayıp burcu burcu koklatasın. Sen büyük sözü dinlemekten, büyüklerini anlamaktan, kendi kusurlarını görmekten aciz bir körsün ki, bataklığa girdimi çıkmayı beceremezsin. Bizim öğütlerimiz sizleri koruyup kollamak içindir. Sana verileni al, ama sana veren ne halde olursa olsun, sen halince kal. Olaki peşine takıldığında izini kaybedersen, bulamazsın kendini kurtaracak sal.. . Benim sırtımdaki gül küfesini taşımakta her yiğidin harcı değildir. Çöplükleri temizlemek için bu yükü hep yanımda taşımak zorundayım. Ben bu yüke razı olduktan sonra sana ne gaile düşer. der.
Ben bu hikayeyi okuyunca, çağımız insanları üzerinde çok düşündüm. Kimse öğüt almak istemez ama hayatta her şeyi yaşayarak öğrenecek kadar uzun değildir. Bir birimizin açığını arayacağımıza sadece bize verileni alıp, değerimize değer katmak en akıllıca olanıdır. Kimlerin iyi kimlerin kötü olduğunu ve niyetleri bilen sadece Allahtır.
Eğerki verilen bir nasihat ise; bu cevherden daha kıymetli, gülden nesafetli, belki yaşayacaklarımazdan etkilidir. Başa çalmak yerine, yüreğimize ekmeli ve zamanı geldikçe boy atan dallarına tutunmalıyız.
Muhakkak ki, sizde bakış açınızda haklısınız.
Selamlar sevgiler.
ŞAHİNKILIÇKAN tarafından 12/3/2008 1:22:14 AM zamanında düzenlenmiştir.