- 967 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Maaşımın, başına gelenler.
Henüz bir kamu kuruluşunda yeni işe girmiştim ve yeni girdiğim mesleğimde sanırım daha iki yada üç aylık falan memurdum, mesleğe girer girmez aldığım ilk aldığım maaşımla ilçedeki en usta terziye kendime güzel bir lacivert takım elbise yaptırmıştım.
Elbisemin modelini de diktirirken önce terzide kendim seçmiştim, o yıllarda gençler arasında çok moda olduğu için, dik yakalı altı düğmeli en güzel kumaştan olan ceketi vardı.
Sonra onun altına da yine aynı kumaştan ütüsü desen bıçaktan keskin çok güzel bir pantolon yaptırmıştım.
Terzim de bulunduğum ilçenin en usta terzisi olduğu için elbisemi özene bezene yapmıştı, terzim benim için yapılan takım bu elbisemde tüm marifetlerini ustalığını göstermişti.
Meslekteki İkinci ayım ya da üçüncü ayın maaşını yeni almıştım, ve aldığım bu maaşımın tamamını beşlik onluk bankonatlar halinde güzelce katlayarak, gözüm gibi koruyup baktığım bu yeni yapılan takımın ceketinin, iç cebine koymuştum ve sonra onu takım halinde duvardaki gömme dolabımın içindeki uzunlamasına duran yuvarlak çubuk üzerindeki askılığa asmıştım.
Hiç unutamam o günün şartlarında bu koyduğum para yani maaşım benim için o günün şartlarında çok iyi paraydı, tamı tamına ek ödemeyle birlikte 1965 yılının parasıyla bu para 765 liraydı, şimdi bu anlatacağım olaydan dolayı bunu hiç unutamam.
Bir gün amirliğimden bir telefon almıştım, o gün acele olarak benim vilayette yapılacak olan bölge, müdürlüğündeki iş toplantısına benim de gitmem istendiği için aceleyle çağrılmıştım.
Benim o zamanki çalıştığım teşkilatta katılacağım bu ilk toplantıydı ve bu ilk toplantıda ben sorumlu olduğum işlerle ilgili yapılanlardan oradaki amirlerime bilgi verecektim.
Vilayetdeki toplantı yerine bulunduğum dairemden hareket etmek üzere, yeni yaptırdığım elbisemi astığım dolaptan çıkarıp ve artık giyinmeye başlamıştım.
Her zamanki elbise astığım yeni elbisemin bulunduğu dolabımdan, askıya astığım yeni yaptırdığım elbiselerimi çıkardım ve onları giyindim.
Artık şık bir şekilde vilayete gitme zamanım gelmişti, dışarıda o günlerde pek az dairede bulunabilen 52 model wlys arabam şöförüyle hazır beni bekliyordu ve ben artık yola çıkmak üzere son hazırlıklarımı yapıyordum gitmek için
Bana vilayete gittiğimde ne de olsa para da lazımdı ve o paranın da o gün ,cebimde olduğunu biliyordum.
Yinede paramı kontrol etmek için, elimi yeni takım elbisemin çeketinin iç cebine attım.
Bir de ben ne göreyim dersiniz, el attığım cebimden elime bir tutam un ufak olmuş kağıt parçası geldi ve onları çıkardım baktım, bir de ne göreyim dersiniz, işte şimdi sıkı durun bakalım.
Bir fındık faresi o askıda bulunan yepyeni elbisemin iç cebime girmiş, ve cebimdeki katlı duran tüm kağıt paralarımı katlandığı kısımdan bir güzel yemişti, ve işte elime gelen bir tutam kağıt parçaları da bunlardı.
Şaşırmıştım, elbisem hep askıda ve dolaptaki boşlukta takılı olurdu ve hiçbir yeri de yere ya da duvara değmezdi, nasıl oldu da o fındık faresi, oraya çıkmıştı ve havada asılı duran ceketimin cebine girmişti bunu ben hiç anlamadım.
Uzatmayalım lafı, ben oradan doğruca ilçedeki tek banka olan Ziraat bankasının yolunu aceleyle tuttum, ve doğruca önceden tanıştığım banka müdürünün odasına giderek başıma gelen olayı banka memurlarından gizli olarak oradaki banka müdürüne anlattım.
Müdür bana bakıp katıla, katıla gülüyordu, ne olduğunu anlamayan banka çalışanları, işi gücü bırakmış artık başımıza toplanmıştı onlarda ne kadar gizlesem de olayı müdürlerinden öğrenince bu defa onlar da gülmeye başlamışlardı.
Müdür o arada yüzüme bakıp ne dese beğenirsiniz, demez mi ki bana bana ”eeee dostum haydan gelen, huya gider ”demek ki senin bu paranın içinde, helalından çok biraz haram varmış ki bu böyle olmuşve senin paranın başına bunlar gelmiş dedi yine gülerek.
Adamın yani banka müdürünün bu sözünü, hiç unutamam, neyse oradaki bankacılar benim parayı “ yarısı yenmiş paramı “ bir şeylerle ölçtüler biçtiler ve benim o başına iş gelen paranın yarısına yakın bir parayla maaşımı değiştirdiler. ve ben aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen bu olayı hiç unutmamam ve ben de anı olarak kalmıştır.
A.Yüksel Şanlıer
11 Kasım 2008-11-11
Antalya.
YORUMLAR
insanın üzülesi varsa bile gülüyor :) belki de düşürecektiniz o parayı, ya da çaldıracaktınız. Bence güzel kazanılmış para imiş ki fare sayesinde tekrar yarısına sahip oldunuz. Benimkisi de farklı bir avuntu önerisi. Zevkle okudum, dilerim insan kılıklı farelerden korusun sizi Allah:)
kardelen1 tarafından 12/5/2008 4:30:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
ÜSTADIM HAY DA ALLAH HUY DA ALLAH!
SİZ HİÇ ÜZÜLMEYİN SADECE NASİP KISMET DİYELİM. BU KELİMENİN ANLAMINI BİLMEYEN HAY DAN GELİR HUYA GİDER DER AMA NE DENMEK İSTEDİĞİNİ MAALESEF ONLARDA BİLMİYOR.SÖYLENMEMESİ GEREKENLERİ HER ZAMAN İNSANLARLA ALAY OLSUN DİYE DUYMAZMIYIZ ZATEN .KEŞKE HERŞEYİMİZ HAYDAN GELİP HUY A GİTSE.SAYGILARIMLA EFENDİM.
((*DJ_YILDIZ*)) tarafından 12/5/2008 8:57:27 AM zamanında düzenlenmiştir.