KAYIP DÜŞLERİN ATLASI... / YAŞAYABİLDİĞİN KADAR...
"Yaşayabildiği yere kadar..."
Kanıma kan katıp yürüyorum savaşa...
Ardımda bıraktıklarımın değerini gözlerimden düşüreli çok oldu... Ki hangi değere sahip çıktıysam elimi yaktı...
Yüreğim kadar olmasa da yaktı, yıktı...
Hangi şehirden geçtiysem acının gözyaşını gördüm küçük çocuklarda... Ve hangi şehirlerarası terminale uğrasam en güzel gülen yüzlerin ardında bile kahırla ağlayan, iç çeken bir ruh gördüm...
Hala görüyorum...
Şimdi adını bile bilmediğim bir şehirlerası terminalde içimden dökülenleri yazıyorum kağıda...
Sonra bu kağıdı buruşturup atacak olsam bile, tarih yazdıklarımı asla yabana atmayacaktır, unutmayacaktır...
Konu sen olunca satırlarımın sonu gelmiyor kadın...
Adına yazdığım onca şiirin, yazının, bestelediğim sahne sahne onca tiyatro oyununun değerini hala anlamadın, anlamayacaksın...
Gün gelip ben dünya üzerindeki mukadderatımı sona erdirdiğimde, işte o zaman, işte o anda anlayacaksın...
Ki kahır çeken ruhum edebiyen (ebediyen değil, bilakis öyle yazdım) peşini bırakmayacaktır dünyadaki l/eşinin...
Çölde ölmeye yüz tutmuş bir çiçeğin üzerinde dolaşan akbaba gibi hissettirdin bana kendini... Boynumu bükeceğim anı bekliyorsun sen, boynumu bükeceğim anı bekliyor hayat... O an vuracak darbesini...
Hangi darbe ki kanlı olmamış, ruhların katline sebep olmamış...
İyileştirmek için yapılan iğneler bile, battığı yeri acıtır dahası kanatır...
Sen bana iyi olmadığın gibi, sol yanıma battın batalı acın eksik olmadı içimden...
Sen bu satırlara rahat yaşantının ardında gülümseyerek bakarken, benim bir adımım kutup soğuğundan daha soğuk, diğer adımım cehennem ateşinden daha sıcak yerlere basıyor olacak.....
Bu ne tezattır Tanrım... Bu ne yaman bir Aşktır, ki seni bana unutturmuyor ve acıtıyor...
...
"Bütün kelimeler dilimin altında ilaç niyetine, her an senin krizini geçirme korkusuyla yaşıyor kalbim...
Yaşayabildiği yere kadar..."
Gökay Birkan SUCAKLI
Kayıp Düşler Atlası - Sondan bir önceki sahifeler...
15/09/2008