- 1591 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GEZİ NOTU // *** Boraboy'dan Selam Var ***
****** GEZİ NOTU //*** BORABOY’DAN SELAM VAR ***
Önceden davetli olduğum bir eğitim sendikasının yemek programına katılmak üzere dün (31.05.2008) öğle saatlerinde Boraboy’a çıktım.Yola yalnız çıkmıştım, Taşova-Ladik karayolundan Boraboy’a doğru ilerlerken etrafı daha bir alıcı gözle gözlemleme imkanı buldum.Yol kenarlarında yeşilin her tonunun hakim olduğu, giderek yükselen vadi boyunca en çok dikkatimi çeken ve yer yer şiirlerimde kullandığım haşhaş tarlaları ve bu tarlaları beyaz ve mor renge boyayan haşhaş çiçekleri dikkatimi çekti.Mercimek köyünden geçerken tam da anma yıldönümünde, 29 Mayıs 1993 yılında Almanya’nın Solingen şehrinde ırkçı saldırı sonucunda katledilen ve Taşova’nın Mercimek Köyü kabristanında ebedi istirahatgahlarında uyumakta olan Solingen Şehitleri’ni yadetmeden geçemezdim elbette.Ve arabamın içinde yüksek sesle ezberimde bulunan ve şair dostum Çelebi Öztürk’ün güzel bir tahlilini yaptığı ***Solingen Şehitleri*** şiirini okudum.
********** Solingen Şehitleri ***
-Ruhları Şadolsun-
Şimdi bahar vaktidir yüreklerde yadınız,
Kulaklarda çınlıyor hala o feryadınız,
Mahrem düşlerimizde saklı kaldı adınız.
..........Beyhudedir kalbimin çarpışan gelgitleri,
..........Şad olsun ruhlarınız Solingen Şehitleri.
Bir avuç küldür şimdi sizden geriye kalan,
Ve tarumar bir bahçe masum gülleri solan,
Hakikat bu müebbet gerisi hepten yalan.
..........Uhrevi dünyanızın şenlensin muhitleri,
..........Şad olsun ruhlarınız Solingen Şehitleri.
Var mı ki bu alemde bahtiyar olup gülen,
İki damla gözyaşı kirpiğimden süzülen,
Ne çare ben değilim bir tek size üzülen.
..........Zulmete ışık olur mazlumun ümitleri,
..........Şad olsun ruhlarınız Solingen Şehitleri.
(Taşova, 29.05.2007)
Ali Rıza Atasoy
Mercimek Köyün’ü geçip Taşova-Ladik karayolundan Boraboy’a doğru ilerlerken, serde şairlik var ya içimden şiir yazmak geldi, yazamadım ama daha önce kaleme alınmış şiirleri okumaya devam ettim.Bir bahar günü bu yoldan Samsun’a doğru giderken ilhamını aldığım ve hemen o akşam kayda alıp yayımladığım *** F i r a r i *** başlıklı şiirimi hatırladım ve yine yol boyunca ilerlerken yüksek sesle kendi kendime okudum.
********* F i r a r i ***
Bugün kaçtım kırlardan sessiz sedasız,
İçimde ışıklı kentlerin özlemi,
Bıraktım sükutu yeşil vadilerde.
Bekleyedursun dedim rıhtımda gemi,
Beklesin yolumu o eski vefasız.
Ladik’ten geçtim yeşillikler içinde,
Dilimde en içli hüseyni şarkılar,
Yüreğimin ucunda gurbetin hüznü.
Havza’da ah cıvıl cıvıldı çarşılar,
Hayat ne güzeldi esenlikler içinde.
Denizin maviliğini gördüm önce,
Ve kanat çırpışlarını martıların,
Gemiler yüzüyordu masum denizde.
Kulağımda melodisi şarkıların,
Dolaştım bir firari gibi gönlümce.
