ÖNCE EDEP
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Edep, hakikatin büyüklüğü karşısında iki büklüm olmak, kendinden geçmek, teslim olmaktır. Yunusun odunları misali daldan pürüzden budanmaktır. Elif gibi dimdik, ok gibi dosdoğru olmaktır. Herkesi haliyle hoş görüp Halikın hatırı için mahlûka merhamet edip sevmektir. Kuranı hayata hayat yapma yolunda, ilahî hedefi Kuran ahlakıyla ahlaklanmaktır. Gerek dünya gerek ukbâ adına atılan her adımı itidal ve denge üzre atmaktır. Kulluk şuuruna ermek, ruhu ve bedeni sünnet-i seniyyenin nuruyla huzura erdirmektir. Habib-i Zişanı bu yolda kayıtsız-şartsız rehber kabul etmektir. Edep, Onun gibi oturmak, Onun gibi kalkmak, Onun gibi bakmak, Onun gibi yaşamaktır. Onun gibi Hakkın teveccühünü kazanmaktır Edep, dünya ve nefsin oyun ve desiselerini bilip akıl anahtarıyla kalp kapısını aralamaktır. Hz. Osman edep timsaliydi. Kapalı kapılar ardında bile elbiselerini çıkarmaktan çekinirdi. Edebinin derinliğinden dolayı Efendimiz ;”Ashabım içinde bana en çok benzeyendir.”diyerek kendilerine benzetmişlerdi.”Herkesin cennette bir dostu vardır. Benim dostum da Osman dır.”Tarih, Kurân karşısında edebinden sabaha dek uyumayan bir başka Osmanı daha kaydeder. Rabbim, Kuran karşısında sabaha kadar edeple el-pençe divan duran kul Osman Gazinin soyuna da koskoca bir imparatorluk çınarını büyütmeyi layık görmüştü. Bizim de şu acımasız dönemde; edebi, edepsiz ham ruhlara ilim yoluyla anlatacak yeni Osmanlara ihtiyacımız vardır. Edep insanın zînetidir. Edep, insanı nefsinin hevâsına uymaktan korur, kurtarır; “İnsanın edebi altınından hayırlıdır” denilmiştir. Edepten mahrum bir insan, bir cemiyet için muzır mikroplardan daha tehlikeli bir mahlûktur (Ömer N. Bilmen) Bektâşîler’de “edep erenlere” tâbîri vardır. Biraz ayıp veya edep dışı bir söz kullanılacağı zaman “sözüm meclisten dışarı, hâşâ huzurdan” anlamında kullanılır:, bu “hâşâ huzûrunuzdan, sözüm yabana” demektir.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in çocukların eğitilmeleri ve güzel ahlak ile terbiye edilmeleri üzerinde de durmuş ve bu konuda birçok tavsiyede bulunarak yol göstermiştir Peygamberimizin (s.a.v.) bu konudaki sözlerinden bazıları şöyledir: "Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz " Çocuğun, babası üzerindeki haklarından biri ismini ve edebini güzel yapmasıdır "Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın.Buyurmuştur.
Allahü teâlânın nimetinde, nimeti vereni görmeli, daima Onun huzurunda olduğunu düşünmeli, otururken, yatarken edebe riayet etmelidir. Yerken, içerken, konuşurken, okurken, yazarken, bütün bunların Allahü teâlânın kudretiyle yapıldığını, bütün işlerde Onun emrine uyup yasak ettiklerinden sakınmayı düşünmelidir. Böyle düşünmek çok üstün bir ibadettir.
İnsanda olmaz ise edep,
Neylesin medrese mektep.
Okusa alim olsa,
Yine merkep yine merkep..
Yunus Emre de şöyle der:
Ehli diller arasında aradım, kaldım talep.
Her hüner makbul imiş,illa edep,illa edep.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.