- 603 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
İŞBİRLİĞİ
Mesleğim gereği yıllarca ’taşra demeyeceğim’ ülkemin kırını-bayırını, ovasını; şehirlerinden çok köy ve kasabalarını gezdim. Tabi bu gezilerim sırasında tabir yerindeyse alık alık dolanmadım. İnsanları sürekli konuşturur, sorular sorar, gözlemler yapardım. Bu gözlemlerim sırasında yaptığım en önemli tespitim; toplumumuzun doğudan-batıya, kuzeyden-güneye, birlikte iş yapma kabiliyetinin çok zayıf olduğudur.
Bu durum bilgilenebildiğim ve gözlemleye bildiğim kadarıyla bütün doğu toplumları için böyledir. Geri kalmışlığın ve başarısızlığın temel nedenlerinden biri budur. ’Bir elin nesi va,iki elin sesi var" denirde, hiçte böyle yapılmaz ve yaşanmaz. İki kişinin ve ya kişilerin bir araya gelip, düşünce oluşturması ve uygulamaya koyması çok hayati bir şey ve önemlidir. Doğu dünyasında bu oldukça zayıftır ve gerçek anlamda da başarılmış bir şey değildir.
Bu neden önemlidir ? Bildiğimiz gibi reeel anlamda batı toplumlarını başarılı buluruz. Batı toplumları çektikleri onca acıdan sonra bu birlikteliğin önemine inanmış, biraraya gelme ve iş başarma kültürünü yakalamışlardır. Basit bir örnekle, kooperatif kültürünü onlar geliştirdiler ve çokta faydasını gördüler, batının yine reel anlamda kalkınmasının temel öğelerinden biri olmuştur kooperatifçilik. Sonra yaygın toplum kesimlerini ilgilendiren kurumlar aynı mantıkla devreye tamamlayıcı unsurlar olarak sokulmuştur. Bankalar gibi..Bunlar hep birarada iş yapma kabiliyetinin ürünüdür...
Yıllarca bizdeki kooperatiflerde, Ormancılık, balıkçılık, genelde tarım kooperatiflerinde genel kurullara görevli olarak giderdim. Mevcut yönetimlere sorardım; ’Neden seçilmek istiyorsunuz’ ? Cevap: Abi bu işi burada bizden başkası beceremez..Gelecek olanlara aynı soruyu yönelttiğimde; " Abi yeter yediler..Birazda biz yiyelim,ne mahsuru var.." Eh elbette mahsuru yok yiyin efendim !...Burada çok önemli bir şey çıkardı ortaya; birarada iş yapma gibi şeyler zaten çoktan unutulmuştu da, Kaba güç olarak, aile, kabile, sülale ne derseniz, gücü elinde bulunduranlar hep pusuda kalır ve sonun da işin başına bir türlü geçerdiler. Kazanınca iki elde silah atışı yapıp giderdiler...
Bu durum aslında beni diktatörlüğün kaynağına götürdü. Bir arada iş yapmayı beceremeyen toplumlar diktatörlerce idare edilir. Doğru-yanlış, olabilir ama, ben de bu durum ciddi bir kanaat oluşturmuştur. Böylece idareyi güçlülerin eline teslim ettiğinizde, onlar çıkarlarına göre daha güçlü olmak için ellerinden geleni yaparlar ve kültürleri gereği de sizi güdülecek sürü olarak görürler. Zaten feodal yapının devam ettiyi, ülke ve bölgelerde de çok zahmet çekmezler. O yapılar zaten kendi içinde hiyerarşik bir diktatör yapıya sahiptirler.
Bu durum bizi nereye götürür? Seçimle işbaşına gelmenin bu tip toplumlardaki anlamsızlığına. Bu nedenledir ki, demokrasi bu ülkelerde çok sevilen, benimsenen ve istenen şey olmaz. Konjöktürel bir durum sonucu elde etmişseniz, demokrasi koymuşsanız düzeninizin adını, bütün baskılardan kurtulduğunuz anlamına gelmez. Kendileri gelemedikleri yerde adamlarını getirir ve size seçtirirler. Siz demokrasiyi bir fotoğraf olarak görürsünüz. Aslı çok uzaklardadır. Doğu demokrasilerinin yaşadığı başarısızlışın kaynağı budur. Bu çok kolay kırılacak bir yapı değildir. İyi gözlem yaptığınızda, mahallenizde, köyünüzde, kasabanızda ve şehrinizde bu küçük diktatör yapıları gözlemleyebilirsiniz. Bunların toplamıdır ki, ülkenizin demokratik yapısını oluşturur.
Çok karamsarım değil mi ! Evet küçük ve büyük onca diktatörden kurtulmanın yolu toplumlarda birlikte iş yapma kabiliyetinin gücüne bağlıdır. Siz başaramazsanız, bir diktatör gelir sizi biraraya toplar kuzu kuzu işinizi yaprsınız.
Yeni diktatörlere hazırlanan dünyada ne çok yer var görür gibi oluyorum. Diktattörsüz yeni bir dünya için birlikte işbirliği diliyorum. Yanılmış olabilirim ama, bu benim düşüncem.
Yazım her türlü eleştiriye açıktır...Selam,saygı...
YORUMLAR
Üstadım ne kadar derin ve anlamlıydı.Hiç bu yönden düşünmemiştim ülkemizdeki demokrasinin işleyişini.
Görünmez diktatörlerle yine olan oluyor diyorsunuz yani.
Görüntü var ama ses yok diyorsunuz.
Evet bir düşündümde gerçekten birlikten yoksun bir toplumuz.
Her an zorla biraraya gelenlerimiz bile en ufak bir anlaşmazlıkta hemen çözülmeye hal hazırda beklemede.
Sanırım konunun özü en derinlerde yatıyor.Bilinçte.
Başarılı düşündüren yazınızı canı gönülden kutlarım.
Her zamanki gibi aydınlık veren bir yazı okudum kaleminizden.Selam ve saygılarımla.
Kendileri gelemedikleri yerde adamlarını getirir ve size seçtirirler. Siz demokrasiyi bir fotoğraf olarak görürsünüz. Aslı çok uzaklardadır. Doğu demokrasilerinin yaşadığı başarısızlışın kaynağı budur. Bu çok kolay kırılacak bir yapı değildir. İyi gözlem yaptığınızda, mahallenizde, köyünüzde, kasabanızda ve şehrinizde bu küçük diktatör yapıları gözlemleyebilirsiniz. Bunların toplamıdır ki, ülkenizin demokratik yapısını oluşturur.
Hocam yazınız vallahi çok etkili .Akalımdan gecen ama dillendiremediklerimdi.Takipteyim.
saygılar