(Samsun, 19.04.2006)
Ali Rıza Atasoy
Taşova-Ladik karayolu boyunca ilerlemeye devam ederken sol tarafı gösteren Boraboy (Gölbeyli Beldesi) levhasıyla birlikte Boraboy yoluna giriş yaptım.Yolda beklemekte olan iki kişinin işaretiyle birlikte durdum; birisi Boraboylu olmakla birlikte halen bir başka beldemiz Çaydibi İlköğretim Okulunda görev yapmakta olan bir öğretmen arkadaş, diğeri de daha önce merhabalaştığımız Boraboylu bir vatandaşımızdı.Arabaya biner binmez hemen bizim ***Boraboy Şiir Günleri*** etkinliğinden söz açtılar, katılımcı şairlerimize ve iki yıldır böyle bir organizasyonu düzenleyen bizlere teşekkür ettiler.Yıllardır yaşadıkları beldenin ve bu beldenin ismiyle müsemma Boraboy Gölü’nün şiire ve sanata konu olmasından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.Bir Boraboylu olarak bizlere ve şair dostlarımıza şükranlarını belirttiler, katılımcı şair dostlara selamlarını gönderdiler.Derken Gölbeyli (Boraboy) köyüne girdik, vaktimin sınırlı olduğunu bir programa yetişmek durumunda olduğumu belirtmeme rağmen “hocam bir acı çayımızı da mı içmeyeceksiniz” diye sitem ettiler, ısrarları üzerine Boraboy köy kahvesinde kısa bir çay molasından sonda onları köyde bırakarak Boraboy’a doğru hareket ettim.
Kıvırım kıvrım kıvrılan Boraboy yolunda yolculuğuma devam ederken ilk durağım; Boraboy yolu üzerindeki yamaçta sol tarafta derin bir musiki ritmiyle her daim akmakta olan çeşme oldu.Çeşmede durarak o buz gibi akan nimetten birkaç yudum içtim, elimi yüzümü yıkadım, serinledim.Ve tabi yine giderek kademe kademe yükselen vadi boyunca serpilmiş yeşilliği ve tabiatı seyrettim.Sonra, Taşova’da ilk göreve başladığım günlerde Boraboy’a ilk çıktığım akşamüstünü hatırladım.Uzun yıllar şiir yazmamış bir şiirsever olarak, bana o ilk akşamüstü şairliğimi hatırlatan Borboy’un benim şair gönlümdeki yerini ve Boraboy ile geçen son üç yılımı düşündüm.Anılar bir film şeridi gibi bir bir gözlerimin önünden geçti.Boraboy için ilk şiiri yazan şair olarak Borboy’u bugün bir kez daha sevdim.Ve bu tabiat parçasıyla özdeşleşen *** Boraboy *** şiirimin ilk dizelerini kendi kendime mırıldandım.
********* Boraboy ***
Baygın bir yaz akşamı yolumun düştüğü yer,
O tenha derelerin gökle öpüştüğü yer.
Yemyeşil bir vadiden kıvrılmış ince yollar,
Tanıdık eller gibi uzanmış yeşil dallar.
Tarifsiz bir güzellik bir doğa harikası,
Gökyüzünden zirveye düşmüş zümrüt parçası.
İlk gördüm hayran oldum kapıldım ahengine,
Her zerresi boyanmış gökkuşağı rengine.
................Bir masal diyarıdır Boraboy,
................Tanrı yadigarıdır Boraboy.
(devamı antoloji sayfamdadır)
Ali Rıza Atasoy
(Taşova, 05.05.2006)
Ve güneş ve tabiat tüm ihtişamıyla Boraboy’un zirvesinde buluşmuştu her zamanki gibi.Boraboy Göl Gazinosunun kapısından girdiğimde, Göl Gazinosu Müdürü Mustafa Bey her zamanki güler yüzüyle beni kapı girişinde karşıladı. “Hocam buyurmaz mısınız” diyerek iltifatta bulundu ve ikramda bulunmak istedi.Kendisine Boraboy yaylasında düzenlenen bir eğitim sendikasının yemek programına davetli olduğumu, ama biraz geciktiğimi ve bu nedenle fazla kalamayacağımı, program bitiminde dönüşte tekrar uğrayacağımı belirttim. Bu arada baktım ki Göl Gazinosunun göle bakan teras kısmında İlçemiz Kaymakamı Sayın Özkan DEMİREL’in bir grup misafiriyle yemek yediğini gördüm.Bunun üzerine hemen gazinonun teras kısmına çıktım, Kaymakam beye ve misafirlerine selam vererek “hoş geldiniz, afiyet olsun” dedim. Beni karşısında gören Kaymakam bey “Ooo, müdürüm bu ne sürpriz, yine ilham almaya mı geldin, buyurmaz mısın” şeklinde takıldı, iltifatta bulundu ve masasındaki misafirleri tanıttı. Kaymakam beyin misafirleri; Amasya İl Emniyet Müdürümüz, Taşova Emniyet Amirimiz ve İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinden oluşan yaklaşık on kişilik bir gruptu. Kaymakam bey, biraz evvel sohbetleri esnasında bizim ***Boraboy Şiir Günleri*** etkinliğinden, şiirden ve sanattan söz ettiklerini söyledi.Bunun üzerine masanın öbür ucunda bulunan ve Kahramanmaraşlı olduğunu söyleyen Müfettişlerden birisi yanındaki boş sandalyeyi göstererek beni yanına davet etti, ben de Müfettiş beyin gösterdiği yere oturdum.Bir tarafımda da İlçemiz Emniyet Amiri Özcan Bey vardı.Özcan Bey, müfettiş beye hitaben “Efendim işte sizin gibi şair bir müdür” diyerek ayrıca takdim etti.Kahramanmaraşlı olunur da şair olunmaz mı, müfettiş bey yüksek sesle Necip Fazıl Kısakürek, Abdurrahim Karakoç ve Erdem Beyazıt’tan birkaç şiir okudu.Son olarak da Necip Fazıl Kısakürek üstadın ***Beklenen*** şiirini birlikte seslendirdik.
