- 3167 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yabancı Yazar
Ama hiçbiriyim artık... küpüklerle son kez öpüşen batık bir yelkenli gibi-girdaplardan bir türlü kurtulamıyorum ki... ve barajını yıkan yorgun su bekleyişinde deliriyorum, anla artık haykırıyorum-arkamda yine senin cesaretin; bir tek seni seviyorum...
(hadi dön, bu son bekleyişimde şaşırt herşeyi...)
-darağacında kalan gizli bir aşk tadında yazıyorum. Çünkü öyle bir dokunuyor ki yokluğun-ölümü satırlara işliyorum. Biliyorum, yine kızıyorsundur. Neden “ölüm” kelimesini yakıştırdığım için kendime, haklısın. Ama bilmelisin ki, yokluğunda ölümün yüz değişik yüzünü görmüş biri olarak, artık bir parçam da o benim/ en az yaşamak kadar...
(bak yine darağacında kaldı gizli kelimelerim, affet ne olur! Artık böyleyim ...)
“bin ömür esaret için-bir gamzeli gülüşünü seçtim, anla halimi...”
Devrilir gider yeryüzünden bir çınar ağacı, inan karolurum. Dökülen onlarca yaprağına değil de, gövdesine inen bir balta yaralar, yorgun bedenimi... sen ki, emek ver-inandığın uğruna ama gel-gör ki en ağır darbeyi yine ondan al! Bu utanca katlanır mı yürek? Ve ağır gelmez mi binlerce yetim kuşun yuvalarının yerle bir olması...
(bak sevgilim neler geldi başıma, ağacımızı da... neyse!)
“nasıl da sığdırmışım ölümün sesiz dairelerini 1, gezegeni buldum sanaraktan..”
-artık kendi kaderine küskün bir baba gibiyim evine kuru ekmekten başka bir şey götüremeyen ve dargınım esen yel gibi yanımdan giden onca yıla... intikam türküleri yazan bir ozanın sazından çalınma melodi kadar paslıyım mutluluğa ve sorma neden mi böyleyim-inan artık hiçbiriyim...
(şu sıralar çok soru sorma, lütfen-ağır geliyor artık yaşamak...)
Bilmiyorsun, örümcek gibi örüyorum ağlarımı hani bir yakalasam ayak izlerini, karınca hızıyla dahi olsa bile bırakmayacağım gölgeni...korkuyorum, yitirirsem asi bir güneş ışınıyla gözlerimi, rüzgara seni anlatacağım bir an önce kokunu getirsin diye; unutma, ben seni hep sevdim, seveceğim de; dünya kötülükle üzerime gelse de...
(geçtiğin yollardan belli çiçekler nasıl da “aşk” kokuyor...)
...ve kendine yabancıdır bir yazar; beynindeki gıcırtılı düşüncelerden sonra yine hayatın suskunluğuna sığınır, bulur kendine mağara... elbette yalayıp geçecektir zaman bir yerinden... susacaktır! Susmayı, inanmak bilecektir...
(içimde kaynayan,taşan her söze-mutluluk dayansın hep gülen yüzüne...)
Unutma, her acıya katlanır yürek
“unutulmasın” yeter ki...
Emre onbey
YORUMLAR
yine süper bir yazı tebrikler.okuyunca yazılarınızı,şiirlerinizi hissediyorum satırları.imreniyormuyum? itraf etmek gerekirse evet.başarılı satırlarınızın devamını diler saygı sevgi sunarım