***** Beklenen ***
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni.
Bırak vehminde gölgeni,
Gelme artık neye yarar.
Necip Fazıl Kısakürek
Bu kısa süreli muhabbetin üzerine, Kaymakam bey “Müdürüm maşallah nereye gitsen hemen şairleri buluyorsun” diye takıldı. Misafirler müfettişlerimize Boraboy anısı olarak; arabamın bagajında bulunan Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu adına geçtiğimiz yıl yayımladığımız Ali Rıza Atasoy-Fesih Aktaş-Ömer Celep şiirlerinden oluşan ***Vadiden Esintiler-Şiirler*** adlı kitabımızdan birer adet imzalayarak takdim ettim. Ve kendilerinden müsaade isteyerek Boraboy göl Gazinosundan ayrıldım.
Davetli olduğum yemek programı Boraboy yaylasında açık alanda idi, itiraf edeyim ki Boraboy yaylasına bugüne kadar çıkmak nasip olmamıştı.Telefonda verdikleri tarif üzerine yemyeşil orman içinden süzülerek Boraboy yaylasına çıktım.İl Milli Eğitim Müdürümüz ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü bürokratları da yemek programına davetli idiler.Onlardan önce çıkıp İl Milli Eğitim Müdürümüzü karşılamayı düşünüyordum ama program yerine vardığımda İl Milli Eğitim Müdürümüzün ve beraberindekilerin benden önce gelmiş olduklarını gördüm.Kendileriyle ve sendika mensubu öğretmen arkadaşlarla merhabalaştık, bize gösterilen yere oturduk.Baktım ki bizim Ömer Celep espri ve fıkralarıyla her zaman olduğu gibi yine herkesi güldürmeye ve neşelendirmeye devam ediyor. İl Milli Eğitim Müdürümüz Necati AKKURT, Boraboy Şiir Günleri etkinliğinin Boraboy bölümünün nasıl geçtiğini sordu.Ben de çok güzel geçtiğini ve şair dostlarımızın Boraboy’dan memnuniyet içinde ayrıldıklarını belirttim.Katılımcı şair dostların hatırlayacağı üzere Müdür bey, etkinliğin Amasya Pirler Parkı’ndaki kahvaltı bölümüne katılmış ve burada bir konuşma yaparak katılımcı şair dostlara hoş geldiniz diyerek iltifat etmiş ve burada kısa süreli de olsa şair dostlarımızla sohbet etme imkanı bulmuştu. Ayrıca, o gün Vali beyle katılacağı bir başka programdan sonra etkinliğin Boraboy bölümüne de katılacağını belirtmişti.Geçtiğimiz yıl düzenlenen birinci etkinliğimize kendisi Suluova Milli Eğitim Müdürü olara katılmış ve büyük bir keyif aldığını ve bu seneki etkinliğin de her aşamasına katılacağını daha önce bana söylemişti.İl Milli Eğitim Müdürümüz Necati AKKURT’un iyi bir şiir okuyucusu ve sanatsever olduğunu yakinen biliyorum.Bu arada kısa da olsa Erdem Beyazıt ve şiiri üzerine de bir sohbetimiz oldu.Neyse, kendisinin de isteği üzerine kızı Sümeyra Bengisu Akkurt’u Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu’na üye yaptık ve bu vesileyle Müdür Bey grubumuzun paylaşım ve etkinliklerini Bengisu’nun sayfasından izlediğini de belirtti, memnuniyetini dile getirdi.
Boraboy yaylasında müthiş bir ziyafet vardı.Kuzular kızartılmış, yer sofrası kurulmuş ve çaylar demlenmişti. Mükellef bir ziyafetin ardından çay faslı ve Ömer Celep’in fıkra faslıyla birlikte güneşin yavaş yavaş ufka doğru meylettiğin gördük.Bu arada Boraboy Şiir Günleri etkinliğinde kameraman olarak görev yapan Taşova İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı ve Öğretmeni Ahmet Özkan’ın bu yemek programıyla ilgili ilginç görüntüleri de hiç kaçırmadan kayda aldığın gördüm.Boraboy yaylasındaki yemek, çay ve sohbet faslının ardından İl Milli Eğitim Müdürümüz ve beraberindekileri yolcu ettik.Diğer arkadaşlar da yavaş yavaş toparlanmaya başladılar.Ben de katılımcı öğretmen arkadaşlara teşekkür edip, buradan ayrılmak üzere kendilerinden müsaade istedim.Yanıma Taşova Lisesi Müdürü İbrahim Malakoç ve Taşova İmam Hatip lisesi Müdürü Ahmet Akçe’yi de alarak tekrar Boraboy Göl Gazinosuna indim.Boraboy Şiir Günleri etkinliğinin şiir dinletisi bölümünü icra ettiğimiz alanda oturduk, gölü ve etrafı seyrettik, göl kıyısında yürüdük.(Bu arada Boraraboy’a hangi mevsimde ne zaman çıksam mutlaka şair dostum burhanettin AKDAĞ’ı telefola ararım.Bugün telefonumun azizliğine uğradım ve Burhanettin Bey üstada selam veremedim, beni mazur görsün, bir dahaki çıkışımda mutlaka arayacağım) . Boraboy Gölü etrafındaki bu kısa temaşamız esnasında Taşova Lisesi Müdürü İbrahim MALKOÇ ve Taşova İmam Hatip Lisesi Müdürü Ahmet AKÇE’nin bana hitaben “Hocam, gelecek yıl programda platformu şuraya kuralım, bayrakları şuralara asalım, şesiye ve gölgelikleri şöyle yapalım” gibi şimdiden dile getirdikleri gelecek yılkı etkinliğe ilişkin öneri ve hayalleri beni duygulandırdı.Anladım ki, ilçemizin mütevazi imkanlarıyla iki yıl üst üste düzenlediğimiz Boraboy Şiir Günleri etkinliği şair dostlarımızın yanı sıra Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu’nun kuruluş amaçlarını belirleyen eğitim, edebiyat ve şiir alanında bu gökkubbe altında hoş bir seda bırakmak ve bu gönüllü faaliyette çorbada tuz misali katkı sunmak isteyen eğitimci meslektaşlarımın ve Taşovalıların da gönlünde ayrı bir yer etmiştir. Ben de kendilerine “Gelecek yıl kavramı çok uzak bir zaman dilimini ifade eder.İnsan hayatında bir yıl çok yakın gibi görünse de uzak bir süredir.Bugün varız yarın yokuz, gelecek yıla kimbilir nerede oluruz.Sonra biz devlet memuruyuz, bakarsın gelecek yıl başka bir yerlerde oluruz, dolayısıyla belki biz de diğer şair dostlarımız gibi misafir olarak katılırız” diyerek çalışma arkadaşlarıma şimdiden dile getirdikleri gelecek seneki etkinlikle ilgili planlama ve düşüncelerinden dolayı teşekkür ettim. Gün Boraboy’un ucundan süzülürken güzel bir günü daha geride bırakarak Boraboy’dan ayrıldık.Tüm dostları en içten duygularımla selamlıyor, şiir ve sanat yolunda güzellikler diliyorum.01/06/2008 – ali rıza atasoy
NOT: BORABOY YAYLASINDAKİ MUHABBET ESNASINDA ÖMER CELEP ’MÜDÜRÜM BUGÜNÜ DE YAZARSINIZ HERHALDE’ DEMŞTİ, BEN DE YAZDIM